Türkiye son günlerde emperyalist çetelerin çatı örgütü PKK’nın kalleş saldırıları ile çalkalandı… Yollara döşenen modern mayınlar ve yüksek tahrip güçlü El Yapımı Patlayıcılar (EYP) hepimizin yüreğinde patladı! Bu tür tuzakların panzehrinin erken ihbar yani istihbarat olduğunu biliyoruz… Peki, niçin devletin istihbarat sistemi sınıfta kaldı?
TÜRKİYE’NİN İSTİHBARAT BİRİKİMİ BİRER BİRER BUDANDI
TSK, öncelikle kendi emrindeki Genelkurmay Elektronik Sistemler (GES) Komutanlığı, diğer kaynakları ve Jandarma istihbaratına dayanarak istihbarat çarkını döndürürdü. MİT ve Emniyet Teşkilatı’ndan aldığı bilgilerle özgün istihbaratını desteklerdi…
Ancak bir devlet için inanılması bile güç gelişmeler yaşandı. Jandarma kılcal damarlar gibi ülkenin en ücra köşelerine kadar yayılmıştı. Devleti destekleyen çok etkili bir istihbarat alt yapısı vardı. Zirve yayınevi gibi zırva davaları bahane ederek bu saat gibi işleyen sistemi hedef aldık! Sonunda bu güçlü çarkın dişlilerini tahrip ettik!
GES NİÇİN ÖNEMLİYDİ?
GES, Genelkurmay’ın uzun yıllar içinde tesis ettiği etkin bir istihbarat birimiydi. TSK’nın gözü, kulağı, istihbarat deposuydu! Büyük bir atılım yapmış, büyük devletleri bile imrendirecek bir yapıya kavuşmuştu… PKK ile mücadelede göz kamaştıran istihbarat başarıları kazanmıştı! Çatışmanın sonucunu doğrudan etkileyen Operasyonel İstihbarat (Actionable Intelligence) yetkinliğini her geçen gün artırıyordu… Bu birimin MİT’e bağlanması tam bir ötenaziydi!
Çünkü mevcut yapısı ile MİT bu komutanlığı yönetebilecek asgari yeteneklere sahip değildi! Teknik, istihbari ve askeri gerekçelerle değil, siyasi nedenlerle GES TSK’dan koparıldı. Askeri niteliği öne çıkan bu yapıyı, ancak Genelkurmay gibi kurumsallaşmış, deneyimli bir karargâh idare edebilirdi.
GES’in topladığı istihbaratın kullanıcı makamı TSK iken MİT’i araya sokmak akla sadece SİMİT’i getiriyor… MİT, GES’e sadece ayak bağı olurdu; öyle de oldu! MİT, GES’e bağlanabilirdi ama GES’in MİT’e bağlanması aklın havsalanın alabileceği bir olgu değildi! Bu biraz da fili yönetmek için karıncaya görev verilmesine benziyordu…
EMNİYET İSTİHBARATI VE MİT NE YAPTI?
Koskoca devlet Emniyet istihbaratını FETÖ’ye teslim etti! “Ne istediniz de vermedik!” Vermesine verdiniz de bu örgüt devlet için istihbarat toplayacağına yurtsever avına çıktı! Balyoz, Ergenekon, Poyrazköy, Casusluk davalarında destan (!) yazdılar… Cumhurbaşkanı canlı yayında kendi sesiyle Türkiye’ye duyurdu: “Adamlar açılım sürecini silah depolamak için kullanmışlar!” Vay anasını sayın seyirciler! Öyle mi olmuş?
GES’i bağlarında meyve toplamaya başlayan MİT istihbarat etkinliğini artıracağına, diplomasiye merak sardı! PKK ile müzakerelerden sorumlu diplomasi (!) kulübüne dönüştü… PKK hakkında istihbarat toplama aşamasından, demokratik bir devrim gerçekleştirilerek PKK’nın beğenmediği devlet görevlilerinin ipinin çekilmesi aşamasına geçildi!
Ama Allah’ı var, hakkını da yemeyelim, “üç-beş bomba atma!” fantezileri ile istihbarat dünyasına yeni ve üçüncü bir boyut kazandırdı! Ama maalesef bu müthiş keşifleri deşifre oldu! Bu yöndeki yüksek düzeyli (!) tartışmalar, neredeyse “Biri bizi gözetliyor!” programında canlı yayımlanacaktı… O kadar kusur kadı kızında bile olur!
İstihbarat dünyasında olanlar çok iyi bilirler… Yerinden istihbarat toplamayı hedefleyen İnsan İstihbaratı (İNİS) çok önemli ve kritiktir! Yaşamsal önemdeki istihbarat başarılarının arkasında hep İNİS vardır… Ama devlet Güneydoğu’dan çekildi. Korucular ve devlete bağlı yurttaşlarımız kaderine terkedildi! Hatta FETÖ’ye müzahir yargı elemanları bunları deşifre ederek PKK’nın önüne attı! Sorumsuz uygulamalarımızla bu kaynağı da kendi ellerimizle kuruttuk…
BATI ÜLKELERİNİN İSTİHBARAT FAALİYETLERİ
Kendimizi kandırmaktan vaz geçelim. Batı, “PKK/PYD’ye kara gücüm” derken, bu ülkelerle istihbarat işbirliğini sürdürmek önümüze ağır bir fatura çıkarır! Eğer bir Batı ülkesi, bir unsuru kara gücü olarak ilan ediyorsa, bunun kaçınılmaz sonucu o gücü istihbari olarak desteklemektir. Buna Türkiye hakkında istihbarat toplamak da dâhildir!
Yabancı ülkelerin ülkemiz hakkında istihbarat elde etmek için sınırlarımızın içinde kullandığı bütün kaynakları kurutulmalıdır! Bu yöndeki antlaşmalar süreleri dolduğunda, tek taraflı olarak feshedilmelidir! Ayrıca, bu ülkelerin PYD ile otomasyona dayanan istihbarat sistemleri kurduğu unutulmamalıdır… PYD demek PKK demektir! PYD üzerinden PKK’ya her türlü bilgi kolaylıkla gönderilebilir! PKK’ya yönelik tüm operasyonlarda bu husus göz önünde bulundurulmalıdır…
SONUÇ
Aklıma rahmetli Neşet Ertaş’ın güzel sesi ile içimizi kıpır kıpır ettiği türküsü geliyor: “Kendim ettim, kendim buldum. Gül gibi sararıp soldum!” Bu dağınık yapı bize çok acılar yaşatır! İstihbarat açısından bugünümüzü bile mumla ararız… Devletin istihbarat sistemi tepeden tırnağa yeniden yapılandırılmalıdır! Bu konudaki naçizane önerilerimizi, fırsat olursa ayrı bir yazıda ele alırız…
Ama terörle mücadele etkinliğinin artırılması için bir dakika bile beklemeden GES yeniden TSK’ya devredilmelidir! Türk Milleti bu işin peşini bırakmamalıdır! GES bir an önce terörle müzakere edenlerin elinden kurtarılarak, terörle mücadele edenlerin emrine verilmelidir…
Amiral Soner Polat
ulusalkanal.com.tr