Aldım, ama sor niye?

Çetin Ünsalan Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

Ülkede akıl tutulması mı, yaşanıyor, yoksa her şey iyice mi çığrından çıktı açıkçası karar vermek güç. İllegalitenin bu kadar normal sayıldığı başka bir dönem olmuş mudur, ondan da emin değilim.

Şimdi de ‘rüşvet’ suç olmaktan çıkarılıyor. Fakat ceza dışı kalma şekli, suç olarak çıkarılmasından daha çok haber... ‘Rüşvetin belgesi mi olur’ noktasından buraya nasıl geldik bilinmez ama, arada hatırlıyorum da rüşvetin bizzat bir bakan tarafından ‘bahşiş’ olarak nitelendirilmesi gerçeğini de yaşadık.

Artık ‘pişmanlık’ kavramı öne çıkıyor. Meclise sunulan yargı reformu tasarısına göre, yakalanmadan rüşvet aldığınızı ya da verdiğinizi yetkili makamlara açıklarsanız, ceza almaktan kurtuluyorsunuz.

Rüşvete pişmanlık affı olabilir mi? Eğer bu konuda biraz da olsa hoşgörülü olma eğilimine girerseniz, orada telafisi mümkün olmayan yaraların açılmasına sebep olursunuz. Rüşvet asırlardır ahlâki bir sorundur ve bu konu geri adım atmaya elverişli değildir.

Rüşvetin alınıp, verilmesini engelleyemiyor olmak başka, bunu bir kereye mahsus bile olsa affetmek apayrı bir mesele. Zira o rüşvet neticesinde bir menfaat oluştuğu gerçeği bir yana, birilerinin de hakkının gasp edildiği hakikatini de görmek zorundasınız.

Şener Şen ile İlyas Salman’ın filminde olduğu gibi, üç kağıtçı üç kağıtçı, hırsız hırsızdır. Şener Şen oynadığı karakterle her seferinde Salman’ın temsil ettiği karakteri dolandırır ve yakalanınca da sorar: ‘Yaptım, evet yaptım ama bir sor: Niye yaptım?’ Saf karakter her seferinde olayı anlayışla karşılar ve kısa süre sonra yine aynı kişi tarafından yeniden dolandırılır. Bir çocuğun yoksulluğun da tetiklemesiyle baklava çalmasını bir kereye mahsus affedebilirsiniz. Bir sürücünün aracının muayenesinin zamanını geçirmesini göz ardı edebilirsiniz.

Fakat sorarım size: Bir insanın maaş karşılığında yaptığı ve işi olan bir konuda, karşısındakinden menfaat temin etmesinin nasıl bir affedilecek yanı var? Yani nasıl bir ihtiyaç hasıl olmuş olabilir ki, birey rüşvet almayı kabul etsin?

O zaman insanın aklına başka faktörler geliyor. Bu af ile birlikte geçmişe yönelik kimler aklanacak? Bugün için kimler böylesi bir suçun içinde? Rüşvet alanın yakalanacağını anlayınca kendisini ihbar etmesi af olacak ise, bu anlayışa sahip birinin açıktan başka menfaat temin etmediğinin garantisini nasıl vereceksiniz?

Böyle bir düzenlemeyi bırakın yapmayı, düşünüyor olmak bile başlı başına bir skandaldır. Siyaset bu yaptığı yanlıştan en kısa süre geri dönmeli ve tasarının gündem dışı kalmasını temin etmelidir. Yoksa bugün yapılmış bu hareket, Türkiye’de herkesi rüşvetçi hale getirir. Yakalanacağını anlayan da gider kendini tespit ettirir ve cezadan kurtulur.

Başbakan, amacını da aşarak dindar nesillerden bahsediyor. Soruyorum kendisine hangi dinde, inançta veya etik toplum kuralında rüşvet hoş görülüyor? Ne güzel memleket... İşine nereden geliyorsa, meseleye oradan bak. En acısı da kimsenin sesi çıkmıyor. Herkes mi rüşvetçi birader? Anlayan varsa, beri gelsin.

Çetin Ünsalan

ulusalkanal.com.tr

- - - - - - -

Tüm yazılarını göster