Ceyş el vatani (Milli ordu)

Soner Polat Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

Yeni Şafak’ta 1 Ocak 2018 günü manşetten verilen haber ezber bozan bir mahiyet taşıyor. Haberde özetle, “Suriyeli muhaliflerin 7 yıl sonra ‘Milli Ordu (Ceyş El Vatani)’ kurdukları” ifade ediliyor. İri puntolarla gazetenin geçtiği metni olduğu gibi aktaralım: “Suriye’deki tüm muhalif gruplar, Türkiye’nin öncülüğünde bir araya gelerek ‘Ceyş El Vatani’ adlı milli orduyu kurdu. 30’dan fazla grubun birleşmesi ile kurulan milli ordu, iç savaşın başladığı 2011 yılından bu yana en büyük silahlı yapı olma özelliği taşıyor. 22 bin kişilik milli ordu, Afrin operasyonunda TSK’ya destek verecek.”

MİLLİ ORDU MİLLİ ORDUYA KARŞI!

Hükümete yakın bir gazetede hem de manşetten verilen haber, ister istemez bazı soruları da beraberinde getiriyor. Suriye devletini savunan bir milli ordu olduğuna göre, bu yeni kurulan milli ordu nasıl bir işlev görecek? Devlet teorisine göre bir ülkede iki milli ordu olmayacağına göre, bu iki ordu birbirlerine dostane mi bakacak? Suriye ordusu milli bir nitelik taşımadığına (!) göre, bu yeni ordu, diğerinin üstüne mi sürülecek? Rusya ve İran, Suriye ordusu ile askeri işbirliği içinde olduğuna göre, Astana ve Soçi süreçlerinde bu yeni milli ordu hangi gerekçelerle savunulacak? Yeni milli ordu, Suriye’nin milli ordusuna saldırırsa, Rusya ve İran nasıl bir tepki verecek?

Astana sürecinde de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK)’nin 18 Aralık 2015 tarihli 2254 sayılı kararı esas alındı. Buna göre Suriye’nin toprak bütünlüğü, bağımsızlığı ve egemenliği garanti altına alınıyor. Türkiye de bu kararı desteklediğine göre, Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlamak için hangi askeri güçleri kullanmayı öngörüyor? Yeni bir milli ordu kurulduğuna göre, bu ordudan, önce Suriye ordusunu ortadan kaldırması, daha sonra da Suriye’deki bütün ayrılıkçı unsurlarla savaşması beklenir! Olaylar bu yönde mi gelişecek? Yoksa kimsenin bilmediği başka bir plan (!) mı var?

Bu yeni ordu, sadece Afrin’de ya da Suriye’de Türkiye’nin çıkarları için kullanılacaksa, niçin ‘milli ordu’ tanımlaması yaparak bütün şimşekleri üzerimize çekiyoruz? Avrasyalı müttefiklerimizin bize kuşku ile bakmasından nasıl bir fayda bekliyoruz? Suriye ile doğrudan ihtilafa yol açacak bu tanımlama gelecekteki bütün muhtemel yolları tıkamıyor mu? Ayrıca böyle bir isimlendirme bütün dünyada, “Acaba, Türkiye’nin gizli planları mı var?” şüphesi uyandırmaz mı?

ABD de dâhil olmak üzere birçok ülke Esat’lı sürece karşı çıktı; bu yönde çeşitli politikalar izledi; büyük bir çoğunluğu bu politikalardan vaz geçti ama hiçbir ülke Suriye ordusunu gayrı millî, kendi desteklediği güçleri milli ordu ilan etmedi! Çünkü böyle bir varsayım üzerine siyaset ve strateji inşa edilemez! Bu yönde iddialı olursanız, Suriye ordusunun karşısına çıkmanız gerekir. ABD olsanız bile böyle bir durum sizi sayısız problemle karşı karşıya bırakır! Çünkü BM’nin meşru olarak tanımladığı bir devlete gerekçesiz saldırmış olursunuz!

GEL GİTLERLE DOLU BİR SÜREÇ

Suriye krizinin başından beri Türkiye sürekli yalpalıyor. İnişli çıkışlı bir grafik izliyor. Eylem ve söylemleri birbiri ile uyuşmuyor. İyi hesaplanmış, sınırları belirlenmiş, taktik adımları planlanmış bir strateji eksikliği hemen göze çarpıyor. Bu nedenle iyi niyetle atılan cesur adımlar istenilen düzeyde etki yaratamıyor! İttifak sistemi kurulamadığından büyük bir başarı ile icra edilen Fırat Kalkanı Harekâtı’nın Membiç aşamasında karşımıza ABD ile Rusya birlikte çıkıyor. Strateji eksikliğimiz ABD’ye de, Rusya’ya da manevra alanı kazandırıyor. Türkiye uygun adımları attığı takdirde Rusya bu kibirli tavırlarını sürdüremez! Rahatsız olsa bile en fazla sessiz kalır. Kuzey Irak’ta Barzani’nin burnu sürtülürken Rusya kimin aklına geldi?

Kuzey Irak’ta bağımsızlık referandumunun ezilmesi için kurulan üçgen, aslında Kuzey Suriye için de iyi bir modeldir. Türkiye, İran ve Irak, Kuzey Irak’ta nasıl belirleyici olduysa, Türkiye, Suriye ve İran bu kez Kuzey Suriye’de belirleyici olabilir. Rusya platonik aşkına son vermek zorunda kalır! Hangi açıdan bakılırsa bakılsın, ‘Ceyş El Vatani’ söylemi gerçek hayattan kopuk olduğundan hiçbir fayda sağlamıyor; sadece ülkemizin başını ağrıyor

Amiral Soner Polat

ulusal.com.tr

Tüm yazılarını göster