Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu Başkanı Bendevi Palandöken ürünlerin zincirler tarafından tarlada kapatıldığından yakındı. Baktığınızda son derece doğru bir tespit… Bu nedenle tüketici beş katı maliyetle ürün yerken, üretenin eline fiyatın beşte biri geçiyor.
Sonuçta da bir tarafta üreten ve tüketen zarar görürken, öte tarafta elde edilen büyük kârların yurtdışına transferi için fırsat doğuyor ve bu yapı aynı zamanda enflasyonist baskıda da etkili oluyor.
Şimdi bunlardan yakınmak güzel olabilir ama, ‘bugüne nasıl gelindi’ sorusunu sormak daha önemlidir. Yıllarca esnafı yok sayarak, perakende zincirlerini destekleyenlerin, bugün timsah gözyaşları dökmesini anlamak mümkün mü?
Esnafı yok etmek pahasına AVM tutkusuyla çevre katliamına bile onay verenlerin hatası var da, düşünce yapıları bu olmasına rağmen bunların arkasından gidenlerin hiç mi günahı yok? Sistematik bir biçimde marketçiliği savunanları kim savunuyor; kim oy veriyor bu soruyu da sormak gerekmiyor mu?
Yıllarca anlattık; ‘esnaf bu ülkenin taşıyıcı kolonudur; onu yıkarsanız ülkeyi yıkarsınız’ diye… Fakat biz bunları anlatmaya çalışırken, bizleri çağdışı olmakla suçlayanları destekleyen yine esnaf oldu. Bunu ne yapacağız?
Bakın bu ülkede toptancı esnafa ve onu temsil eden Rami’ye rekabet kurallarından kanunlarına kadar geniş bir yelpazede ambargo uygulandı. Birileri bunun destekçiliğini yaparken Rami’nin veya benzeri yapılardaki toptancıların ne işe yaradığını düşünmediler.
Bunlar hem üretim noktasındaki tarlayı destekleyen, hem perakende noktasındaki esnafa açık hesap mal verip kredilendirme yapan, ürün fiyatlarını da dengeleme mekanizması gibi çalışan yapılardı. Hataları yok muydu? Şüphesiz vardı. Ama onları düzeltmek yerine, yapıyı yok etmek, uluslararası dağıtım zincirlerinin önünde yem etmek bizi bugünlere getirdi.
Peki bu işe kaç kişi ses çıkardı? Kredi kartını cebine koyan vatandaş bakkalı, bakkal toptancıyı, toptancı da yok olunca tarladaki adamı öksüz bıraktı. Bugün geldiğimiz noktada ise dev zincirler, borç ve ekonomik açmaz içine düşen çiftçiyi tarlasında avlıyor.
Peki esnaf ne kadar masum? Şimdi pek de kimsenin bilmediği bir anekdotu mealen paylaşayım. Toptancı bir Alman devinin Türkiye pazarına girmeye hazırlandığı sıralar. Dönemin Bakanı Adnan Kahveci esnaf temsilcileriyle buluşuyor.
Deniliyor ki ‘bakın bu yapı sizin hayatınıza mal olur. Gelin güçbirliği yapıp, benzer bir organizasyonla siz ortaya çıkın, desteği siz alın.’ Ne yazık ki dönemin esnaf temsilcileri biraz tehlikeyi ciddiye almayarak, biraz da beraber yürüme kültürünün eksikliğiyle bu işi atlıyorlar.
Yıllar sonra geldiğimiz noktada esnaf yok olma tehlikesiyle, çiftçi köle fiyatlarına çalışma gerçeğiyle, vatandaş da kredi kartları üzerinden iflas riskiyle karşı karşıya. Şimdi o günden bugüne bakıp, soruyu tekrar soralım: Tarlada kapatılan ne? Ürün mü; koca bir ülkenin dağıtım kanalı zinciri mi?
Çetin Ünsalan