Memleketçe 'para'landık

Çetin Ünsalan Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

Türkiye ekonomisi 2013 – 2014 ortalaması itibariyle 850 milyar dolar civarında bir büyüklüğe sahip. Elbette bu sevindirici bir şey; ama insan ister istemez bir kaç kalemde sağlama yapmaya başlayınca, ‘bu paralar nereye gitti’ sorusunu da sormadan edemiyor.

Mesela AKP iktidarı döneminde patlama yaşayan toplam borcu ne yapacağız? Brüt iç borç stoku 155 milyar TL’den 2014 Mayıs itibariyle 412 milyar TL’ye yükseldi. 2002 yılında brüt dış borcu 129 milyar dolar olan Türkiye, 2014 Mayıs’ında 386 milyar doları aştı.

Ağırlıklı reel sektör bu borcu kullandıysa resmi rakamlara göre bile yüzde 10 sınırındaki işsizlik nasıl açıklanacak? Hiçbir düşüş yok. Keza gerçeğinin çok daha yüksek olduğunu biliyoruz.

Vatandaşın borcu 2002 – 2013 döneminde 6,4 milyar TL’den 316 milyar TL’ye çıktı. 2 yılda toplam verilen bütçe açığı 273 milyar TL… Dış ticaret açığı toplamda 3 kat artıp bu iktidar döneminde 720 milyar dolara yaklaştı.

Son açıklanan veriye göre 52 milyar dolar cari açık var. 1985 yılından bu yana yapılan özelleştirmelerde 2013 sonuna kadar 57,8 milyar dolarlık değerimizi satmışız. 2014 yılında satıp savdığımız 1,6 milyar doları da eklediğinizde toplam 60 milyar doları buluyor. Bunun 48 milyar doları AKP döneminde satılmış.

Deprem için bugüne kadar vergi olarak toplanan para 27 milyar dolar... Ortada deprem ile ilgili gerçek anlamda çakılan çivi yok. Maliye Bakanı Şimşek’in ifadesine göre paralar duble yola gitmiş. 850 milyar dolar büyüklüğü olduğu söylenen Türkiye’nin pozisyon açığı, yani karşılıksız kullandığı para 425 milyar doları bulmuş.

Peki bu kadar para harcanıp, elde avuçta ne varsa satıldığı, karşılıksız borçlanıldığı halde Türkiye’de neden 22 milyon kişi 527 TL ve altında bir paraya yaşamaya çalışıyor? Niye son 5 yılda TÜİK verilerine göre bile 1,7 milyon kişi daha yoksul. Neden 10 milyon yeşil kartlı var? Neden yaklaşık 13 milyon kişi yatağa aç giriyor?

Niçin sürekli birkaç saat çalışanı bile işsiz saymayacak formüller geliştiriyoruz? Neden firmalarımız tahsilât sıkıntısı içinde? Elektrik borçlularına baktığınızda niye 1,6 milyar TL ile, yani bu yıl yapılan özelleştirmenin yarısı değerinde bir rakamla resmi daireler ve belediyeler neden borçlu?

Başarılı ekonomi palavrasını anlatanların bunların açıklamasını yapması gerekmiyor mu? Neden bu kadar çok borç almışız, bu kadar büyük mal mülk satmışız ve neden halen fakiriz? Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Babacan’ın da ifade ettiği gibi nakit 220 milyar dolar bulmamız gereken bir yılda, madem bu kadar zenginiz de neden kara kara düşünüyoruz?

Yeni bir rakam daha vereyim. Yılın ilk yarısında özel sektör dış borç almaya devam etmiş. Bir yılda şu an itibariyle bulmamız gereken nakit para 52 milyar dolar cari açığın finansmanı ve kısa vadeli 73,7 milyar dolar borçla 125 milyar doları buldu. Bu parayı nereden bulacağız?

Ne yaptınız bu kadar parayı? Karşılığında ne var? Sakın bana duble yoldan bahsetmeyin. Mevcut yola asfalt döküp, yanına bir yol daha yapıp, duble yol yapıldı diye maliyetlendirdiğinizi sağır sultan bile biliyor. Bir yol yapıp iki yol parası aldınız. Üstelik çok övündüğünüz yolları da 5,6 milyar dolara satmaya kalktınız. Bırakın başarılı ekonomi palavraları atmayı da, önce bu sorunun yanıtı verin? Nereye gitti bu kadar para?

Çetin Ünsalan

Tüm yazılarını göster