Türkiye’de vatandaş olmak her zamankinden daha zor bir hal aldı. Geçim sıkıntısı bir yandan, alınamayan maaşlar öte yandan, işsizlik beri taraftan, yıllardır enflasyona ezdirilen maaşlar ve çaktırmadan yapılan soygun her taraftan can yakıyor.
Alışveriş yaparken, gelir seviyeniz ne olursa olsun dolaylı vergilerle soyulmuyor musunuz? Eğer mükellef iseniz Maliye, SGK tepenize biniyor da, kaçak çalışıyorsanız sizi görmezden gelmiyor mu?
Baklava çalan çocukların yargılandığı ama banka hortumlayanların itibarının geri sunulduğu, kamu işleri ihale solanlarında bitirmeyip, vatandaşın daha çok borçlanmasını sağlayan siyaset, aynı kaldırımı bir yıl içinde beş kere söküp takan, rantsal dönüşümle insanların tapulu evlerini ucuz kamulaştırmayla elinden alan bir belediyecilik anlayışı yok mu?
Türkiye çapında yüzde 5’lik sorunlu ve yapılaşmış alanı gösterip, geri kalan yüzde 95’i de buna katıp, ormanları yağmaya açan bir zihniyet ile karşı karşıya değil miyiz? Dişiyle tırnağıyla bir milletin yarattığı zenginlikleri yok pahasına yabancılarda devredenler yok mu?
Ve tabii bu fotoğrafın en büyük aktörü: Bankalar… İnsanları önce tüketim ekonomisine alıştırıp, 60 ay vadeyle tatil sunacak kadar çığırından çıkan, cebe konulan kredi kartları ya da hesap kartları üzerinden yasa dışı olarak aidat toplayan, ticari bir kredi için başvuran KOBİ’ye ölüm teminatlarını şart koşan, önce zorla kredi verdiği çiftçinin varını yoğunu satışa çıkaran kim?
Şimdi bir de bir bankacının itiraf mektubu ile yeni bir tokat yediğimizi anlıyoruz. Sıcak gündem isimli bir internet sitesine gelen ve haberleştirilen eski bir bankacının mektubunda anlattıkları yenilir yutulur cinsten değil.
İşte nara atarak kutlandığı ifade edilen o satırlar: ''Örneğin müşteri kredi kullanırken kendisine çıkartılan masraf 400 TL ise bu rakam 700 TL denilerek, kalan 300 TL para ile müşterinin haberi, rızası ve imzası olmadan işsizlik sigortası, konut eşya planı sigortası, KMH koruma sigortası, kredi kartı koruma sigortası vb. sigortalar yapıyorlar.
Çoğu akşam çalışanların, üstelik dördü de bayan bugün müşterilere ‘2 bin TL geçirdim, 3 bin TL geçirdim’ diye sevinç naraları attığına şahit oldum, çünkü çalışanlarda komisyon alıyorlar. Ay sonu maaşlar yattığında bu primler paylaşılıyor ve bazı arkadaşların bu para bana daha çok tatlı geliyor, havadan gelen para diye dalga geçtiklerine de şahit oldum.''
Üstelik işsiz kalanların bu parayı almaya hakkı olduğu, ama haberi olmadığı için de yine cebe kaldığı vurgulanıyor. BBDK bu konuyla ilgili soruşturma başlattı. Sonuçta her zaman bankaların kazandığı bu kumar masasında tüketicinin hakkı verilecek mi, hep beraber göreceğiz? Ama hepsi bir yana ortadaki sorun daha da büyük.
Bankacısından Maliye’sine, AVM’sinden belediyesine kadar herkes ortak amaç edinmiş, vatandaşı soyuyor. Durdurun artık bu soygunu… Ya da vatandaş olup siz hakkınıza sahip çıkın. İşte size verilen bir torba kömür karşılığında yaşadığınız gerçek. Özetle dünyanın en pahalı kömürünü kullanıyorsunuz.
Çetin Ünsalan
ulusalkanal.com.tr