Boş kağida imza

Çetin Ünsalan Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

Şimdi size çok net bir soru soracağım: Kaçınız önünüze konulan boş bir kağıda ya da içeriğini bilmediğiniz bir yazının altına imza atarsınız? Yüz kişi arasında anket yapsak, bir kişinin ‘atarım’ diyeceğinden bile şüpheliyim.

Neden? Çünkü bilmeden, okumadan attığınız imzaların, kabullenişlerin hayatınızı mahvedebileceğini düşünürsünüz. Peki kendi hayatınızla ilgili bulunmayacağınız bir tasarrufu, birileri sizin hayatınızla ilgili kullanıyorsa ne olacak?

Bu ülkede her fırsatta milli iradeden bahseden, yüzde 10’un altında kalanların da oylarını toplayarak yüzde 47’leri bulan, gerçekte öyle olmadığı halde artık oylarla iki seçmenden birinin oyuna sahip olan, bunu da toplam seçmenin değil de, ülkedeki nüfusun iki kişisinden biri olarak lanse eden iktidar partisinden bahsediyorum.

Öyle ya da böyle TBMM’de Cemil Çiçek’i çıkardığınızda 326 Milletvekili olan bir partiden söz ediyoruz. Peki bu partide işler nasıl yürüyor? Birçok konudan bakanların bile haberinin olmadığı biliniyor. Peki ya milletvekilleri… İşte iç yapıyı anlatan en güzel örnek AKP Samsun Milletvekili Tülay Bakır’ın komisyon toplantısındaki çıkışıyla göz önüne serildi.

Vatan Gazetesi’ndeki haberde de ortaya konulduğu gibi komisyonda ne diyor Samsun Milletvekili? “Bir yasa geliyor tabii, ‘İşte burada bir şey var, size bilgi gönderilmiş’ deniliyor, ama bunları çok bilmiyorsunuz. Onun için Genel Kurul’a gelmeden önce, aslında bize ilgili komisyonun başkanı olsun, diğerleri olsun bilgi vermesi lazım. Yani gerçekten hiçbir şeyi bilmeden geliyoruz. Hep şunu gördüm. Muhalefetin her dediği mi yanlış? İktidarın her dediği mi doğru? Ya da muhalefetin her dediği doğru mu? Bunu biz anlayamıyoruz.

Gerçekten, ben ne doğrudur, ne yanlıştır bunu anlayabilecek durumda değilim. Hukukçu da olmadığım için bazı şeylerde zorlanıyorum. Halbuki, ben o kanunlarda aktif rol almak istiyorum. Muhalefetteki arkadaşlar şunu söyleyebilirler: ‘Zaten yasalar sizin istediğiniz gibi çıkıyor.’ Ama o yasalarda iktidar milletvekili olarak hiçbir rolüm yok, sadece elimi kaldırmaktan başka. Böyle olmamalı, benim de içinde aktif görevim olmalı... Ben, bugün bu halinden memnun değilim.”

İşte milli irade kavramının ardına sığınılarak temelde tek kişinin, genelde de üç beş kişinin yönettiği Türkiye’nin hali bu. Bu nedenle örneğin 4 + 4 + 4 denilen parçalı müfredatın tartışıldığı komisyonda AKP’den tek bir eğitimci üye yoktu. Onların işi sadece el kaldırmaktı. Tıpkı Hakan Şükür’ün bir konu sorulduğunda “Büyüklerimiz her şeyi düşünüyor” demesi gibi…

Bu ülkede bütçe, yargıya yönelik yasalar, yeni eğitim sistemi, 2B, sağa sola asker gönderme yetkisi, kanun hükmünde kararname yapma yetkisi, yerleştirilen füzelere yönelik düzenlemeler, daha nicesi nicesi bu yolla geçti. ‘Büyükler her şeyi bizden iyi düşünür’ zihniyetiyle açılım masalını okudular; yolsuzluk iddialarının üzerini örttüler.

Şimdi geldiğimiz noktada böylesi bir iktidar yapısının gücüyle yeni bir anayasa dayatılıyor. Bir tarafta teröristle pazarlık masasına otururken, diğer tarafta Türk bayrağı taşıyan dayak yiyor, terörün başı katilin fotoğraflarıyla meydanlara çıkanlar bayram adı altında PKK’nın propagandasını yapıyorlar. Parmakları hallettin, kamuoyunu da oluşturduğun medya gücüyle yönlendirdin, sonra da çıkıp muhalefeti suçladın mı, işin içinden sıyrılıp çıkıyorsun.

Peki o zaman tekrar Samsun Milletvekili Tülay Bakır’ın açıklamalarına dönersek, ‘bilmiyoruz parmak kaldırıyoruz’ demek bahane midir? Bu sizi tarihi sorumluluğunuzdan kurtarır mı? ‘Uydum imama’ diye cenaze namazı kılınır beyler, bayanlar. Bir ülkeyi diri diri toprağa gömmeye çalışıyorlar.

Tüm bunlar gözünüzün önünde cereyan ederken, sonra çıkıp ‘bilmiyorduk’ mu diyeceksiniz. Yasamanın tamamen yürütmenin hükmü altına girdiğini kanıtlayan bu çıkış ülkede erkler ayrılığı ihlalinin net bir şekilde gözler önüne serilmesidir. Bundan şikayet edip, komisyonlarda dert yanacağınıza çıkın ve gerekiyorsa istifa edin. Edin ki biz de Ankara’da kutsal çatımızın altına ‘söyleneni yapan 550 tane parmak değil, temsilcilerimizi yolladık’ diyebilelim.

Son kez tekrar soruyorum. İçeriğini bilmediğiniz metne ya da boş bir kağıda imza atmıyorsunuz da, bilmediğiniz yasayı niye onaylıyorsunuz? Biraz bunu düşünün.

Çetin Ünsalan

ulusalkanal.com.tr

Tüm yazılarını göster