İngiltere ilkokul sistemi ve Türkiye için fırsatlar

Metin Akgerman Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

Bu yazının amacı, okura İngilizlerin ilkokul sistemi hakkında veli perspektifinden bilgi vermek ve Türkiye’deki ilkokul eğitimi alanındaki politika yapıcıların değerlendirebileceği bazı öneriler sunmaktır.

Yazının hedef kitlesi Eğitim sektörü çalışanları, politika yapıcılar ve kısmen velilerdir.

Yazı şahsi tecrübelere ve gözlemlere dayanmaktadır ve çok detayları olan sistemin ancak önemli olduğunu düşündüğüm bir kısmini kapsamaktadır.

Altını çizmek istediğim konuları madde madde yazacağım. Türk eğitim sistemi ile farklı olan konuları belirtmeye çalışacağım. İngiliz eğitim sistemine hayranlık uyandırma gibi bir amacım yoktur ancak sistemin hayli iyi olduğunu ve bazı açılardan örnek alınması gerektiğini düşünüyorum.

İlkokulda sıfırıncı sınıf

1) İlkokul birinci sınıf ile başlamıyor. Sıfırıncı sınıf ile başlıyor. Yani anaokulundan ilkokula gelen çocuklar dört yasini doldurdu ise “Reception Year” denen bir sınıfa başlıyorlar. Bu sınıfın amacı anaokuldaki oyun ağırlıklı dünyadan ilkokuldaki eğitim ağırlıklı dünyaya geçişi kolaylaştırmak, harfleri, sesleri, yazıyı, resimleri, nispeten okumayı çocuklara öğretmek.

2) İlkokul ile başlayan temel eğitim sistemi İngiltere’de ücretsiz ve İngiltere’de yaşayan herkes için (vatandaşlıktan bağımsız) bir hak. Özel (paralı) okullar ilkokul seviyesinde nadir. ( Belki 4%)

3) Paralı eğitim ile ilgili genel algı, ileri yaşlarda paralı eğitimin daha anlamlı olduğu yönünde. İlkokul seviyesinde paralı eğitim neredeyse düşük seviyede, ortaokul ve lise seviyesinde belki 8%’ler seviyesinde ( ağırlıklı Londra civarı), Üniversite seviyesinde ise 100% seviyesine çıkıyor. Birleşik Krallık (BK)’da yaşayanlar için üniversitelerin maksimum talep edebileceği ücret kanunen sınırlandırılmış durumda. ( 9250 GBP/yıl). Üniversitelerde bedava okumanın yolu burs imkanlarını değerlendirmekten geçiyor. Üniversitelerin bütçesine hükümet katkı yapıyor. Üniversitelerin “eğitim verme” bütçesinin 20% kadarı hükümetten geliyor, araştırma bütçesinin ise 65% kadarı hükümetten geliyor. Brexit öncesinde İngiliz ve Avrupalı öğrenciler İngiltere üniversitelerine eşit ve indirimli ödeme yapmakta idi. Brexit sonrasında Avrupalı öğrenciler ile Türkiye gibi 3. Ülke öğrencilerinin İngiltere üniversitelerinde ödeyeceği ücret seviyesi eşitlendi.

4) İlkokul 0, 1, 2 ve 3. sınıflardaki temel hedef okumayı çok iyi seviyeye getirmek. Matematik dahil diğer tüm dersler ikinci ve üçüncü önem sırasında kalıyor. Öğretmenin ve okulun temel odağı çocuğa okumayı ve okuduğunu anlamayı çok iyi öğretmek ve bu sayede çocuğun ileriki öğrencilik hayatında tüm derslerden başarı seviyesini artırmak. Veli toplantısında öğretmene 80 farklı soru sorabilirsiniz ancak alacağınız cevap “daha çok okusun” olacaktır ve bu baştan savmaya yönelik bir yönlendirme değil arkasında akademik ispatları olan bir yönlendirmedir.

5) İlkokullar çocuk yetiştirmede “arkada kimseyi bırakma” yaklaşımındalar. Yani sınıflarda farklı hızda öğrenen çocuklar var, ve öğretmenin hedefi en geride kalanını ne yapıp edip ortalamaya yaklaştırmaktır. Geride kalan çocukları başta sınıftaki asistan öğretmen olmak üzere okuldaki bazı öğretmenler sınıftan alıp bire bir çalıştırmakta ve seviyelerini yükseltmektedir.

İlkokul Kapsama Alanı

6) İlkokulların bir “Kapsama Alanı” var. (Catchment area). Kabaca, bu alanı okula yürüme mesafesi ile 10 dakika olarak tanımlayabiliriz. Sadece kapsama alanı içinde oturan çocuklar bu okullara kayıt yapabiliyor. Yakın okulların kapsama alanları genelde az-çok kesişiyor. Ortalamada bir ev, muhtemelen 2-3 ilkokulun kapsama alanına giriyor. Başarılı ve popüler okullara talep yüksek oluyor ve bu okullar ertesi sene kapsama alanlarını daraltıyorlar. Daha zayıf okullar ise kapsama alanlarını genişletiyorlar.

OFSTED

7) Her Türk asker doğar. Peki her İngiliz eğitimci mi doğar? Bu başarılı sistemi nasıl kurmuşlar ve yüksek kalitede devam ettirebiliyorlar? Neden bu öğretmenler “çocuklar geri kalmasın, okumayı iyi öğrensin, çarpım tablosunu iyi öğrensin” diye bunca çaba harcıyor? Haylaz çocuk çarpım tablosunu bu sene öğrense ne olur seneye öğrense ne olur? Kim görecek? , kim bilecek?.. Bu sorunun cevabı OFSTED ( Office for Standards in Education) isimli denetim kurumu. Bu kurum eğitim bakanlığına bağlı değil, parlamentoya bağlı ve okulların denetimini ve puanlamasını yapıyor ve web sitesinde okul denetim raporlarını açık olarak yayınlıyor.

8) Bir veli okul seçerken ilk Ofsted web sitesine bakıyor, bölgedeki okulların Ofsted puanlarına ve denetim raporlarına bakıyor. Ofsted müfettişleri okulları birçok kritere göre değerlendiriyorlar. Akademik başarı, velilerin yorumları, öğrencilerin mutlulukları, okula devam durumu, olması gereken seviyenin altına kalan öğrenci miktarı, ulusal ortalamalar ile bu sonuçların karşılaştırılması vs.. Detaylı denetim raporunun yanında okulun değerlendirmesi “mükemmel, iyi, yeterli ve yetersiz” olacak şekilde ( Outstanding, Good, Satisfactory, Inadequate) açıklanıyor. Mükemmel seviyede okullar daha az denetime ( her 5 yıl), daha alt seviyedeki okullar ise daha sık denetime sokuluyorlar. Tüm okulların ve okul personelinin hedefi denetimlerde “Mükemmel” seviyeye çıkabilmek, bunun için çocukların mutlu ve başarılı, velilerin memnun olması gerekiyor.

9) Ofsted puanlamasının gayrimenkul piyasasına da önemli etkisi olmakta. Veliler ev satın alırken veya ev kiralarken, çevredeki Ofsted notu mükemmel seviyedeki okulların kapsama alanlarına göre tercih yapıyorlar. Bunun sonucunda iyi okullara yakın olan ev fiyatları ve kiraları nispeten yüksek oluyor. Muhitteki okulun Ofsted denetimi sonucunda puanının artması veya azalması bölge gayrimenkul piyasasını etkiliyor.İnternetteki kiralık ev arama platformlarındaki kriterlerden bir tanesi, ilgili evin kapsama alanında hangi ofsted seviyesindeki okulların olduğu. Bu dinamiklerin sonucu olarak muhit ilkokuluna ve öğretmenlerine hem veliler, hem belediye destek oluyor çünkü okul iyi ise herkes kazanıyor, kötü ise herkes kaybediyor. Veliler sık sık okulun müfredat dışı aktivitelerine gönüllü destek oluyor. Kermeslerde çalışıyor, gezilerde çocuklara göz kulak oluyor, bazı sanat, Kulüp derslerinde görev alıyor vs.. “yeterli” seviyesindeki bir okulun yakınındaki standart bir ev kirası 1100 GBP ise, okulun Mükemmel seviyeye çıkması durumunda aynı evin kirasının 1350 GBP olması beklenebilir. Yani devlet okulları “ücretsiz” olmakla beraber “bedelsiz” denemez.

10) Bugün itibariyle İngiltere’deki okulların 86% kadarı mükemmel veya iyi seviyesinde. 2010 da bu oran 68% imiş. Yani zaman içinde sürekli yapılan denetim ve iyileştirme çalışmaları döngüsü sonucunda, birçok okulun başarı seviyesi artırılabilmiş. Ortaokul ve Lise seviyesinde bu oranlar düşüyor.

11) İngiliz okul sistemi yurtdışındaki benzerleri ile ( misal Türkiye) kıyaslandığında hakim görüş şu şekilde. İngiliz sisteminde düşük yaş gruplarında çocuğa akademik anlamda daha az yükleniliyor, yaş ve okul seviyesi arttıkça zorluk artıyor. Şahsi gözlemlerinde şimdiye kadar bunu doğruladı. Türkiye deki ilkokuldan geçiş yapan Türklerin çocukları akademik olarak ilkokul seviyesinde, yeni sınıflarında çok zorlanmıyorlar. İngilizce hakimiyeti ise küçük yaşta çok hızlı kapatılıyor.

Başöğretmen

12) Başöğretmen ( Headteacher) kavramı ilkokul sisteminin temel direği denebilir. Bu kişi ilkokulun hem akademik olarak hem idari olarak asıl yöneticisi. Bunun dışında bir “okul müdürlüğü” gibi bir kavram yok. Özellikle küçük ilkokullarda, başöğretmen derslere giriyor, her sabah okul kapısında tek tek öğrencileri ve velileri karşılıyor, sanat derslerinden sonra çocukların su kaplarını lavaboda yıkıyor vs.. Yani eğitim işinin tam olarak mutfağında olan bir profil. Bir müdür değil bir öğretmen. İdari işleri mutlaka mevcuttur ancak standartlaşma ve teknolojik imkanlar sayesinde idari işlerin büyük oranda merkezi kurumlara aktarıldığını tahmin ediyorum.

13) Bir okulun Ofsted deki başarı seviyesini büyük oranda başöğretmen belirliyor. İyi bir başöğretmen, iyi bir kadro kuruyor, kadrosunu motive ediyor ve okulu denetimlerde en üst seviyeye çıkartabiliyor. Bu yüzden başöğretmen değişiklikleri ilgili muhitte yakından takip ediliyor. Vasat bir okulun başına iyi bir başöğretmen geldiyse, muhittekiler biliyor ki ilk Ofsted denetiminde okulun puanı yükselecek, bölgede ev kiraları ve ev fiyatları artacak ve okulun öğrenci kabul ettiği kapsama alanı ileriki yıllarda daralacak.

Kulüpler

14) Standart bir ilkokul sabah saat 9.00 da eğitime başlıyor, 15.15 de bitiyor. Anne ve babası uzakta çalışan çocukların okula daha erken başlaması ve daha geç alınması durumu gerekebiliyor. Bunun için 15.00 sonrasında ücretli ve opsiyonel “kulüp dersleri” düzenleniyor. Saat 18.00’e kadar çeşitli sanatsal, sportif ve akademik aktivitelerin olduğu kulüpler düzenlenebiliyor. Bu kulüplerin saatlik ücreti oluyor ve okuldan okula değişiyor. Çocukları daha erken saatlerde okula bırakması gereken veliler için ücretli kahvaltı veya sabah sporu kulüpleri olabiliyor, bu durumda çocuk sabah saat 7.30’da okula bırakılabiliyor.

15) Kulüpler konusunda pek standart yok. Okul ilgili okul döneminde, okul dışından hangi spor kulüpleri veya sanat hocaları ile anlaşabiliyorsa veya kendi içindeki hoca kaynaklarını ne şekilde değerlendirebiliyorsa o dönemin kulüpleri oluşuyor. Misal, ilgili dönemde okul 10 adet kulüp açma kararı verdi ve her güne 2 kulüp koydu. Öğrencilerin seçme şansı var ve her öğrenci en fazla her güne 1 Kulüp hesabıyla 5 Kulüp seçebiliyor. Misal çocuğun annesi Salı ve Cuma günleri evden çalışıyorsa o günler kulüp masrafına girmemeyi seçip normal saatinde çocuğu okuldan alabiliyor. Bazı kulüplerin açılabilmesi için minimum 4-5 öğrenci kaydı gerekiyor ve bu talep olmaz ise ilgili kulüp açılmıyor.

16) Ne tür kulüpler var? Drama, film, ödev yapma, Fransızca, bollywood dansları, resim çizme, karate, futbol, jimnastik, dans, minecraft, STEM ( ilkokul seviyesi bilimsel deneyler), kodlama, invictus oyunları ( her seferinde vücudun bir kısmı kullanılmadan spor etkinliği, misal, göz kapalı, arkadaş yönlendirmeli futbol oyunu veya oturarak tenis oyunu vs.), netball ( basket ve hentbol karışımı genelde kız öğrencilerin talep gösterdiği bir oyun), hokey ( buz hokeyinin salon versiyonu), yaratıcı yazma ( creative writing. Bu alan hem hayal kurma hem yazma yetilerine yönelik), mini oyunlar ( fiziksel, genelde koşmacalı oyunlar), mindfulness ( yoga benzeri), İspanyolca, hama boncukları, bale, dodgeball ( yakartop versiyonu), yüzme, basketbol vs..

17) Kulüplerin çoğunu okul kendi kadrosu ile vermekte. Okulun spor hocası genelde spor ilintili kulüp derslerini de vermekte. Veliler de bu kulüp aktivitelerine hocalık yapabiliyor. Misal, sınıftaki Fransız kökenli çocuğun annesi Fransızca dersi verebiliyor veya Hint kökenli çocuğun annesi Bollywood dansı dersi açabiliyor. Daha pahalı olan kulüpler ise dışarıdan profesyonel hocanın geldiği dersler, mesela karate.

18) Okullarda özel müzik dersi imkanı olabiliyor. Bu dersler için genelde okul civardaki müzik okulu ile anlaşıyor, dışarıdan hocalar geliyor ve veli tarafından saatlik ücret ödeniyor. Normal ders zamanında bu aktiviteler yapılabiliyor yani diğer çocuklar rutin sınıf dersi yaparken bazı çocuklar 1-1 müzik odasında ilgili enstrüman hocalarından özel ders alabiliyor. Piyano, gitar, keman, davul gibi enstrümanların dersi verilebiliyor. Bu uygulamanın, hele ki parasız devlet ilkokulunda, pek eşitlikçi bir yaklaşım olduğu söylenemez. Diğer taraftan 30 kişilik sınıfın aynı anda piyano dersi alması da pek verimli olamayabilir. Belki tüm çocuklara müzik enstrümanı öğrenme fırsatı verecek eşitlikçi bir uygulama daha doğru olabilirdi. Tahmin ediyorum okulların ilave gelir kanalı yaratmak için açtığı bir uygulamadır.

İlkokul İşletme

19) Her sene, tüm ilkokul kadrosu en az bir kere, bölgedeki bir spor sahasına götürülüyor. Çocuklara koşu yarısı başta olmak üzere çeşitli atletizm faaliyetleri yaptırılıyor ve tüm çocukların dereceleri kayıt ediliyor. Tahmin ediyorum bu veriler ilgili merkezi otorite ile paylaşılıyor. Bu çalışmanın, sporcu yetiştirmek ve olimpiyat hazırlıklarının hayli erken bir önseçim safhası olduğunu düşünebiliriz.

20) “Okul Aile Birliği” kavramına yakın olan kavram PTA ( Parent Teacher Association). Genelde her sınıfta bir PTA temsilcisi veli oluyor ve çeşitli organizasyonel konularda velilerin hayatını kolaylaştırıyor.

21) Okulların kendi kurumsal kimliklerini yansıtan logoları, renkleri, aksesuarları var. İlkokul öğrencileri okul formaları ile okula gidiyorlar. Her okulun forması farklı. Gömlek, kravat, ceket hem kızlarda, hem erkek öğrencilerde yaygın bir kıyafet. Genelde yerleşim yerlerinde sadece okul forması ve aksesuarı satan ve tüm civar okulların üniforma ve aksesuarlarını satan tek bir yetkilendirilmiş mağaza oluyor. Genelde okula çocuklar, okullarının logolu çantası ile gidiyorlar. Sokakta bir çocuk grubu görüldüğünde, hangi okulun öğrencileri oldukları kolayca belli oluyor. Bu uygulamanın olumlu tarafı, çocukları markalı kıyafet gösterisi konusundan koruması. Çocuğa zaman içinde küçük gelen okul kıyafetleri okul aile birliğine veriliyor ve ihtiyacı olan veliler bu kıyafetleri alıp kullanabiliyor.

22) Okullar genelde “kapsama alanı” uygulamasından dolayı yürüme mesafesinde olduğu için okula gidiş gelişlerde, yürüme, scooter ve bisiklet kullanımı yaygın. Okulların genelde yeterli otopark alanı bulunmuyor ve araba ile okula çocuk bırakılması konusunda okuldan okula farklı uygulamalar mevcut.

23) Bir sınıfta kanunen maksimum 30 çocuk olabiliyor. Genellikle yüksek Ofsted puanlı okulların sınıfları hep maksimum seviyede oluyor. Asker çocuğu gibi istisnai hallerde bu sayı 32 ye çıkabiliyor.

24) İlkokul 0, 1 ve 2 sınıflarının öğle yemeklerini devlet karşılıyor. Okula sıcak yemek ya dışarıdan servis olarak geliyor veya okul mutfağında hazırlanıyor. Müslüman, Yahudi, vejetaryen, yemek alerjisi vs. durumları çocuk bazında yemek verilirken dikkate alınıyor. Fıstık gibi alerjen olabilecek ürünlerin okullara sokulması yasak.3. sınıftan itibaren devlet yemek masrafını karşılamıyor. Ya veli para ödeyecek ve çocuk okulda sıcak yemek yiyecek veya çocuk evden beslenme çantası getirecek. Genelde 3. sınıf ile beraber veliler beslenme çantası yöntemine geçiyorlar.

25) Her çocuğun dosyasında tıbbi bilgileri ve çocuktan sorumlu sağlık ocağı ( Surgery) bilgileri oluyor. Okul sırasında çocukların ufak tefek yaralanmalarını okul kayıt altına almak ve veliye bildirmek zorunda.

26) İlkokullar en yaygın okul tipleri. Genelde küçük, yaygın ve lokaller. Her yaş grubunda 1 veya 2 sınıf olması normal bir durum. Tipik bir ilkokul tek katlı veya en fazla iki katlı ve bahçeli. Sınıflarda genelde duvara asılı büyük bir LCD ekran oluyor.

27) Genelde sabit masa yerine hafif taşınabilir çocuk masaları kullanılıyor. Dersin gerekliliklerine göre bu masalar birleştiriliyor ve grup çalışmaları yapıyor.

28) Okul defteri, kitabı kalemi gibi okul eşyaları okul tarafından temin ediliyor ve ücretsiz. Tüm eğitim materyalleri okulda kullanılıyor ve okulda bırakılıyor. Ev ve okul arasında sürekli taşınan defter ve kitaplar yok. Özel bir iletişim defteri var sürekli taşınan. Bu deftere veli çocuğun hangi kitaptan kaç sayfa okuduğunu not edip imzalıyor. Öğretmende okulda hangi kitaptan kaç sayfa okudu, notları ile yazıyor. Bu özel baskılı defter, veli ve öğretmen arasında çocuğun okuma performansını takip etmekte kullanılıyor. Tüm çocuklar okula su termosu götürüyorlar.

Oxford Okuma Ağacı

29) Her sınıfta küçük bir kitaplık oluyor.( Belki 100 kitap). Genelde Oxford Okuma Ağacı ( Oxford Reading Tree) kitapları takip ediliyor. Bu seri, çocuğun seviyesi ve öğrenmesi gereken kelime ve İngilizce kavramları eğlenceli hikayeler içinde veriyor. Seviye arttıkça kitaptaki resimler azalıp kelimeler artıyor. Farklı renk kodları ile kitaplar kodlanıyor böylece çocuklar kendi seviyeleri olan renk kodları içinden kitap seçiyorlar ve o kitabı evlerine götürüp okuyorlar. Kitap bitince aynı şeriden farklı bir kitaba geçiyorlar ve her gün çocukların evde kendi seviyelerinde kitap okuması bekleniyor. Öğretmenleri çocuğun bir üst kitap seviyesine çıkmasına karar veriyor. Böylece aynı sınıf içinde birkaç farklı Oxford seviyesinde çocuk olabiliyor.

İlkokul ikide Okul Performansı Ölçme Sınavı

30) İlkokul ikinin sonralarına doğru mecburi bir ortak sınav var. İsmi Standart değerlendirme testi. ( SAT: Standard Assesment Tests ). Bu sınavı çocuklar kendi sınıflarında gözetim altında yapıyorlar. Amaç çocuğun performansını ölçmek değil okulun performansını ölçmek. Çocukların genelde merkezi bir sınava girdiklerinden haberi dahi olmuyor. Sınavdan önceki haftalarda okullar genelde çocuklara bazı hazırlık testleri yaptırıyorlar. Çocuklara bu hazırlık testleri eğlenceli bir formatta sunuluyor. Gizli Ajan Eğitimi” ( Secret Agent Training : SAT) kılıfı altında yaptırılıyor. “Gizli Ajan Eğitimi” yaptıkları için çocuklar testi tek başlarına, konuşmadan ve diğerlerine göstermeden yapmaları gerektiğini biliyor. Gerçek testi yaptıktan sonra çocuklara “Gizli Ajan Sertifikaları” veriliyor. Testin amacı çocuğun ikinci sınıf itibariyle okuma, anlama ve matematik seviyesini ölçmek. Veli talep eder ise çocuğunun sonucunu öğrenebiliyor, normal şartlarda sonuçlar paylaşılmıyor. Test performanslarının istatistiklerini merkezi otorite çıkartıyor. Ülkenin hangi bölgelerinde standart eğitim seviyesi yakalanabiliyor, hangi göçmen grupları daha başarılı, hangi okullar neyi farklı yaparak başarıyı sağlamışlar vs. analizler yapılıyor ve sonucunda iyileştirme politikaları oluşturuluyor. Benzer seviye testleri daha sonraki yıllarda okulların inisiyatifinde yapılabiliyor. Küçük çocuklarda bu testin yapılması ve faydası konusu eğitim camiasında bir tartışma konusu.

31) İlkokullarda çocuklar haftada 25 saat ders görüyorlar, öğretmenler ise ortalama 48 saat çalışıyorlar.

Bir sınıfta iki öğretmen

32) Tipik olarak ders sırasında sınıfta bir öğretmen bir de asistan öğretmen oluyor. Asistan öğretmen ders sırasında yardım isteyen öğrenciler ile ilgileniyor, bazen bir grubu veya kişiyi sınıftan dışarı çıkartıp özel ilgileniyor.

33) Genelde her sene öğretmen değişiyor. Birinci sınıf öğretmeni her sene birinci sınıfları eğitiyor, ikinci sınıf öğretmeni ikinci sınıfları vs..

Müfredat

34) Müfredatın zorunlu işlenmesini istediği konular var. İngilizce, matematik, bilim, tasarım ve teknoloji, tarih, coğrafya, sanat ve tasarım, müzik, spor, yüzme, bilgisayar, yabancı dil dersleri ilkokul müfredatında zorunlu işlenmesi gereken konular arasında. Bu dersler ayrı bir ders olarak haftalık ders programında belirtilmiyor. Sınav yok, puanlama yok. Bu konuların çoğunu sınıf öğretmeni işliyor, bir kısmını ilgili alan öğretmenleri işliyor.

35) Dönem sonu karnelerinde ders notlaması yapılmıyor. Branş ve davranış bazında beklenen seviyeye göre durum raporlaması yapılıyor. Beklenen seviyede veya altında veya üzerinde şeklinde karne geliyor. Derse katılım, gösterilen çaba, okula gecikme, sanat çalışmaları, matematik, okuma, anlama vs. gibi ilgili yaş grubundan beklenen seviyeye göre durumu bildiren bir rapor geliyor.

36) İlkokul sıfırdan başlıyor ve altıncı sene sonunda bitiyor yani toplam yedi sene. Daha sonra ikincil eğitim dönemi ( secondary education) başlıyor. İkincil eğitim dönemi için okul değişimi genelde gerekiyor ve bizdeki Anadolu Liseleri/Fen liseleri muadili akademik yönü baskın ve ücretsiz okullar olan Gramer okullarına (Grammar Schools) girebilmek için çocukların test bazlı sistemde başarılı olması gerekiyor. Bunun için ilkokul 5 ve 6 daki çocukların bir kısmı bizdeki dershane benzeri özel ve paralı test merkezlerinde hayli yoğun hazırlık yapıyorlar. Özellikle göçmen ailelerin bu okullara hazırlık konusunda hayli meraklı oldukları gözlenmekte. İkincil eğitim döneminin başka okul tipleri de mevcut.

37) İlkokulların çoğu ücretsiz. Ancak farklı tipte ilkokullar var. Kiminin ulusal müfredata uyum konusunda esnekliği mevcut. Kiminin idaresi bazı eğitim vakıflarında ( Trust). Kimi dini grupların idaresinde. Bir kısmının bütçesi direk hükümetten geliyor, bir kısmının bütçesi yerel belediyeden geliyor veya farklı kaynaklardan geliyor.

38) İlkokul öncesi özel anaokulları mevcut. Anaokulların normal ücretleri hayli yüksek. Tam zamanlı anaokullarının yıllık ortalama ücreti 13.000 GBP civarında. Anaokullarında her öğretmenin bakmasına izin verilen çocuk sayısı kısıtlanmış durumda olduğu için giderlerin büyük kısmı öğretmen maaşı oluşturmakta. Hükümetin çalışan ailelere anaokulu desteği mevcut. Haftada 30 saate kadar ve yılda 38 haftalık anaokulu masrafını belirli kurallar dahilinde hükümet karşılıyor.

Zorunlu Yüzme

39) Yüzme konusuna özel vurgu yapmak gerekli. Yüzme dersi tüm ilkokullarda en az 1 sene zorunlu. Amaç tüm çocukların güvenli şekilde erken yaşta seviyeye çıkartmak. ilkokullar çevrelerindeki bir spor merkezi veya havuz işletmecisi ile işbirliği yapıyorlar ve öğrencileri ayda birkaç saat havuza yüzme öğrenmeye götürüyorlar.

Eğitim Yazılımları

40) Okulun anlaşmalı olduğu ve kullanıma açtığı çeşitli ağ tabanlı sistemler mevcut. Genelde oyunlaştırılmış eğitim yazılımları kullanılıyor. Ayrıca okuldaki ufak tefek masrafların ödenmesi için belirli yazılımlar kullanılıyor. ( Mathshed, Edmondo, ttrockstars, spelling shed, numbots vs)

41) İngiltere’ye yeni taşındığınızda veya farklı bir şehirden yeni bir şehre taşındığınızda, çocuğun okul kaydı işini halletmek için genelde ilk başvuru mercii yerel belediye oluyor. Genelde çoğu okulun başvuru ve yedek kontenjan yönetimini yerel belediye yapıyor. Civar okullarda kapasite yok ise, size kapasite olan alternatifler sunuluyor ve size en yakın ve en çok tercih ettiğiniz okul sıralamasını alıp o okulların yedek listesine sizi kaydediyorlar. Çocuk müsait olan okula derhal başlıyor. Tercih sıralamanızdaki okullarda kontenjan sırası size gelince haber veriliyor ve arzu ederseniz okulu değiştiriyorsunuz, istemez iseniz mevcut okula devam ediyorsunuz. Bazı okullar ise başvurularını kendileri alıyorlar.

İnanç Okulları

42) İnanç okulları ( Faith Schools) için bir parantez açalım. CofE ( Church of England)’in okulları yaygın. Farkı türleri var ancak genel olarak bu okullar ulusal müfredatı uyguluyorlar . Tek farkları din derslerine yaklaşımları konusunda. Bu okullar tüm dinlere mensup öğrencileri ve dinsiz öğrencileri kabul ediyorlar. Yahudi ve Müslüman okulları da az sayıda olsa dahi mevcut. Kamu parası ile fonlanan İnanç okullarının müfredatında “Evrim Teorisi” mevcuttur, “Yaradılış Teorisi” ise mevcut değildir.

43) Eğitim yılı genelde 3 dönemden oluşur ve her dönem iki yarı dönemden oluşur. Yarı dönemlerin arasında genelde hafta sonları dahil 9 günlük tatil olur. Ayrıca dönem arası tatilleri olur. Yani nispeten kısa bir yaz tatili fakat yıl içinde birkaç adet 1 veya 2 haftalık tatiller mevcuttur.

Türkiye için fırsatlar

İngiltere’nin ilkokul sisteminde Türkiye’ye uyarlanabilecek iyi uygulamalar bulunabilir mi?

1) Ofsted benzeri, tüm okulları denetleyen ve notlayan, okulları daha iyi seviyeye çıkmaya motive eden ve Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olmayan bir sistem faydalı olabilir.

2) Okullarımızdaki bürokrasiyi en aza indirecek ve merkezi fonksiyonlara yıkacak ve tüm okul kadrosunun akademik görevinin olmasını sağlayacak bir yapı kurulabilir.

3) İlkokul dersine giren öğretmenin yanına birde asistan öğretmen uygulaması başlatılabilir.

4) Kulüp uygulamaları ilkokul öğrencisinin hayatına ve gelişimine fayda sağlamaktadır. Bu uygulamalar ayrıca yerel uzman istihdamını da desteklemektedir. Sadece batı kültüründeki kulüp uygulamaları değil, Türk ve Asya kültüründen de seçilecek, çocuk gelişimini hızlandırıcı kulüp uygulamaları devreye alınabilir mi? Kulüp öğretmenlerinin masrafına ilave bir gider olarak bakılmaması lazım sonuçta yerel hizmet değişimi kapsamında, öğrenci ailelerine ilave bir maddi zorluk getirmeyecek formül bulunabilir.

5) Türkiye’deki “hayırsever işadamlarının” okul yaptırma uygulaması, doğru yere, doğru okulların yapılması için en iyi yöntem olmayabilir. Okulların yer seçimi, kapasitesi, tasarımı, ekipmanları, yönetim süreçleri ve kadrosunun en iyi uygulamalar çerçevesinde ilgili kamu otoritesi tarafından yapılması veya yaptırılması uygun olabilir.

6) İlkokul 2 veya 3 seviyesinde, İngiltere’deki benzer, çocuklar üzerinde stres yaratmayacak bir ulusal sınav ile, okulların okuma öğretme ve çarpım tablosu öğretme konusunda ne seviyede işlerini yapabildiklerinin değerlendirilmesi ve her okulun diğer okullara göre seviyesini bilmesinin sağlanması faydalı olabilir.

7) Oxford okuma ağacı kitapları benzeri, bizim üniversitelerimizde ilk ve ortaöğretim kapsamında benzer okuma kitapları tasarlayabilirler. İlkokul sınıflarında bu kitapların mini kütüphanesinin oluşturulması ve öğrencilerin evlerine götürmesi sağlanabilir.

8) İlkokul 1 veya 2. Sınıfta çocuklara yüzmenin öğretilmesi Türkiye için de faydalı olabilir. Kazaya bağlı ölüm sıralamasında boğulma 3. sırada. Türkiye’de, çoğu genç ve çocuk olmak üzere yılda 800 kişi boğularak hayatını kaybediyor. Bu uygulama ile belki bu kaybın bir kısmını engellemek mümkün olabilir.

9) Bizde okullardaki en yüksek makam genelde “müdür” olur. Müdür kavramı sadece akademide kullanılan bir kavram değil bu yüzden okullarda “Başöğretmen” kavramının kullanılması daha uygun olabilir. Atatürk, ilk başöğretmen olarak bu kavramın itibar seviyesini çok üst seviyeye çıkartmıştır ve okullarımızda bu itibarlı unvanın kullanılması akademik ve idari performansı da olumlu etkileyebilir. Elbette bu kavramı kullanacak kişilerin hem fiilen derse giren öğretmen, hem en üst idari makam olması gerekli.

10) Türkiye’de bir ara, taşımalı eğitim kavramı denenmişti fakat çok başarılı olmamıştı. İlkokul seviyesinde amaç öğrenciyi okula servis ile götürmek değil okulu öğrencinin evine yürüme mesafesinde yaklaştırmak olmalı. Bu sistemin de çalışabilmesi için köylerin, en küçük yerleşim birimlerinin en az 50-60 haneli olması gerekebilir.

11) Tüm çalışan ailelere, anaokulu dönemindeki çocukları için haftada 30-35 saatlik destek programı devreye alınabilir. Aileye nakit para yerine dijital kupon verilebilir ve aile o kuponu anaokulu ödemesinde kullanabilir.

12) İlkokul 1 öncesi bir “giriş senesi” uygulaması yine aynı ilkokul bünyesinde uygulamaya alınabilir mi? Böylece 4-5 yasındaki çocukların ilkokula hazırlığını kolaylaştıracak yarı oyun yarı ders bir yıl devreye alınabilir.

13) İlkokul derslerine yardımcı olan ve kolaylaştıran çeşitli yazılımların geliştirilmesi veya bu konudaki başarılı uygulamalar ile işbirliği yapılması faydalı olacaktır.

14) “Türkiye’de ara tatil dönemlerini daha uzun yapmalı mıyız?” konusu tartışılabilir. Belki her bölgenin sosyo-ekonomik durumuna ( hasat dönemleri vs.) uygun bir okul dönemi planlaması yapılabilir. İngiltere’deki ara tatil dönemleri ise turizm açısından iyi planlanması ve kampanya yapılması gereken dönemlerdir. Özellkle öğretmenlerin meslek icabı tatil dönemleri sadece okul tatili dönemlerinde olabilmekte ve bu da “pahalı tatil” anlamına gelmektedir. Türkiye, turistik kampanyalarında ‘öğretmen indirimi’ uygulaması yapabilirse, İngiltere turizm pazarından alınan pay artacaktır.

Türkiye’de atanamayan öğretmen konusu önemli bir sorundur. Sınıfta asistan öğretmen uygulaması, Kulüp hocalarının devreye alınması, ilkokul hazırlık sınıfının devreye alınması gibi uygulamalar ile 310 bin civarı olan ilkokul öğretmeni sayımızı belki 420 bin seviyesine çıkartmamız mümkün olabilir. Bu geleceğe yönelik iyi bir yatırım olabilir.

Tüm yazılarını göster