Aydınlık gazetesi 18 Temmuz 2015 günü son yılların en büyük gazetecilik başarısına imza attı. Müthiş bir manşet ile son 25 yılın en çarpıcı haberini hem de belgesi ile ilk sayfadan verdi! Manşet şöyleydi: “TSK’YI DİNLEDİ, PKK’YA BİLDİRDİ!” Alt manşet ise karanlık bir dönemin gizli şifrelerini çözüyordu: “ABD Kandil liderlerini böyle kurtardı!” Ulusal hassasiyeti yüksek başka bir ülkede benzer bir haber yayımlansaydı, yer yerinden oynar, kıyamet kopar ve haberi yapan genç gazeteci Mustafa Kaya milli kahraman ilan edilirdi!
Haber öylesine önemliydi ki hemen gazetelerin ilk sayfalarını yayımlayan internet sitelerine girdim. Hiçbirinde bu habere yer verilmemişti! Wikileaks belgelerini kitaplaştıran Barış’ların yönetici olduğu Odatv’ye baktım; orada da böyle bir haber yoktu.“Hayırdır inşallah!” diyerek haberi ayrıntılı olarak incelemeye başladım.
Haber, ABD’nin büyük kulağı olanNSA’nın (National Security Agency) yıllar sonra ortaya çıkan bir belgesine dayanıyordu. Çok Gizli belge, Rusya’ya sığınan ünlü Edward Snowden tarafından sızdırılmıştı. Terör örgütü liderlerine karşı düzenlenen operasyonlar (manhunting) başlığı altındaki bir bölümde yer alıyordu. SI (Special Intelligence, özel istihbarat) ve NOFORN ( No Foreigners, Yabancılara Gösterilemez!)” şeklinde kodlanmıştı!
Özel İstihbaratta şunlar yazılıydı: “Türkiye 17 savaş uçağını Kandil bölgesindeki PKK kamplarını vurmak için gönderdi. Hedefte PKK’nın üst düzey liderleri vardı!”
Gerçekten de Türk Silahlı Kuvvetleri, 2 Mayıs 2008 günü Kandil’i ve terörist liderleri hedef alan bir hava harekâtı düzenlemişti. Ama ne hikmetse terörist liderlerin tamamı, daha önce tespit edildikleri yerleri terk etmişti! ABD, NSA vasıtasıyla TSK’nın özel devrelerine sızmış ve operasyon bilgilerini PKK’ya bildirmişti! Haber bize bunu söylüyordu…
Haber hassas bir konuda hayati bir bilgi veriyordu! Bu nedenle, tüm kurumları ve vatandaşları ile ulus devlet olmayı hak eden her ülkede kamuoyu ayağa kalkar ve olayı en azından sorgulardı. Bu haber, doğru olmasa bile, nesnel veriler ortaya konularak çürütülür ve toplum rahatlatılırdı!
İnanın, böyle bir olay İngiltere’de, Fransa’da, Almanya’da, Rusya’da, Çin’de, Hindistan’da ve daha birçok ülkede yaşansaydı, hükümetler bile, sağlıklı bir açıklama yapmadan yerlerinde kalamazdı!
Eğer böylesine ağır ve vahim bir eyleme Türk basını bilerek gözlerini kapıyorsa, gerçekte ülkede basın diye bir şeyden söz edilemez! Ülkenin hayatiyeti ile ilgili bir konuda bile yaprak kımıldamıyorsa, aslında ortada ne gazete ne de gazeteci vardır. Demek ki bizler kâğıt parçalarını para ödeyerek satın alıyoruz; incir çekirdeğini bile doldurmayan kıvır zıvırlar için cam ekranların karşısına geçiyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve Türk milletinin yüksek menfaatleri için faaliyet gösterdiklerini iddia eden siyasi partiler, bu olay karşısında sessiz kalıyorsa, gerçekte ortada parti marti de yoktur!
Eğer bir millet, kendisini hedef alan bu kadar önemli bir konunun ne olduğunu bile merak etmiyorsa, en azından haberin doğruluğunu sorgulama gereğini duymuyorsa, sorun sanıldığından çok daha büyüktür.
TSK’nın aslında bu konuda her kesimden bir adım önde olduğunu görüyoruz. Haberi dikkatle okuduğumuzda, şu husus açık ve seçik olarak ortaya çıkıyor. TSK, güvenmediği için harekâtın ayrıntılarını ABD’ye bildirmiyor; sadece genel bir çerçeve çiziyor! Ama ABD casusluk yaparak özel ve gizli bilgileri ele geçiriyor!
Haberin ana fikri bu! Bu haberin tüm devlet kademelerinde didik dikik edilmesi gerekir. Her boyutuyla araştırılmalı ve kamuoyuna doyurucu bir açıklama yapılmalıdır! Çünkü Türkiye’nin stratejik ortağı (!) ABD’nin üstüne ciddi bir leke düşmüştür. Bu iddia ortada bırakılamayacak kadar önemlidir! Ya bu haber çürütülmeli ya da gereği, her neyse, yapılmalıdır!
Eğer, gerçekten ABD’nin PKK liderlerini önceden uyardığı şeklinde kuvvetli bir görüş ortaya çıkarsa özel tedbirler alınmalıdır.
Her şeyden önce bu ülke yapılan her türlü ikili istihbarat ilişkisine derhal son verilmelidir.Ankara’da konuşlu ODC’nin(Office of DefenseCooperation, Savunma Koordinasyon Ofisi) tüm faaliyetleri, istihbaratakarşı koyma (İKK) mantığı ile mercek altına alınmalıdır. CIA’nın mutlak denetiminde olan Cemaat’in TSK içindeki artıkları bir an önce temizlenmelidir!
Genç basın emekçisi Mustafa Kaya’yı yürekten kutluyorum. Gazetecilik ile masalcılık arasındaki ayırım bundan daha iyi gösterilemezdi! Mümtaz Türk basınına ise iyi tatiller diliyorum…
Amiral Soner Polat
ulusalkanal.com.tr