Irak'ta neler oluyor?

Soner Polat Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

Bilindiği üzere 12 Mayıs 2018 günü Irak’ta genel seçimler yapıldı. Katılım oranı yüzde 44’te kaldı! Çok sayıda ittifak seçime katıldı ve oylar geniş bir yelpazede dağıldı. Bu nedenle Cumhurbaşkanı, hükümeti kurma görevini, ancak 6 ay sonra 2 Kasım 2018’de Başbakan Adil Abdulmehdi’ye verebildi.

CUMHURBAŞKANI BEHRAM SALİH

Irak anayasasına göre Cumhurbaşkanı Kürtler arasından seçiliyor. Talabani’nin Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB)’nin adayı Behram Salih, 2 Ekim 2018 günü 329 üyeli Meclis’te 219 oy alarak seçildi. Seçilmesinin en önemli nedeni, Barzani’nin bölücü girişimlere karşı, “Irak’ın birliğini muhafaza edeceğim.” sözleri oldu. Ayrıca, “birinci hedefinin Türkiye ile ilişkileri normalleştirmek olduğunu” söylemesi dikkat çekti.

BAŞBAKAN ADİL ABDULMEHDİ

Başbakan seçimi ise çok sancılı oldu. Seçimde en çok üyeyi, 54 milletvekili ile Şii lider Mukteda es-Sadr’ın “Sairun İttifakı” kazandı. İkinci sırayı, 47 milletvekili ile Haşdi Şabi içindeki Bedir tugaylarının lideri Hadi el-Amiri’nin Fetih grubu elde etti. Fetih grubunun İran’la iyi ilişkiler içinde olduğu biliniyor. Eski Başbakan Haydar el-Abadi’nin Nasr koalisyonu 42, Kanun Devleti koalisyonu 25, Barzani’nin KDP’si 25, Vataniye koalisyonu 21, Ulusal Hikmet Akımı 19, KYB 18, Irak’ın Kararı 14 ve diğer partiler 64 milletvekili çıkardı.

Böylesine dağınık bir siyasi yapı içinde hiçbir grup kendi adayını başbakan olarak seçtiremedi. Eski Başbakan Haydar el-Abadi’ye Mukteda es-Sadr karşı çıktı. Irak Şiilerinin dini lideri Ayetullah el-Sistani, Basra’daki olaylardanBaşbakan’ı sorumlu tutunca, Haydar el-Abadi bütün şansını yitirmiş oldu. Bir önceki Başbakan Nuri el-Maliki üzerinde de uzlaşma sağlanamayınca, bağımsız bir çizgi izleyen Adil Abdulmehdi üzerinde gruplar anlaşma sağladı.Anayasaya göre Meclis Başkanı Sünniler arasından seçiliyor. Nispeten daha kolay ulaşılan bir uzlaşıdan sonra 15 Eylül 2018’de Muhammet Halbusi Meclis Başkanı seçildi.

KUZEY IRAK’TA SİYASİ ATMOSFER

Kuzey Irak’ta bölgesel seçimler 30 Eylül 2018 günü yapıldı.Seçimlerden Barzani’nin KDP’si güçlenerek çıktı. 111 üyeli parlamentoda 45 sandalye kazandı. En önemli rakibi KYP 21 vekil çıkarırken, Goran (Değişim) hareketi güç kaybetti. Ancak 12 milletvekilini parlamentoya gönderebildi.“KDP’nin diğer gruplardan 11 milletvekilini kolaylıkla bulacağı ve hükümeti kuracağı” ifade ediliyor. Bağımsızlık referandumu sonrasında 29 Ekim 2017’de Barzani istifa etmiş ve Başkanlık makamı askıya alınmıştı. Mevcut konjonktürde,“Barzani’nin Başkanlığı, yeğeni olan şimdiki Bölge Başbakanı Neçirvan Barzani’ye, Bölge Başbakanlığını ise İstihbarat Şefi olan oğlu Mesrur Barzani’ye bırakacağı” söyleniyor. Mesrur Barzani Hükümeti’nin güvenoyu almasından hemen sonra,“Meclis’in Bölge Başkanı’nı seçmek üzere toplanacağı” ifade ediliyor.

SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

Seçimler sonrasında Irak’ta siyasi güç üç parçaya bölündü: “Irak’ın bağımsız bir çizgi izlemesini savunanlar, İran’la işbirliğini öne çıkaranlar ve ABD ile birlikte sorunları çözmek isteyenler!” Bu çerçevede Irak’ın önümüzdeki dönemde İran ve ABD arasında nüfuz mücadelesine sahne olacağını söyleyebiliriz. İran’ın güneyde, ABD’nin ise Kürt bölgesinde daha etkin olduğu görülüyor. ABD’nin; Cumhurbaşkanı, Başbakan, Meclis Başkanı seçiminde etkili olamadığı görüldü. Tarafsız görünen ve Barzani ile nispeten iyi ilişkiler içinde olan Başbakan Abdulmehdi, ABD’nin İran’a yönelik yaptırımları için şunu söyledi: “Komşularımıza yönelik yaptırımların aracı olmamalıyız!”Nüfuz mücadelesinde şu aşamada İran, ABD’ye nazaran bir adım önde görünüyor.

Kuzey Irak’ta ilginç gelişmeler yaşandı. Bağımsızlık referandumu fiyaskosu sonunda Barzani’nin siyasi gücü ciddi oranda azalmıştı. Ama Batı’nın uzun soluklu stratejisi, Doğu’nun tek hamlelik taktiği Barzani’ye hayat iksiri oldu. ABD, İngiltere, Fransa, İsrail, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri, her türlü desteği vererek, çökmekte olan Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’ni ayağa kaldırdı. Irak, yıkıcı ve bölücü faaliyetlerin odak noktası olan peşmergelerin merkezi güvenlik güçlerine katılması için bile çaba sarf etmedi!

Irak’taki PKK kampları, Sincar’da ABD’nin tesis ettiği yeni PKK kampı, Irak topraklarından Türkiye’ye yönelik saldırılar, ABD’nin engellemeye çalıştığı Ovaköy sınır kapısı, Suriye’ye tampon teşkil ettiği için dağıtılan Türkmen coğrafyası, Türkmenlerin hak ve hukuku, Kerkük ve Tuzhurmatu’da Türkmenlere yapılan dolaylı ve doğrudan baskılar, Türkiye’nin Irak politikasının temel parametreleridir. Türkiye, ilk aşamada bu alanlarda Irak Hükümeti nezdinde doğrudan girişimlerde bulunmalıdır. Bu konular açık açık konuşulmalı, Irak’ın diğer ülkeler nedeniyle Türkiye’ye yönelik bir düşmanlık üssüne dönüşmesine izin verilmemelidir.

Amiral Soner Polat

ulusal.com.tr

Tüm yazılarını göster