Azerbaycan, SSCB nin dağılması sürecinde 18 Ekim 1991 da bağımsızlığını ilan etmiş ve ilk tanıyan ülke Türkiye olmuştu. Henüz bağımsız olmuş, kendi askeri teşkilatını tam oluşturamamış, içeride siyasi çekişmeler süren Azerbaycan’ın bu zayıf anını Ermenistan çok iyi değerlendirmiştir. 26 Şubat 1992 tarihinde Ermeni silahlı Kuvvetleri eski SSCB 366 sayılı motorlu alayının yardımıyla Hocalı'yı işgal etmişler, çocuk yaşlı ayırmadan 613 Azeri vatandaşımızı katletmişlerdi. Daha sonra Dağlık Karabağ ile bölgedekiKelbecer, Ağdam, Fuzuli, Cebrail, Kubadlı ve Zengilan illerini işgal etmişlerdi.
O yıllarda Türkiye Azerbaycan ilişkileri iyi olmakla beraber bugünkü seviyeye ulaşamamış ve ayrıca o dönemki konjonktür gereği Türkiye işgalleri kınamaktan öteye gidememişti.
7 Haziran 1992 tarihinde Ayaz Muttalibov’un kısa süren cumhurbaşkanlığının ardından, bağımsız Azerbaycan Cumhuriyeti’nin ikinci Cumhurbaşkanı Ebulfez Elçibey ile Türkiye Azerbaycan ilişkileri gelişmeye başlamıştır. Elçibey’in “ Biz bir millet iki devletiz” veciz ifadesi her geçen gün daha da doğrulanmıştır. Elçibey döneminde Türkiye Azerbaycan arasında Askeri Eğitim İş Birliği Anlaşması imzalanmış ve 1994 den itibaren de Türk Silahlı Kuvvetleri Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerine eğitim vermeye başlamıştır. Bu eğitim ve işbirliği anlaşmasının kapsamı adım adım genişletilmiş ve Azerbaycan’da Harp Okulları açılmasına/ modernize edilmesine kadar uzamıştır. Türkiye’nin verdiği eğitim ve teşkilat yapılandırması ile Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri bölgede giderek güçlenmiştir. Azerbaycan özellikle Ermenistan’a karşı ulaşmış olduğu yüksek askeri üstünlüğünü gizlemeyi başarmış, işgal altındaki topraklarını kurtarmak içinfırsat kollamıştır. Ermenistan’ın sık sık güç yoklaması yaptığı sınır ihlallerine taciz ateşlerine de cılız karşılık vererek Ermenistan’ı adeta cesaretlendirmişti.
Başta Fransa olmak üzere emperyalist batı desteğini arkasına alan Ermeniler işi iyice azıya almışlardı. Nihayet beklen an gelmişti Hankendi bölgesinde Ermenilerin sivillere yönelik top atışlarına karşılık veren Azerbaycan ordusu 27 Eylül 2020 de harekatı başlatmış, dünyayı şaşırtan bir hızla ilerleyerek 9 Kasım 2020 de işgal alındaki toprakları kurtarmıştır.Ermenilerin 2 yılda işgal ettiği topraklar 44 gün gibi kısa sürede işgalden kurtarılmıştı. Dağlık Karabağ’ın kurtarılması harekatında Azerbaycan Ordusu Türk SİHA ve İHA larını kullanmıştır. Özellikle Türk SİHA ları ilk kez düzenli orduya karşı kullanılarak büyük başarılar elde etmiş dünya harp tarihine bu yönü ile ayrı bir sayfa açmıştır.
Ermeni ordusunu 44 günde yerle bir ederek dünyayı şaşırtan Azerbaycan ordusunu Türk Silahlı Kuvvetlerinin eğitipteşkilatlandırdığı malum. TSK ile Azerbaycan Silahlı kuvvetleri arasındaki eğitim ve iş birliğinin Dağlık Karabağ’ın kurtarılması ile sınırlı olmadığı neredeyse her ay yapılan ortak tatbikatlarla kendini gösteriyor.
Esasen iki ülke arasındaki askeri işbirliğinin temeli yüz yıl öncesine kadar uzanmaktadır. Nuri Paşa (Killigil)) komutasındaki Kafkas İslam Ordusu ismi verilen Osmanlı ordusu, Azerbaycan ordusu ile 15 Eylül 1918'de Bakü'yü Ermeni ve Bolşevik çetelerden kurtarmıştı. Osmanlının yenilmesinden sonra 1920 de Bakü tekrar işgal edilerek ordusu lav edilmiş ve SSCB ye katılmıştı.
Bağımsızlık sonrasında iki ülke arasında 1992'den bu yana askeri konuları içeren yaklaşık 100 anlaşma ve protokol imzalandı.İki ülke 2013'te imzalanan muhtıra gereği her yıl atışlı ortak tatbikatlar yapmaya başladılar.
Karabağ savaşı öncesinde bir açıklama yapan Aliyev 2019 yılı boyunca 13 ortak askeri tatbikat yapıldığını, 2020 de bu tatbikatların daha da artacağını ifade etmişti. Karabağ savaşı öncesi iki ordununNahçıvan'da gerçekleştirdiği ortak askeri tatbikatta 2 bin 600 asker, 200 tank ve zırhlı araç, 180 füze sistemi, top ve havan topu ile 18 helikopter ve uçak, 30'dan fazla hava savunma sistemi yer almıştı. Bu tatbikat ile Ermenistan’a karşı Azerbaycan’ın son hazırlıklarıgözden geçirilmiş eksiklikler giderilmişti.
Azerbaycan topraklarını kurtarmasından sonra iki ülke arasında askeri işbirliği, eğitim ve tatbikatlara ara verilmemiş artarak devam etmiş, bu kapsamda;
1-12 şubat Türk ve Azerbaycan ordusu kış tatbikatı ( Kars’ da)
6 Nisan 2021 de komuta kontrol ve muhabere sistemleri ortak kullanım tatbikatı(Azerbaycan’da)
5 Mayıs 2021 Anadolu Ankası Tatbikatı (Konya’da olup Katar ve Pakistan da katılmışlardır)
22 Mayıs 2021 de Özel Kuvvetler tatbikat (Azerbaycan’da)
22 Haziran Anadolu Kartalları (Konya’da olup Pakistan ve Katar da katılmışlardır)
28 Haziran -3 Temmuz Mustafa Kemal Atatürk Tatbikatı.(Azerbaycan’da)
Yılın ilk 6 ayında 6 ortak tatbikat. Dünyada bu kadar sıkı askeri işbirliği ve tatbikatlar yapabilen başka iki ülke olduğunu sanmıyorum.
16 Ağustos 2010'da, Bakü'de iki ülke arasında imzalanan "Stratejik Ortaklık ve Karşılıklı Yardım Anlaşması"nda iki ülkeden herhangi birinin toprak bütünlüğünün korunması gerektiği hallerde işbirliği yapılacağını vurgulamaktaydı. Bu daha önce yapılan anlaşma ve protokollerin kapsamını genişletip bir araya toplayan bir anlaşmaydı. Buna göre silahlı kuvvetlerin yakın işbirliğini geliştirmek için atılacak adımlar özetle şöyle sıralanmaktaydı:
20 Şubat 2020 de Aliyev ve Erdoğan görüşmesinde bu anlaşmanın kapsamı daha da derinleştirilmiş ve Aliye şöyle demişti:
"Türkiye'nin gücü bizim gücümüzü artırıyor. Güçlerimizi birleştirmemiz bizi daha da güçlü yapıyor. Bundan sonra da birbirimizin yanında olacağız, birbirimizin başarılarına sevineceğiz, Allah göstermesin, ağır günlerde de her zaman birbirimizin yanında olacağız."
Azerbaycan’ının topraklarını kurtarması ile iş bitmemiştir, bitmeyecektir de. Bölgede barış ve istikrarın korunması, özellikle Ermenistan’ı batının her an kışkırtabileceği göz önüne alınarak Azerbaycan ordusunun daha da güçlü olması gereklilikten öte mecburiyet olmuştur. Bu bilinçle bir araya gelen Cumhurbaşkanımız Erdoğan ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, Ermeni işgalinden kurtarılan Şuşa’da15 Haziran 2021 de bir mutabakat yayınladılar. Mutabakat özetle
Taraflardan herhangi birinin egemenliğine, toprak bütünlüğüne, uluslararası düzeyde tanınmış sınırlarının dokunulmazlığına veya güvenliğine karşı üçüncü bir devlet veya devletler tarafından tehdit ve saldırı gerçekleştirildiğinde, taraflar, ortak istişareler yapacak ve bu tehdit veya saldırının önlenmesi amacıyla BM Şartı’nın amaç ve ilkelerine uygun girişimlerde bulunacak, birbirine BM Şartı’na uygun şekilde gerekli yardımı yapacaklardır. Bu yardımın kapsam ve biçimi ivedi yapılan görüşmeler yoluyla belirlenerek ortak tedbirler alınması için savunma ihtiyaçlarının karşılanmasına karar verilecek ve silahlı kuvvetlerin güç ve yönetim birimlerinin koordineli faaliyeti sağlanacaktır.”
Sonuç olarak bütün bu gelişmeler “Bir Millet İki Devlet” den “Bir Millet İki Devlet Bir Ordu”ya doğru çok mesafeler katledildiğini göstermektedir. Tabi bu aşamalarda ilişkileri bozmak nifah sokmak yolumuzu tıkamak isteyen çok olacaktır. İki liderin de bu oyunlara gelmemek için sürekli istişarede bulunmaları ve çok dikkatli olmaları son derece önem arzetmektedir.Bu güç birliğinin bölgedeki diğer ülkeler üzerinde olumlu etki yaratacağı ve bölgesel işbirliği için temel teşkil etmekte olduğu muhakkaktır. Bu güç birliği Ermenistan’ı da batının kuklası olmaktan uzak tutacak ve Kafkaslarda oluşturulacak ittifaka dahil ettirecektir. Emperyalistlerin bölgedeki iştahları ancak bölgesel ittifaklarla ve güçlü ordularla söndürülebilecektir.