Amerikan İngilizcesi konuşan Merkel, Obama’nın özel hizmetçisi olduğunu bir kez daha gösterdi… Alman çıkarlarını bir kenara itti! Efendisinin gösterdiği istikamette cepheye girdi. Türk-Alman dostluğunu kalleşçe arkadan hançerledi. Ayrıca Avrupa denen garabet, kendi hukukuna kurşun sıkarak anarşi dönemini bizzat kendisi başlattı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Münih’teki Domuzcular Birahanesinin Strasburg şubesine dönüştü. Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Kuralsız savaş başlamıştır…
ALMANYA’NIN ELİ TETİKTE!
Yukarıdaki, Aydınlık’ta 6 Mayıs 2016 günü yayımlanan yazımın başlığı! Berlin’den döner dönmez sıcağı sıcağına kaleme almıştım. Bir bölümünü birlikte hatırlayalım:“Almanya’nın Türkiye politikasının tüm ana hatları ortaya çıktı. Tamamı belki başka bir yazının konusu olur. İki temel konuyu gündeme getireyim: PKK konusunda Almanlar PKK ile aynı şekilde düşünüyor. Ermeni Soykırım Yalanı Alman devlet politikası olmuş! 2 Haziran’da Alman Parlamentosu, “Türkler soykırım yaptı!” diyecek!”
Gördüğünüz gibi bir ihtimalden bahsetmiyordum.Kesin bir yargıyı ortaya koyuyordum.Çünkü hem jeopolitik analiz beni böyle bir sonuca götürüyordu. Hem de Sayın Onur Öymen ile birlikte, ağzından çıkanı kulağı duymayan yeşil vekil Hans Christian Ströbele’nin gardını indirmiştik. Sinirlerine hâkim olamayan Ströbele, Ermeni yalanı konusunda partilerin anlaştığını ağzında kaçırıvermişti! Herhâlde, İkinci Dünya Savaşı galiplerinin kendilerine verdiği bir emir vardı!
DEVLET VE MİLLET AYAĞA KALKMAZSA!
Aynı yazımda durumun vahameti nedeniyle uyarı yapmıştım… Bu gelişme ancak devlet ve milletin ayağa kalkması ile geri döndürülebilirdi. Kısaca hatırlayalım mı: “Bu saatten sonra lafla peynir gemisi yürütemeyiz. Şimdiden Almanya’ya karşı eylem planları hazırlanmalı ve 3 Haziran 2016 günü yürürlüğe konulacağı ilan edilmelidir. Türkiye, bütün kurumları ile milli birlik ve beraberlik içinde Almanya’nın yakasına yapışmalıdır. Eğer biz güçlü bir devlet ve büyük bir milletsek, kayıpları da göze alarak bu konuda geri adım atmamalıyız… İşte ancak o zaman her ülkeye karşı bu tür saldırıları püskürtebiliriz. Ve de sonuçta kazanırız!
GÜNAYDIN TÜRKİYE
Ama maalesef her kesim kulağının üstüne yattı. Merkel Davutoğlu’nu, yani AKP’yi kandırmıştı. Önce oltaya “vize” yemi taktılar. Sonra Türkiye’yi 5 yıldızlı mülteci oteli yapmak için tasarıyı 1-2 ay ötelediler. Tecrübesiz AKP kolay lokma oldu! AKP’nin derdi zaten yeni bir başbakan bulmaktı. Politika şuydu: “Bir elimde cımbız, bir elimde ayna, umrumda mı dünya!”
CHP zaten Ermeni soykırımını destekleyenleri birinci sıralardan Meclis’e göndermişti. “Hepimiz Ermeniyiz!” pankartlarını bu partinin mebusları taşıyordu. Tasarının mimarı Küpeli Cem, CHP Almanya örgütlerinin gözdesi olmuştu.
MHP, Türkiye’deki savunmasız Çinli turistlere saldırmayı milliyetçilik sanıyordu. Böylece Sincan-Uygur Özerk Bölgesindeki meseleleri çözeceklerini düşünüyorlardı. Mahkemelerden medet Başkanı, “O da çekik gözlü bu da!” özdeyişi ile derinliğini (!) sergilemişti. Soykırım ile suçlananın Uganda olduğunu sanıyorlardı!
HDP zaten onların partisiydi. Türkiye’deki basın yayın organları da –kıskananlar çatlasın- iyi görev (!) yaptılar! Önce halkı uyuttular, son günlerde bir iki cılız yayın yaptılar…
YA VATAN PARTİSİ OLMASAYDI!
Kavga başlamıştı! Almanya yumruk yumruk üstüne yumruk atıyordu. Ama Türkiye’yi bu kavgaya girme gücü ve cesareti olmayan iktidar ve muhalefet temsil ediyordu. Mahallenin kabadayısı Vatan Partisi araya girdi ve “çekilin kenara!” dedi. Asıl kavga şimdi başlıyordu…
Her zaman olduğu gibi yükü Vatan Partisi üzerine aldı. Örgütleri seferberlik ilan etti. Aydınlık, Ulusal Kanal namluya mermiyi sürdü! Vatan Partisi, en başta yüreği olmak üzere neyi var neyi yok ortaya koydu. Tek başına Almanya’nın karşısına dikildi. Emperyalist çeteye başkentinde meydan okudu… Vatan Partilileri çıkaran, geriye sadece kuru kalabalıklar kalır. Onlar bu toprakların şerefi, namusu ve vicdanıdır. Göreceksiniz, bu kararı başta Merkel olmak üzere Alman Meclisi’ndeki bütün ikiyüzlü vekillere yedireceğiz. Hukuk alanı da dâhil her cephede savaştayız!
Not: Bu akşam Vatan Partisi Bakırköy Örgütü’nün düzenlediği dayanışma yemeğine katılacağım. (Spor Kulübü Vakfı, 19.00) Cumartesi (4 Haziran, 13.00), MAH Adana Platformu’nun düzenlediği, “Yeni Anayasa Kumpası, Büyükşehir Belediyesi Spor Salonu) ” adlı panelde olacağım. Bu iki faaliyette de kitaplarımı imzalayacağım. Pazar günü (5 Haziran, 14.00) Haydarpaşa Garı’ndaki kitap fuarında Kaynak Yayınlarının imza standındayım.
Amiral Soner Polat
ulusalkanal.com.tr