Yaşanan uçak krizinin ardından Rusya ile ilişkilerimiz, 15Temmuz kalkışma sürecindeki yaklaşım ve öncesindeki mektuplu özür ile tekrar eski rotasına döndü. Ne, neden, nasıl oldu tartışmasına tekrar girmeyeceğim. Olması gereken komşularımızla iyi ilişkiler geliştirmemiz ve bir yanlıştan dönülmesi son derece sevindirici.
O süreçte Rusya’nın bizim için ne derece önemli bir komşu ve ticari partner olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Garip olan ise ‘gördün mü bak’ diye yazı kaleme alanların, ilişkilerin düzelmeye başlamasıyla birlikte başka nidalar atmaları…
Her zaman geçerli bir kural vardır; kavganın kazananı olmaz. Bu nedenle belli bir rotaya girilmiş olması destelenmesi gereken bir tavırdır. Fakat Rusya ile yaşadığımız süreçte ‘nasıl da düşürdük’ diyerek ortalığı yakıp yıkanların, bugün yine avazı çıktığı kadar ‘artık her şey düzeldi’ propagandasına giriştiğini görüyoruz.
Esasen burada bir iki saptama yapmak lazım. Bunlardan birincisi: Demek ki Rusya öyle bir anda göz ardı edilebilecek bir komşu değilmiş. İkincisi bu kadar sevinildiğine göre, turizmi de içine alarak ikili ticaretimizde olmazsa olmazların arasına yerleşmiş. Üçüncüsü bu denli büyük nidalarla karşılandığına göre, reel sektörün durumu gerçekten çok kötü. Bu, ilaveten bir çaresizlik göstergesi…
Son saptamayı da meslek grubumuza yönelik yapmak gerekiyor. Artık gazetecilerin içinden amigo tavırlı, güne göre slogan atan insanların ayıklanması şart. Hiçbir fikri olmayan, beslendikleri yer ne diyorsa ona bakan bu tavır, zaten aşınmış meslek itibarını daha da kötü noktalara götürüyor.
Rusya ile krizin telafi aşamasına yönelmesi önemli. Ama daha her şey bitmedi. Reel sektörün tüm sorunlarını buradan karşılayabileceğine yönelik bir propaganda yapılıyor ki, bu da yanlış. Çünkü Rusya’nın tek sorunu biz değildik.
Bizim akıllara durgunluk veren o hamlemize kadar, yani ilişkilerimizin iyi olduğu noktada, batılı ülkelerin Suudi Arabistan’ı kullanarak petrol fiyatları üzerinden Rusya’yı zor duruma sokma çabasını göz ardı edemeyiz.
120 dolardan 40 dolarlara gerileyen, bugün 50 dolar seviyesinin biraz alt bandında dolaşan petrol fiyatı, Rusya’nın gelirlerini önemli ölçüde azalttığından zaten bir sıkıntı yaratmıştı. Yani komşunun ekonomisi zaten sıkıntıdaydı.
Artan enflasyon, değer kaybeden Ruble, biz kriz yaşamadan önce de turizmden tarıma alımlarla ilgili ciddi bir iş hacmi düşüşünü de beraberinde getirmişti. Nitekim son açıklanan veri de sorunun devam ettiğini doğruluyor.
Rusya Federal Gümrük Hizmeti bir açıklama yaptı. İhracat miktarının artmasına rağmen ülkenin doğalgaz gelirleri, petrol fiyatının düşmesi nedeniyle geriledi. Yılın yedi ayında, bir önceki yılın yedi ayına göre düşüş oranı yüzde 32,2…
Yani komşunun sıkıntısı halen devam ediyor. Ortaya çıkan olumlu havanın, bizim reel sektörü kurtaracağı hayaline kapılmak, çok daha büyük hayal kırıklarını da beraberinde getirir. Daha kötüsü, geleceğe yönelik olması gereken stratejik ortaklık aşamasında, sokak adına güven sıkıntısı yaratır.
Bu nedenle Rusya’dan mucize beklemeyin. Rusya zaten bugünü düşünüyor olsaydı, batılı ülkelerle uzlaşır; belki Suriye ve Ukrayna ısrarından vazgeçer; ekonomik olarak da kendisini rahatlatırdı.
Rusya geleceğin ekonomisi ve bağlantılı olarak siyasetinde söz sahibi olmak adına bu faturayı üstleniyor. Şimdi günlük bir takım beklentilerle Rusya’ya yaklaşmak halen fotoğrafı okuyamadığımızı kanıtlar.
Bugünden eski seviyelere gelemeyiz ve gelmemiz de zor. Çünkü komşu yarın için mevcut hakim güçlerle bir rekabetin içerisinde. Bunun için de bedel ödemeye hazır. Türkiye asıl şuna karar vermeli. Hatadan dönecek mi?
Yıllardır iktisadi olarak yaptığı yanlışlardan, komşularıyla ve bölge ülkeleriyle arasını bozarak girdiği açmazdan vazgeçecek mi? Bu konuda finans sorunu başta olmak üzere, birçok problemi yaşamaya hazır mı?
Önce şuna karar vermeliyiz. Türkiye bugünün peşinde mal alıp satmaya mı çalışıyor; yoksa geleceğin dünyası kurgulanırken bölgesel işbirliğini mi hedefliyor? Bunun yanıtı çok önemli. Çünkü ısrarla dile getirdiğim bir gerçek var. Yarının hesabını yapanlar, bugünü kurtarma adına politika uygulayanlarla anlaşamazlar.
Seçimimizi net ortaya koymalıyız ve bu amaçla ekonomik olarak sıkıntı yaşayan komşudan da mucize beklemekten vazgeçmeliyiz. Sağlamasını şuradan yapın: Uçak krizinden önce Rusya ile olan turizm dahil ticaretimizde azalma yaşanmış mıydı; yaşanmamış mıydı?
Çetin Ünsalan