Türkiye’de ülkeyi yönetenler her fırsatta geriye dönüp ya o dönemle uğraşma, ya aşağılamaya çalışma ya da kendilerini o süreçle mukayese etmek gibi bir kompleksin içinde hareket ediyorlar. Yalan yanlış bilgilerle ray döşeme tartışması bunun en güzel örneği…
Çoğu zaman gündem saptırmak amacıyla toplumun hassasiyetlerine iğne batırılması ve bu vesile ile de esas gündemin arada kaynayıp gitmesi hedeflense de, şöyle bir adım geriye çıkıp baktığınızda bunun hiç de sağlıklı bir yaklaşım olmadığını çok net görebiliyorsunuz.
Oysa bir hizmet yaptığınıza inanıyorsanız, bunun onuru içinde, daha önce emek verenlere saygı gösteren, onların hakkını teslim eden, hatta onları saygıyla anarak bunu sunacak bir olgunlukta olmalısınız. Fakat öyle olmuyor; yapmıyorlar ya da yapamıyorlar.
Mesela son Kadıköy-Kartal metro hattının açılışında sarf edilen ‘Ne döşediler ki’ başlığındaki anlamsız çıkış… Sürekli eleştirildiklerinden bahsedenlere, tam ‘bu oldu, metrobüs ne kadar yanlış bir iş ise, bu da o kadar doğru bir proje’ demeye hazırlanıyorsunuz, bir çuval inciri berbat ediyorlar.
Daha çok döşemişler… Bu tartışmanın o ortamda kime ne faydası var? Üstelik kilometreyi bir kenara bırakın, çok farklı başlıklar içindeki bir faktör bile tartışmayı bitirir. Cumhuriyet’in 10 yılında bu devlet kendi parasıyla, tasarrufuyla hat yapmış, sen borç parayla yapıyorsun. Ama yine de doğru bir yatırım.
Peki niye her seferinde dönüp geriye Cumhuriyet’i kuran kadrolarla uğraşıyorlar? Yanıtı hemen bir çocuk animasyon filminden vereyim. ‘İnanılmaz Aile’ isimli bir film var. Burada kahramanlar insanları kötülüklerden koruyan kahramanlar içindeki ‘Bay İnanılmaz’ gücü, dürüstlüğü ve kahramanlıklarıyla herkesin sevgisini kazanıyor.
İşte o filmde Bay İnanılmaz’a çırak olmak isteyen bir çocuk var. Sürekli kendisini yanına almasını ve onun da bir süper kahraman olması için yetiştirilmesi isteğini yineliyor. Ama çocuk yetersiz, yani aslında senaryodaki gibi yetenekleri olan bir ‘kahraman’ değil. Uzatmayalım Bay İnanılmaz çocuğu artık sorunları kendi yaratmaya başlayınca, tersleyip evine yolluyor.
Çocuk buna çok bozuluyor ve yıllar sonra Bay İnanılmaz’ın karşısına kötü karakter olarak çıkıyor. Tüm ‘kahramanları’ öldürmeyi kendine amaç edinen bu çocuk, sonuçta da dünyayı ele geçirmek gibi bir sapkınlığın içine düşüyor. Elbette Bay İnanılmaz çıkıp, kendisini, ailesini ve diğer kahramanları kurtarıyor.
Çocuk kendi kötülüğünde yok oluyor.. Neden? Çünkü iyiler daima kazanır. Anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna çalsan az.
Çetin Ünsalan
ulusalkanal.com.tr