Rusya ulusal çıkarlarını ileriden savunmak için Eylül 2015’te Suriye’deki çatışmalara dâhil oldu. Hem askeri cephede hem de diplomasi sahasında çok önemli başarılar kazandı. Suriye’nin ve Devlet Başkanı Beşar Esat’ın bir gerçeklik olduğu bütün dünya tarafından kabul edildi. BM Güvenlik Konseyi’nin terörist örgütler olarak kabul ettiği IŞİD ve El Nusra’nın ana hedef olarak belirlenmesi Rusya’nın önünü ardına kadar açtı. Çünkü bu terör örgütleri ile savaş dünya kamuoyunu da Rusya ile buluşturuyor; ABD’nin elini kolunu bağlıyordu.
STRATEJİYE UYMAYAN TAKTİK
IŞİD, tohumunu ABD’nin serptiği GDO’lu bir üründü. El Nusra da bütünüyle ABD çıkarlarına hizmet ediyordu. Türkiye ve tüm dünya IŞİD’in kafa kesme görüntülerini yayımlıyordu. Sapla saman birbirine karışmıştı. İşte tam o dönemde 6 Ocak 2015’te, Ulusal Kanal Haber Portalı’nda, “ABD IŞİD’le mücadele ederken hangi hedeflere ulaşmak istiyor?” başlıklı bir yazı yazdım. İsterseniz bu yazıdan bir kesiti hatırlayalım:
“Şii ağırlıklı olduğunu ileri sürerek Irak ve Suriye’de Sünnileri Merkezi Yönetimlere karşı kışkırtmak,
IŞİD tehdidini bahane ederek Şii ağırlıklı Irak Merkezi Yönetimine, tıpkı Kürt bölgesinde olduğu gibi, Sünni bölgesinde de özerk bir yönetimi kabul ettirmek,
Zamanı geldiğinde, iyice zayıflattığı ve tüm kozlarını elinden aldığı IŞİD’i ortada kaldırmak, IŞİD’in kalan unsurlarını Beşar Esat’a karşı kullanmak,
Böylece Irak’ın fiilen üçe bölünmesinin önünü açmak,
Irak’ta Sünni bölgesinde elde edilecek bu statüyü (özerk ya da bağımsız) Suriye’de de hayata geçirmek için girişimlerde bulunmak, böylece Suriye’de kalıcı bir istikrarsızlık ortamı yaratmak,
Orta dönemde (3-5 sene) Suriye’yi de Irak gibi etnik ve mezhep temelli olarak bölmek, bu çerçevede, bu ülkede denize de sınırları olan Kürt bölgesini, Kuzey Irak Kürt Yönetimi ile bütünleştirmek.
Kişisel olarak uzun bir süredir yerli ve yabancı açık kaynaklardan takip ettiğim ama yerli yerine oturtamadığım için yazmadığım ABD-IŞİD mücadelesini, savaşını, oyununu, danışıklı döğüşünü, ne derseniz deyin, bu kalıplar içinde görüyorum.”
Rusya’nın Suriye’ye girişinden tam 9 ay önce sadece açık kaynaklara dayanarak bir istihbarat analizi yapmıştım.IŞİD’in ABD planlarının bir parçası olduğunu görmemek için kör olmak gerekirdi! Rusya gibi köklü devlet şunu anlamalıydı: “IŞİD ve El Nusraile savaş gerçekte ABD ile savaştır. Çünkü ABD’nin özel bir maksat için hazırladığı kuvvetleri yok ediyorsunuz. IŞİD ve El Nusra’yı yok etme zamanı ve şekli ABD tasarrufunda olan bir konudur. Bu alanda işbirliğine ABD asla açık değildir! Aslında Türkiye’nin Fırat Kalkanı Harekâtı’nın sancılı olmasının nedeni de budur! ABD Rakka’da Türkiye’yi bu nedenle görmek istemiyor!
KARARLI OLAMAMAK!
Rusya yüklenseydi, IŞİD ve El NusraSuriye’nin batısında biterdi! Ama sürekli olarak ABD ile işbirliği arayışa içine girdi. En kritik dönemde birliklerini geri çekeceğini ilan etti. Bu kararın gerçekçi olmadığı hemen anlaşıldı. Rusya ABD ile uzlaşmanın peşini hiç bırakmadı!Ve sonunda eski ABD Dışişleri Bakanı John Kerryile anlaşma yapmayı başardılar. IŞİD ve El Nusra’ya karşı ortak harekât düzenleyeceklerdi! Buna ciddi ciddi inandılar! Ama ABD derin devleti (establishment) bu anlaşmayaDeyriZor’daSuriye ordusuna saldırarak cevap verdi. 61 Suriye askeri öldü. Saldırıdan 5 dakika sonra IŞİD aynı bölgede rejim güçlerine saldırdı. Sonra da şaşkınlarını şu sözlerle ifade ettiler: “ABD, anlaşma yeteneği olmayan (not agreementcapable) bir devlettir.” Sabah şerifleri hayırlı olsun, efendim…
YANLIŞ HESAP BAĞDAT’TAN DÖNER!
ABD bu konuda asla anlaşmaya yanaşmaz. Böyle bir anlaşma ABD’ye teslim olma anlamına gelir. Rusya bu yalın gerçeği Trump’la flört ederken acı bir ders alarak öğrenmek zorunda kaldı. ABD’nin koşullarını kabul ederek yapılacak bir anlaşma hem Rusya hem de Suriye’yi felakete sürükler. Bütün bunları Vatan Partisi olarak açık ve yalın bir dille ifade etmiştik. Gündeme bağlı olarak bu konuya devam edeceğiz.
Amiral Soner Polat
ulusalkanal.com.tr