Seçim ortamına gelince açıklanan paketlerin ardı arkası kesilmiyor. Daha garibi ise bugüne kadar açıklanan paketlerin sonuçlarını kimse tartışmıyor. Nasıl neticeler alındı da, bugün ortaya atılan söylemlerden bir umut çıkacak?
Herkes bal gibi biliyor ki, müjde diye sunulanların tamamı, seçim telaşıyla yapılmış, hatta daha önce muhalefet söylediğinde eleştirilen ve kaynak sorgulamasına girilen işler. Öncelikle şunun altını çizelim ki, bu tip uygulamalar yapılabilir.
Fakat bunlar belli bir ekonomik program ışığında ara geçişler ve rahatlatıcı tedbirler olarak sunulursa sonuç alınır. Aksi takdirde ya verilen sözler tutulamayacaktır ya da açığa yeni açıklar eklenecektir.
Esasen ortaya konulan başlıkları tersten okuduğunda büyük itirafları da içeriyor. Mesela şirketlerin dövizle borçlanmasına 2 Mayıs itibariyle getirilen kısıtlamalar. Prensipte doğru mu? Doğru... Lakin mevcut uygulamayla şimdiden rahatlıkla söyleyebilirim ki bu ani fren, birçok işletmenin trafik kazasında camdan dışarı uçmasına neden olacak.
Çünkü böyle bir uygulamaya geçerken, mevcut durumları göz ardı edemezsiniz. Yeni borçlanmalar için kriterler belirler ve önlem alırsınız. Ama hali hazırda yeniden borçlanmasa da, borcunu ödemek için dolar bulması gerekenleri düşünmezseniz, işin içinden çıkamazsınız.
Ayrıca bu bir itiraftır. Bugüne kadar finans odaklı bir piyasaya ‘evet’ denilmesinin, tüketim ekonomisi uygulamanın fiyasko ile sonuçlandığının ve sürdürülemez olduğunun ikrarıdır. Elbette kimse işin bu boyutunu konuşmuyor.
Vergi ve prim cezalarına, kamu alacaklarına yeniden af getirilmesini, iktidarın ödenemez oranlarda talebini tartışmadan ele alıyorsanız, sadece yeni bir affa kadar ödenmeyecek ama nefes aldıran borçlar yaratırsınız. Tıpkı bundan öncekiler gibi... Bu aynı zamanda bilançonun gelir kısmında çok büyük bir sorun olduğunu, tahakkuk / tahsilat oranlarının yerlerde süründüğünü itiraf etmektir.
Emeklilere ikramiye vermek, emeklinin geçinemediğinin, Merkez Bankası’nın faiz ile ilgili söylemleri, faizin dizginlenemediğinin, ‘memurluk kaldırılıyor mu’ sorusuna yanıt verirken vurgulanan mevcut sistemin devamı açıklaması, sözleşmeli ve güvencesiz çalışma yaşamının süreceğinin, KOBİ’lere yönelik yeni teşvik sistemi bugüne kadar verilen paraların geri dönmeyeceğinin, finansman adına şeker fabrikalarından gelir beklentisinin elde ne var ne yok mirasyedi gibi satılıp, tarımla ilgilenilmediğinin itirafıdır.
İş yeri açacak gençlere sunulan kolaylık, genç nüfustaki işsizliğe çare bulunamadığının ve yeni istihdam olanaklarının yaratılamadığının, kaydı silinen öğrencilere yeniden kayıt olanağının onları işsiz saymamak için her şeyin yapılacağının, imar barışı depremden şehirciliğe hiçbir konuda samimi olunmadığının, daha paketleri açıklarken muhalefetin eleştiri getireceğini vurgulayarak ön kesme çalışması haksız olunduğunun itirafıdır.
Netice itibariyle bu açıklanan hem finansman olarak sakat, hem sistemsel olarak iflasın göstergesi, hem de başarılı (!) ekonomi palavrasının yürütülemediğinin itirafıdır. Ama en takdire layık olan ne biliyor musunuz? Tüm bunların müjde olarak satılabiliyor olması.
[email protected]