Ata Can ismini kullanan bir şahıs, ortak kullandığımız e-posta çevrimlerine davetsiz bir misafir olarak girerek HDP (PKK) yanlısı görüş ve düşüncelerini, hakaret içermeyen kibar bir üslupla sergilemekteydi.
Emekli Tümamiral Dr. Deniz Kutluk, analitik ve bilimsel düşünce yeteneği olan, fikirlerini üst üste binen bir mantık silsilesi içinde tutarlı olarak açıklayabilen bir büyüğümüzdür. Ata Can Bey’e verdiği cevap, inanıyorum ki sizin de ilginizi çekecektir.
Sayın Ata Can,
Birkaç defadır elektronik postalarınız ile karşılaşıyorum. Adım ve adresim size hangi kaynaktan sağlandı, bunu da bilmiyorum. Ancak hepsi bir tarafa, size, biliyorsanız yanıtlamanız istemiyle bir kaç sual yöneltmek isterim:
1. Size göre PKK Kürt Halkını mı temsil etmektedir? Bunu savunduğunuz hissediliyor, ama bu kanaate nasıl varıyorsunuz?
2. HDP'ye oy verilmesini savunuyorsunuz. Bunda bir terslik yok herkes bir şeyleri savunabilir. Ama sual şudur: HDP kimi temsil etmektedir? Kürt Halkını etmekte midir? Yoksa Kürt burjuvazisini mi?
3. Kürtlerin yoksul kaldığı bir gerçektir. Ama bu bir Cumhuriyet sorunu mudur? Yoksa Kürt ağaların yoksul Kürtlerin oylarını, yıllardır onlara sormadan onlar adına şuraya buraya yönlendirme iradesinde, imtiyazında olmalarının mı?
4. Siz Kürt olduğu için ayrıma uğramış bir gruba Türkiye'de rastladınız mı? Örneğin ilkokulda, üniversitede, hastanede, siyasette, askerlikte vb. Ben rastlamış değilim ki kırk yılım bürokraside geçti. O halde bu ayırımcılık retoriklerini neden tekrar edip durmaktasınız?
5. Dünya'da tüm Azınlıklar “Anayasal Eşitlik” peşinde koşarlar. Göründüğü kadarıyla, burada o sorun 1924 Anayasası'ndan bu yana çözümlenmiş ve kimse kimseyi eşitlikten mahrum etmemiştir. O halde Anayasa’ya göre eşit ve yukarıdaki kurumlarda da haklarında bir ayrımcılık yapılmamış Kürt kökenli vatandaşlarımızın eşitlik peşinde siyasi uğraş verdiğini nasıl ileri sürebilmektesiniz? Cumhuriyetin ilk günlerinden bu yana TBMM'de %25'ten az olmayan oranda Kürt milletvekilinin bulunduğunu biliyor musunuz? Ya kendisini Kürt kökenli olarak tanımlamış veya algılamakta olan Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanlarının mevcut Cumhuriyet’te çeşitli dönemlerde görev aldığını görmediniz mi?
6. Size göre Türkiye'nin her yerine yayılmış 10 milyona yakın Kürt kökenli vatandaşımız neden Güneydoğu'ya dönmeyip diğer vatandaşlarımızla birlikte ve bazıları da aile kurarak yaşamaktadır?
7. Bir tarafın elinde "silah" diğer tarafta “kalem kâğıt” olarak masaya oturan iki grup arasında uzun süreli ve dengeli bir anlaşmaya ulaşacak müzakere yürütülmesi mümkün müdür?
8. Siyasi irade demokrasilerde dönemsel değişikliklere açıktır. Mevcut irade değişince silaha dayalı güç gösterisinde bulunanların silahla karşılık bulmayacağından emin olunabilir mi? O halde nedir bu silaha güven düşüncesinin asli esası?
9. HDP için sürekli oy isteminiz var. Neden? Etnik odaklı siyaset dışında ne getirecekler Türk demokrasisine? Bir de üstüne Ermeni soykırım zorbalarını desteklemek dışında? Fukara bırakılmış Kürt kökenli kutsal ortakçısına, yarıcısına, marabasına ne sağlayacaklar? Refah mı? Neden bunu duyamıyoruz onlardan?
Bunların yanıtını vermeden bir daha mail göndermeyin lütfen. Verebilirseniz ve mutabık isek ben de sizi desteklerim. Sağlıcakla kalın…
Deniz Amiral düşüncelerini bu şekilde ifade etmiş. Aslında her yönden bir ve bütün olduğumuz, etle tırnak gibi kaynaştığımız TC vatandaşı Kürt kökenli yurttaşlarımıza demokratik açıdan bütün hakları sonuna kadar verilmiştir. Şu andan itibaren sorun demokratik bir içerik taşımaktan çıkmış, bölücü bir mahiyet kazanmıştır.
Emperyalizm her zaman bir ülkedeki gerici güçlere dayanarak kendisine yaşam alanı sağlar. Kürt kökenli, başımızın üstünde yeri olan kardeşlerimizi ülkelerine karşı kışkırtanlar, onları sömürenler, onları maraba, mürit yapanlar feodalitenin günümüzdeki kalıntılarıdır. HDP kadrolarını ve kaymak yerleri paylaşmışlardır. Kürt kardeşlerimize asıl kötülüğü yapanlar da onlardır.
Hiç kuşkunuz olmasın! Devlet teröristlere yaptırım gücünü yeniden uygulayacak, Türkümüz ve Kürdümüz Türk milletinin saygın birer üyeleri olarak el ele, kol kola, omuz omuza hem emperyalizme hem de onun işbirlikçisi olan silahlı ve silahsız PKK’lılara var gücüyle karşı çıkacaktır. Yapılacak toprak reformu ile feodal kalıntılar temizlenecek, bölge halkının alın terini hiç kimse sömüremeyecektir. Komşu ülkeler ile yapılacak işbirliği sonucunda bölge huzur ve istikrara kavuşacak, insanlar geleceğe güvenle koşacaklardır.
Yanlış yerlerde reçete aramayalım! Çare VATAN’dır.
Amiral Soner Polat
ulusalkanal.com.tr