Türkiye’de demokrasi, hukuk, basın özgürlüğü, fikir hürriyeti ile ülkenin bekası, milli güvenliği, tarihi değerleri, şerefi, onuru ve haysiyeti arasındaki ince çizgi, maalesef ne devlet ne de kamuoyu tarafından biliniyor.
Köklü ve kurumsallaşmış bir demokrasi geleneği ve bilinci olmadığı için, her türlü kutsal değerimizin tartışmaya açılmasını demokrasi sanıyoruz. Kendisi ilerici gören kesimler de bu tuzağa düşüyor.
Gelin, gelin, koşun, Anayasamızın değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerimizi sabahlara karşı tartışalım! İzlenme oranı da tavan yapar! Hem reklamdan payımızı alırız hem de görevimizi yaparız. CNN, Kürt’üyle, Ağabeyi ile ellerini ovuşturarak bekliyor…
Hatırlarsanız demokrasinin her türlü erdemini bünyesinde barındıran sayın mebuslarımız İç Hizmet Kanunu’nun 35. Maddesini değiştirerek TSK’dan iç düşmanla mücadele görevini aldılar. Ne oldu? Kanlı terör örgütü PKK ülkede cirit atmaya başladı.
Mebuslarımızın demokrasinin beşiği gördüğü ve büyük bir hayranlık beslediği ABD’de ise askerler göreve başlarken, ABD anayasasını iç ve düşmanlara karşı koruyacaklarına dair ant içiyorlar. (…I will defend and support the constitution of the U.S. against all enemies, both foreign and domestic.)
Demek ki neymiş, askerin elini kolunu bağlamanın ve iç düşmanlara kolaylık sağlamanın demokrasi ile hiçbir ilgisi yokmuş! “Taşları bağlamışlar, köpekler serbest, eşkıya dağa inmiş, yiğitler derdest!”
Bir kişinin annesine küfür ederseniz, o kişi bunu asla tartışmaz ve suratınızın tam orta yerine yumruğunu patlatır. Kişilerin, kurumların ve devletlerin asla tartışmayacakları değerleri de vardır…
“DUR! DE!” isimli emperyalist çetelerin fonlarından yemlenen bir düşünce ve fikir özürlü, bilginin kırıntısından bile yoksun zavallı bir grup bir ilan yayımlamış. Hep birlikte göz atalım:
Sohbet toplantısı: Türkiyeli, Avrupalı ve Ermeni aktivistler buluşuyor... Bu yıl soykırımın 100'üncü yıldönümü nedeniyle İstanbul'da düzenlenecek olan Ermeni Soykırımı anma etkinliklerine yurtdışından çok sayıda katılım olacak. Bunlar arasında Ermeni aydınlar ve sanatçılar, sivil toplum temsilcileri; Avrupalı ırkçılık karşıtı aktivistler ve soykırımın inkârına karşı mücadelede yanımızda yer alan dostlar var... Bu çerçevede Avrupa Irkçılık Karşıtı Taban Örgütleri Hareketi (EGAM) Başkanı Benjamin Abtan ve Ermeni Genel Hayırseverler Birliği (AGBU) Avrupa Direktörü Nicolas Tavitian bu Cuma günü bizlerle bir araya gelerek, fikir alış verişinde bulunacak; Türkiyeli sivil toplum temsilcileri ve aktivistleriyle ortak mücadelenin örgütlenmesi konusunda sohbet edecek. Etkinliğimiz konuya ilgi duyan herkese açıktır.
Önce 27 Mart 2015 günü Bilgi Üniversitesi’nde yapılacağı duyurulan bu toplantı, sonra bilmediğimiz bir nedenle başka bir yere alınıyor. Böylece, kişisel düşünceme göre, Bilgi Üniversitesi bir lekeden kurtulmuş oldu!
Yurtsever bir aydın olan Lale Gürman Hanımefendi bu güruha bakın nasıl cevap veriyor:
Durdeliler,
Bilgilendirme yazınızı sağa sola yolluyor, diyorsunuz ki, "Türkiyeli, Avrupalı ve Ermeni Aktivistler Buluşuyor". Altta. İyi de... İngiltereli, Fransalı, Almanyalı demiyor da Türkiyeli diyorsunuz! Avrupalı, Amerikalı diyorsunuz, karışık olduklarından mı? Fransalılar, Almanyalılar, İngiltereliler karışık değil mi, onlar salt aynı kökten mi? Akıl karıştırıyorsunuz.
Ayrıca, slogan edinmişsiniz, "Irkçılığa ve Milliyetçiliğe Dur De!" diyorsunuz, fakat siz kendiniz ırkçılık ve milliyetçilik yapmaktasınız? Nasıl farkında değilsiniz? Bu hâlinizle inandırıcı olmaktan çok uzaktasınız. En iyisi, siz önce bilgi sahibi olun, biraz okuyun öğrenin, sonra başlayın "sohbet toplantılarına".
Sizlere yardım etmek istiyorum. Ekte “Ermenistan'ın ilk Başbakanı Kaçaznuni'nin Taşnak Partisinin Yapacağı Bir Şey Yok!” kitabının Türkçesi, İngilizcesi ve Almancasının e-kitapları var. Biraz zahmet edeceksiniz, o kadar. Ama inanın, değecek. Boşuna ortalıklara dökülüp alay konusu olmanızı önleyecek. Bu yardımımı da unutmayın!
Lale Hanımefendi, söylenecek her şeyi söylemiş. Türk toprakları ülkemizin bütün değerlerini aşağılayan, tarihi gerçekleri çarpıtan, emperyalist devletlerin uşağı olmuş maskaraların propaganda mekânı olamaz, olmamalıdır. Gerçek anlamda demokrasi ile yönetilen ve milli gurur duygusu olan hiçbir devlet böyle bir şaklabanlığa izin vermez!
Bana inanmıyorsanız, gidip, New York’da “Kızılderilerin soyunu kurutan ve atom bombası ile gezegeni kirleten Amerikalı!” konferansı düzenleyin! Başınıza neler geleceğini görürsünüz…
Amiral Soner Polat
ulusalkanal.com.tr