BDDK’dan bankalara one minute

Çetin Ünsalan Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

BDDK Başkanı Mukim Öztekin, yaptığı açıklamada Türkiye’deki bankaları eleştirdi. Hepsinin bireysel kredilere ve kredi kartlarına yöneldiğini, hatta bu hususta agresif tavır takındığını belirtti. Çiçeği burnunda yeni başkanın bu açıklaması bir tür ‘one minute’ söylemidir.

Yani en fazla Başbakan Erdoğan’ın Davos’taki ‘one minute’ ifadesi kadar ciddiye alınabilir. Hatırlayacaksınız toplantı sırasında bu ifadeyi kullanan Başbakan, dışarı çıkıp basın toplantısı yaparken bu sözün ‘moderatöre yönelik’ olduğunu açıklamış, ama canım medyam hiç bu noktanın üzerinde durmamıştı.

BDDK Başkanı Öztekin’in açıklaması da bundan öteye değildir. Hatta bunun için özel bir konuşma bile hazırlamamış olabilir. Bir önceki başkan Tevfik Bilgin’in geçmiş konuşmalarından ‘kopyala-yapıştır’ yaptıysa problemini halletmiştir.

Yıllardır bu konuda yapılan tüm uyarıları dinleyen, az sayıdaki bizim gibi basın mensubuyla görüşlerini paylaştığını söyleyen, ama yaptırım noktasında olduğu halde hiçbir şey yapmayan BDDK’nın politikasının aynen devam edeceğini görüyoruz.

Yapılan açıklamalarda siyasi irade de var. Çünkü iş BDDK Başkanı’nın açıklamasıyla bitmedi. Birkaç saat sonra Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan bunların içinde tefecilik yapanlar olduğuna bile dikkat çekti.

İşte tam bu aşamada Türkiye’deki bankaların ayaklarının zangır zangır titrediğini mi zannediyorsunuz? Yoksa eski bir replik ile ‘anlat anlat heyecanlı oluyor’ mu demişlerdir? Emin olun tüm yargı kararlarına rağmen kart ücreti alma pervasızlığını gösteren bir zihniyetin fütursuzca tavır takındığını rahatlıkla söylemek mümkün.

Bakan Çağlayan tefecilik yapan bazılarının KOBİ’lere kredi vermekten imtina ettiğini açıkladı. Vah, vah… Nasıl da kaçırdık bunu? Ülkedeki bankaların yerli sermaye payı azaldıkça şiddeti artıran bu uygulamanın yeni mi farkına vardınız?

Hadi vardınız, ne yapacaksınız? Hiçbir şey… Çünkü sıcak paraya dayandırdığınız ekonomi politikanız varsa, yaptırım uyguladığınız gece, finansal olarak kemiklerinizi kırarlar. O yüzden kuru kahramanlıkları ve efelenmeleri bir kenara bırakıp, önce bir kamu bankasının bu ülkede 60 ay vadeyle tatil kredisi vermesi pervasızlığına sizin döneminizde imza attığını hatırlayınız.

Peki tekrar soralım: Bu açıklamalar bankacılık sektörü açısından bir anlam ifade ediyor mu? Hayır sadece ‘one minute’ ciddiyetinde… Açıklama nasıl olur biliyor musunuz? Bütün samimiyetsizliklerine rağmen ABD Senatosu’ndan gelen raporda olduğu gibi.

Dünya çapında bir bankanın, ki bizde de TMSF aracılığıyla finans hayatımıza girmiştir, yaptığı uygulamalarla kara para ve uyuşturucu parası aklanmasına ilişkin ortam yarattığı raporlanıp, banka suçlandı. Gerçi bunda bankanın İngiliz menşeili ve ABD-İngiltere arasında ‘kim sömürecek rekabeti’nin önemli bir faktör olmasının da önemli olduğunun da altını çizmek gerekiyor ama, siz sonuca bakın.

HSBC yaptığı açıklamayla özür diledi ve prosedürlerinden düzenlemeye gideceğini duyurdu. Yani yapılan açıklamanın yanıtı anında geldi. Biz yıllardır yetkililerimizden Türk insanının nasıl hortumlandığını dinliyoruz.

Hatta Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın ‘taksi ile gitsem’ daha ucuza gelir gibisinden açıklamaları bile vardı. Yani ABD’den yapılan gibi şok bir suçlama değil. Kanunları zorlama ve istismardan bahsediyoruz. Karşılığında ne yapıldı? Koskoca bir sıfır… Peki uygulanan politika ne? Yağmasan da gürle. Komik oluyorsunuz. Lütfen biraz ciddiyet…

Çetin Ünsalan

ulusalkanal.com.tr

Tüm yazılarını göster