Katma değeri nerede kaybediyoruz?

Çetin Ünsalan Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

Türk reel sektörünün en büyük problemlerinden biri katma değer elde etmek. Yani mal ya da hizmet üretiyorsunuz ama günün sonunda kilogramı 1,3 dolar ortalamayla mal satıyorsunuz. Bunun sürdürülebilir bir yanı yok.

Nitekim iktidar da bunun farkında ve son dönemde bakanlıkları, kurumları aracılığıyla katma değer üzerinde çokça duruyor. Fikren doğru ama zikren yanlış. Çünkü çok para sahibi olmakla zengin olamadığınız gibi, firma sahibi olmakla iş insanı olamıyorsunuz.

Türkiye’nin temel problemi yaklaşımlarda... Eğer ülkenizde üretim ekonomisinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan çalışan kesimin hakları konusunda Türk-İş kapalı kapılar ardında hesap yapıp, açık mikrofonlara yakalanıyorsa, oradan katma değer çıkmaz.

Salda Gölü’nü, Kaz Dağları’nı, Kuzey Ormanları’nı ve daha nicelerini haraç mezat üç kuruş elde edebilmek uğruna gözden çıkabilecekler yaklaşımdaysanız, oradan katma değer çıkmaz.

Türkiye’deki firmaları yabancıların satın almasını, doğrudan yabancı sermaye zannediyorsanız, burada ekstra bir yatırım, istihdam yerine, elinizdeki mevcut işletmeleri, yok pahasına ve pazarıyla birlikte satmayı normal zannediyorsanız, oradan katma değer çıkmaz.

Bankalarınız tapu peşinde koşuyor, üretilen projelerle ilgilenmiyor ve proje üretenleriniz tek tek yurtdışına kaçmak, orada akıllarındakini hayata geçirmek için mücadele içine giriyorsa, oradan katma değer çıkmaz.

Ülkede dijital dönüşüm ya da bilinen adıyla endüstri 4.0 konuşulurken, 94 bin mühendisiniz işsizse ve bunların 24 bine yakını yurtdışına gitmek için başvuruda bulunmuşsa ve siz bunda beis görmüyorsanız; oradan katma değer çıkmaz.

Toplayamayacağınız vergileri ilan ediyor, sonra da toplayamayınca af üzerine af adı altında yapılandırma fırtınasına tutuluyor; bunda da sadece iki taksitlik tahsilat hesabı yapıyorsanız, ama vergi ve prim sisteminde gerçekçi bir düzenlemeye gitmiyorsanız; oradan katma değer çıkmaz.

Ülkede sanatçısını, gazetecisini, çalışanını, işverenini yolunacak kaz gibi görüyor; ‘benimle aynı şeyi düşünsünler’ diye zorluyorsanız, ülkede devlet ya da şehir tiyatrolarına ‘hep parasını vereceğim hem beni mi eleştirecek’ diye yaklaşıyorsanız; oradan katma değer çıkmaz.

Enflasyonunuzdan kişi başına gelirinize, borcunuzdan işsizliğinize kadar gerçeklerinizle yüzleşmiyorsanız; hatta hızınızı alamayıp, istihdam yaratamadığınız işsizlerinizden genel sağlık sigortası adı altında prim toplamaya çalışıyor; elbette başaramayıp sürekli affediyorsanız; oradan katma değer çıkmaz.

Katma değer zannedildiği gibi matematiksel bir işlemin sonucu değildir. Katma değer bir düşünce biçiminin, bir yaklaşımın ve olayları yorumlayıp gereğini yapma kültürünün eseridir. Sonucu başka yerde arıyorsanız; üzülerek haber vereyim ne yaparsanız yapın; oradan katma değer çıkmaz.

[email protected]

Tüm yazılarını göster