Hiç kuşkusuz Cumhuriyetimizin en önemli simgelerinden birisi de şehit Asteğmen Kubilay’dır. Atatürk bu üzücü olay nedeniyle Ordu’ya bir başsağlığı mesajı gönderir. Şu sözleri ile Kubilay’ın Cumhuriyet’in kalbindeki unutulmaz yerini ortaya koyar: “Büyük Ordu’nun kahraman genç zabiti ve Cumhuriyet’in mefkûreci (idealist) muallim heyetinin kıymetli uzvu Kublay Bey, temiz kanı ile Cumhuriyet’in hayatiyetini tazelemiş ve kuvvetlendirmiştir.”
VAHŞETİ FİLM GİBİ SEYREDENLER
Bu üzücü hadisede bir hususu gözden kaçırmamalıyız. Olayın müsebbiplerini bir kenara bırakalım. Onlar Ortaçağ’da bile görülmeyen insanlık müsveddeleridir. Ama ahalinin bir bölümü bu iğrenç girişimi desteklemiş, bir bölümü de, belki de korktuğundan kayıtsızca seyretmiştir. Hadisenin asıl iğrenç ve ürkütücü yönü budur. Cumhuriyet’in kulluktan, müritlikten, marabalıktan alıp birinci sınıf yurttaş yaptığı bu insanlar karşı devrimin ilk dalgasında alabora olmuştur…
Atatürk, çevresindeki vurdumduymazların aksine, olayın bu boyutunu, yani asıl tehlike alanını ilk bakışta süzmüştür: “Mürtecilerin (gericilerin) gösterdiği vahşet karşısında,Menemen’deki ahaliden bazılarının alkışla tasvipkâr bulunmaları, bütün Cumhuriyet ve vatanperverler için utanılacak bir hadisedir.”
ONA NASIL KIYDINIZ…
Bu yalın gerçek o kadar açık ve ortadadır ki Türk edebiyatı da bu önemli toplumsal hadiseyi ulusun ortak hafızasına nakşeder. Behçet Kemal Çağlar’ın, 5 Ocak 1931 yılında Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde yayımlanan şiiri bütün boyutlarıyla Kubilay olayına mercek tutar. Bir kesit sunalım:
Bilmez miydi sayısız kalkan var, çelik, çetin
Değmez Cumhuriyete oku kara kuvvetin!
Bütün bir gençliğindi Kubilay’ın gür sesi
Hangi Mesih kuvveti diriltecek geçmişi
Tekbir mi? Zebaniler sesleniyor derinden
Alkış mı? Beyninizde korkunç çan seslerinden
Çıkmadı mı bu genci bir tek kurtaranınız
Sormaz mıydı kalbiniz, akmaz mıydı kanınız?
Gövdeyi kan götürse demek ki razıydınız
O’na nasıl kıydınız, O’na nasıl kıydınız?
Hayatın siyah beyazdan ibaret olmadığını hiç unutmam. Gri tonlar çoğunluktadır. Müzik notaları yedi adettir, ama bu notalarla sonsuz sayıda melodi üretilebilir. Beş temel renk vardır, fakat bunların bileşimi sayılamayacak kadar çok ara rengi ortaya çıkarır.
Toplumsal olaylarda homojen bir görüntü arayanlar genellikle yanılır. Kubilay olayının gerçek anlamda ruhunu yansıtan bana göre bu şiirdir. Bu şiir, içinde inanç, ideoloji, irtica, cesaret, korkaklık, ihanet gibi öğeler taşıyan bir toplumsal olayla ilgili çarpıcı kesitleri gözümüzün önüne getirir. Bir anlamda Nazım Hikmet’in ölümsüz dizelerini hatırlatır: “Onlar ki toprakta karınca, suda balık, havada kuş kadar çokturlar; korkak, cesur, cahil, hâkim ve çocukturlar…”Kesitler birbirini tamamlar ve ortaya durum çıkar. Hayatın kendisi gibi gerçektir.
BU MEMLEKETTE KUBİLAY’LAR TÜKENMEZ!
Bugünkü iktidarın duruşu kimseyi yanıltmasın! Kubilay; Atatürkçüler, Cumhuriyetçiler ve vatanseverlerin ortak mirasıdır. Onun izlerini hiç kimse, hiçbir güç milletin gözünden de gönlünden de silemez. Kubilay’ı savunmak demek vatanı savunmak demektir. Kubilay’ı vahşice katleden zifiri karanlığı savunanlar Türkiye’yi kısa zamanda felakete sürükler. Ülkenin parçalanmasına neden olur. Cumhuriyet ilelebet payidar kalacağına göre, karanlıktan beslenen zebaniler ülke gündeminin dışına çıkacaktır.
Vatanına, milletine gövdesini siper eden Asım’ın nesli bu toprakların bereketidir. Bu nesil hiç kaybolmaz! Bu nesil varken hiç kimse Cumhuriyet’ten toz bile alamaz. Cumhuriyet’in muhafızları tükenmez! Tarih kısa dönemleri değil, geçmişten gelip geleceğe uzanan süreçleri yazar. Kısa dönemli olaylara bakıp umutsuzluğa kapılanlar yanılgı içindedir. Türkiye’nin önü açıktır. Rotası, Atatürk’ün çizdiği çağdaş ve aydınlık yoldur. Türkiye, şeyhler, müritler, mensuplar ülkesi olmayacaktır. Ülkemizdeki gericiliği besleyen, palazlandıran emperyalist Batı’dır. Batı’nın deli gömleğini üzerinden çıkaran Türkiye, lider ve öncü kimliği ile dünyadaki en saygın ülkelerden birisi olacaktır.
Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önderimiz Atatürk’ü ve temiz kanıyla Cumhuriyet değerlerini yeniden yeşerten Devrim Şehidimiz Kubilay’ı ve tüm devrim şehitlerimizi sevgi, vefa ve minnet duygularımla tazimle anıyor, aziz hatıraları önünde özlem ve saygıyla eğiliyorum. Onlara layık olmalıyız! Cumhuriyet’in erdemini ve içindeki cevheri herkese bıkmadan, usanmadan anlatmalıyız…
Amiral Soner Polat
ulusal.com.tr