Protokol hizmetlerinde çalışanlar çok iyi bilirler. Bu tür görevlerde binde birlik bir hata, kesin başarısızlık sayılır. Bu nedenle ilgili personel özenle seçilir ve sistemin sıfır hata ile işletilmesi için kademeli denetim mekanizmaları tesis edilir. Bir yemek masasının oturma düzeni için saatlerce uğraşılır!
Aşağıdaki basın açıklaması Amiral Cem Çakmak’ı son yolculuğuna uğurlarken Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapıldı:
Emekli Tuğamiral Cem Aziz ÇAKMAK, 03 Temmuz 2015 tarihinde vefat etmiştir. Merhuma Allah'tan rahmet, kederli ailesine ve çalışma arkadaşlarına başsağlığı dileriz."
İnternet siteleri, sosyal medya yıkılıyor! Türk kamuoyunun en öncelikli gündem maddesi bu yürek burkan acı kayıp! En önemli gazeteler haberi manşetten veriyor. Türkiye’nin en saygın yazarları yiğit Amiralin çarpıcı ve erdem yüklü yaşam öyküsünü köşelerine taşıyor. Türkiye bu haberle nefes alıyor…Ama Genelkurmay Başkanlığı standart bir internet duyurusuyla, deyim yerindeyse,“olayı sanki geçiştiriyor!” izlenimi uyandırıyor.
İçtenlikle inanıyorum ki onlar da en az bizler kadar üzgün ve kederli ama bunu yansıtırken, farklı algılanabilecek sözcükler ortaya çıkıyor…
Genelkurmay bildirisini okuyunca, farkında olmadan kendi kendime söylenmeye başladım: “Kaza bilmez otobüs şirketinin sayın yolcuları, kaptanınız 30 dakika çay ve ihtiyaç molası vermiştir. Çaylar şirketimizin küçük bir armağanı olup ayrıca ücret ödenmemesi önemle rica olunur!” Eşim seslendi, “aklını kaçırmaya başladın, galiba! Ne diyorsun…”
Çünkü bu duyuru, ruhumun derinliklerinde, son kerte sıradan, standart ve duygusuz bir açıklama izlenimi uyandırdı!
“Çalışma arkadaşları” sözcükleri kafama takıldı! Ne anlama geldiğini bir türlü çıkaramadım! Acaba, “Amiral Çakmak’ın ölüm kalım mücadelesi verdiği GATA Askeri Hastanesi’ni “Home Office (Evde Çalışma Bürosu) ” olarak kullandığı mı düşünüldü?” Bildiğim kadarıyla, kahraman Amiral Silivri’den tahliye olduktan sonra canının derdine düşmüştü. Bir yerde çalıştığına hiç kimse tanık olmadı! Kendisini defalarca hastanede ziyaret ettim; sadece tıbbi cihazlar gördüm!”
Peki, bu “çalışma arkadaşları” nereden çıktı! Bu sorunun cevabını bir türlübulamadım. Eğer, bizler, emekli askerler kastediliyorsak, bu maksatla TSK ve Kuvvetlerde kullanılan tanımlama olan “Silah Arkadaşlığı” çok daha uygun düşerdi!
İki olasılık karşımızda duruyordu: Ya aziz hatırasını saygıyla andığımız Cem Amiralimizin bizim bilmediğimiz iş arkadaşları vardı ya da sivil-asker ilişkileri kapsamında, silah arkadaşlığı, yüksek demokratik (!) idealler uğruna çalışma arkadaşlığına dönüşmüştü.
İşin işinden çıkamayınca Deniz Kuvvetleri’nin Hürriyet Gazetesi’ne verdiği 3 Temmuz 2015 tarihli ilana göz attım. O ilanda kullanılan terim, “silah arkadaşı” idi. Kafam iyice karıştı, kördüğüm oldum!
TSK’nın önünde oldukça yoğun bir gündem bulunuyor. Suriye’deki gelişmeler ülkemizin birlik ve bütünlüğünü doğrudan tehdit eden hayati bir boyut kazandı. Kıbrıs’ta kapalı kapılar ardında nelerin döndüğünü kimse bilmiyor! En azından ben, Akıncı’ya hiçbir koşulda güvenmiyorum! O kişinin mutlaka denetin altında tutulması gerektiğine inanıyorum.
Sınırlarımızın yangın yerine döndü.Her türlü terörist: bölücüsü, yobazı, profesyoneli ve aynı zamanda yabancı istihbarat ajanları, seyahat eder eder gibi güle oynaya ülkemizde dolaşıyor! Günümüz koşullarında, Türkiye’nin en büyük güvencesi, sanıldığı gibi o, şu, bu parti değil, büyük Türk milleti ile etle tırnak gibi bütünleşen ve O’nun sarsılmaz azim ve iradesinin çelikleşmiş bir ifadesi olan Türk Silahlı Kuvvetleridir.
Yiğit Amiral Cem Çakmak hakkında yayımlanan bildirinin münferit bir gelişme olduğuna, yoğun gündem nedeniyle, “çalışma arkadaşı” sözcüklerinin gözden kaçtığına inanıyorum. Bizler, üniforma giyen bütün meslektaşlarımızı “silah arkadaşı” olarak görüyor ve kabul ediyoruz.Ayrıca onlara inanıyor ve güveniyoruz!
Onların da bizlerden silah arkadaşlığını esirgemeyeceğine içtenlikle inanıyor; zorlu görevlerinde engin başarılar diliyoruz. Onların başarısı Türkiye’nin sigortası, geleceğimizin güvencesidir.
Amiral Soner Polat
ulusalkanal.com.tr