Teori dergisinin Haziran 2020 sayısında “Salgın sonrası insanlık yol ayrımında” isimli bir yazı yazmıştım ve bu yazıda Batılı ülkeler ile Çin önderliğindeki Asyalı ülkelerin COVID19 karşısında verdiği sınavı İngiltere’de 6 yıl yaşayan bir doktora öğrencisinin gözünden tahlil etmeye çalışmıştım. Aralık 2020’nin başında COVID19 koşullarından dolayı bir yıldır göremediğim ailemi görmek ve üniversitemin bu süreçte uzaktan eğitim sağlaması nedeniyle Tayland’a taşındım. COVID19’un Batı ve Doğu’daki etkilerini sadece teorik düzlemde değil pratik düzlemde de gözlemleme şansım oldu. O yüzden bu yazıda yazacaklarım hem Batı dünyası için hem de Doğu dünyası için önemli dersler içeriyor. Ülkemizin de bu gözlemlerden yararlanabileceğini düşünüyorum.
2020 başında COVID19’un Çin’de yayılmaya başlamasından sonra Batı’nın en gelişmiş ülkelerinden biri olan İngiltere’de salgına verilen tepkiler tipik Batımerkezci önyargılardan besleniyordu. İngiltere, Çin’in almış olduğu önlemleri insan hakları, demokrasi ve özgürlükler bağlamında eleştiriyor ve salgını siyasi açıdan bir fırsata çevirmek istiyordu. Halk ise bize bir şey olmaz düşüncesi içindeydi ve Çin karşıtı propagandanın etkisi altındaydı. Çin devletinin almış olduğu önlemler küçümseniyordu ama salgın İngiltere’ye ulaşınca her şey değişti. Bireycilik, korku ve çaresizlik insanlar arasında yayılmaya başladı.
İngiltere’de COVID19 sırasında ilk kez Temmuz 2020’de maske taktım. Maske sıkıntımız yoktu ama toplumsal baskıdan dolayı maske takmaya utanıyorduk. Halk maske takmayı Doğu toplumlarına özgü bir alışkanlık olarak gördüğü için COVID19’un yayılmasını önlemede en etkili yöntemlerden biri olan maske kullanımını ciddiye almamıştı. İngiliz hükümetine tıbbi konularında danışmanlık yapan Vietnam kökenli profesör Jonathan Van-Tam’ın maske kullanımına olumsuz bakan yaklaşımı hükümetin maske politikasını da olumsuz etkiledi.
Nisan 2020’de açıklama yapan Van-Tam, oryantalist bir bakış açısıyla maske kullanımının COVID19 yayılımını etkilediğine dair bilimsel bir kanıtın olmadığını söyledi ve insanlara maske kullanmayı önermedi. Bu bilgiyi ona Hong Konglu profesör meslektaşı telefonda söylemişti. Van-Tam’a göre maske takmak Güneydoğu Asya kültürüne özgü bir alışkanlıktı ve sosyal mesafeye uymak yeterliydi. Ülke bu politikanın sonucunu çok ağır ödedi.
Maske takmak 24 Temmuz 2020’den sonra otobüslerde, marketlerde ve kapalı alanlarda zorunlu hale getirildi ama vaka sayısı yaklaşık olarak 300 bine ulaşmış ve hayatını kaybedenlerin sayısı 40 bini geçmişti. Maske takma zorunluluğu getirilmesine rağmen bu kurala uymayan bir sürü insan gördüm. Otobüste, marketlerde ve kapalı alanlarda maske takmayan bir sürü insana rastlıyordum.
TAYLAND'DAKİ MANZARA BATI'DAN ÇOK FARKLI
Tayland, Çin dışında COVID19 vakası tespit edilen ilk ülkeydi ama alınan sıkı önlemler ile Çin’den çok daha kısa bir süre içerisinde virüsün yayılımını durdurmayı başardı. Tayland hükümeti COVID19 salgınına çözüm olarak 25 Mart 2020’de olağanüstü hal kararı aldı ve ülkeyi tüm yabancılara kapattı. Hükümet, 1 Temmuz 2020’den geçerli olmak üzere kısıtlamaları gevşetti ve Tay vatandaşlarının eşlerine, iş ya da oturma iznine sahip olanlara, eğitim ve iş nedeniyle ülkeye gitmek isteyenlere gerekli koşulları sağlamaları takdirde ülkeye girme hakkı tanıdı.
Tayland hükümetininin erken önlemler alması binlerce insanın hayatını kurtardı. Aralık 2020’de Tayland’a geldiğimde halkın son derece bilinçli ve duyarlı olduğunu gördüm. Neredeyse halkın yüzde 99’undan fazlası maske takıyor, temizliğe ve sosyal mesafeye önem veriyor. İngiltere’de tişörtüyle ya da eliyle yüzünü kapatıp marketlere giren ya da kapalı alanlarda bile maske takmayı umursamayan insanlar görmüştüm ama Tayland’da maske takmayan bir kişi bile görmek çok zor.
TAYLAND'IN HALKÇI SAĞLIK SİSTEMİ
Tayland 70 milyon nüfusuyla Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) ülkeleri arasında en büyük ikinci ekonomiye sahip. Tayland’ı tam olarak bilmeyen ülkeler Tayland’ın fakir ve gelişmemiş bir ülke olduğunu düşünerek büyük bir yanılgıya düşüyor. Tayland’ın turizm ve tarıma dayanan çok güçlü ve istikrarlı bir ekonomisi var ancak COVID19 sırasında ülkeye turist akışı durduğu için üreticiler ve turizmciler büyük ekonomik sıkıntılar yaşanıyor.
Tüm bu sıkıntılara rağmen Tayland Batılı ülkelerin aksine insan hayatını paranın önüne koymuş durumda ve COVID19 ile mücadelede başarılı bir konumda yer alıyor. Halk sağlığı Tay devleti için öncelikli durumda. Tayland, Çin seviyesinde devletçi ve halkçı bir ekonomi düzenine sahip olmamasına rağmen sağlık alanında kamucu bir politika izliyor.
25 Mart 2021 itibariyle, ülkede COVID19 vaka sayısı 28 bin civarında ve COVID19 kaynaklı ölü sayısı 92. Ülkedeki COVID19 vaka sayısı Aralık 2020’de 4 binin üzerinde seyrediyordu ancak Tayland’da çalışmak için sınırı yasadışı olarak geçen Myanmarlı göçmen işçiler bu sayıyı arttırdı.
Avustralya merkezli düşünce kuruluşu Lowy Enstitüsü’nün verilerine göre, Tayland, Yeni Zelanda, Vietnam ve Tayvan’ın ardından COVID19'a karşı en iyi mücadele eden dördüncü ülke. (1) Dünya Sağlık Örgütü’ne göre Tayland’ın başarısında 6 etmen önemli bir rol oynuyor:
1) Mevcut en iyi bilimsel kanıtla bilgilendirilen güçlü liderlik
2) Güçlü, iyi donanımlı ve kapsamlı tıp ve kamu sağlığı sistemleri
3) Halkın koruyucu önlemlere uyması sonucunu doğuran tutarlı ve şeffaf iletişim
4) Değişen taleplere uyum sağlayan idari sistemler
5) SARS, kuş gribi ve H1N1 gibi büyük bulaşıcı hastalık salgınlarının önceki tecrübesi
6) Akademisyenler ve özel sektörün dahil olduğu “toplumun tamamı” yaklaşımı.(2)
Tayland’ın COVID19 ile mücadeledeki başarısı Dünya Sağlık Örgütü Başkanı Dr. Ghebreyesus tarafından tüm dünyaya “mükemmel bir örnek” olarak gösteriliyor. DSÖ Başkanı, 13 Kasım 2020’de Dünya Sağlık Meclisi’nde yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Kırk yıl önce Tayland, halk sağlığı altyapısına yatırım yapma taahhüdünde bulundu ve Uluslararası Sağlık Tüzüğü kapsamında kapasitelerini güçlendirmek için yatırımlara devam etmektedir.
Toplumlarda sağlık sisteminin gözü kulağı olan, ülkenin 1 milyondan fazla köy sağlığı gönüllüsünden oluşan ağı müdahalede ciddi bir rol oynadı”.(3)
Gehbreyesus son olarak tüm ülkeleri Tayland’ın izinden gitmeye çağırdı ve hiçbir ülkenin COVID19 için yeterince hazır olduğunu veya öğrenecek dersi olmadığını söyleyemeyeceğini belirtti.
Türkiye de dahil olmak üzere başka ülkelerin Tayland’ın COVID19 ile mücadelesinden öğrenebileceği dersler var. Maske, mesafe, temizlik, disiplin, dayanışma ve toplumsal saygı Tayland’da başarıyı getirmiş durumda.
GÜNEYDOĞU ASYA'NIN COVID19 İLE MÜCADELEDEKİ BAŞARISI
Sadece Tayland değil, Güneydoğu Asya ülkelerinin çoğu COVID19 ile mücadelede başarılı bir sınav veriyor. 7 milyon nüfuslu Laos’ta henüz COVID19’dan ölen yok. 16 milyon nüfuslu Kamboçya’da COVID19 5 kişinin ölümüne neden oldu. 97 milyon nüfuslu Vietnam’da ise şimdiye kadar 35 kişi COVID19’dan dolayı hayatını kaybetti. Tayland, Kamboçya, Vietnam ve Laos’un toplam nüfusu 190 milyona tekabül ediyor. Bu dört ülkede COVID19’dan dolayı hayatını kaybedenlerin sayısı toplam sayısı 132.(4)
İstatistikler her şeyi olduğu gibi ortaya koyuyor. Bu rakamlar bir tesadüfün sonucu olarak ortaya çıkmadı. Vietnam, Laos ve Kamboçya devrimle kurulan ülkeler olduğu için kamucu ve halkçı politikalar izlemeye devam ediyor. Tayland ise 1997’de kendi ülkesinde başlayan Asya mali krizinden önemli dersler çıkarttı. Tay hükümeti 2000’lerden bu yana Asya merkezli politikalar izlemeye çalışıyor ve Batı’ya karşı Çin ile ilişkilerini geliştirerek denge kurmaya çalışıyor.
Başarısız neoliberal ekonomi politikaları Batı toplumlarını her geçen gün daha da karamsarlığa, bireyciliğe ve çıkarcılığa sürüklerken, ezilen ülkeler bilimin öncülüğünde başarılı bir sınav veriyor ve tüm insanlığa umut oluyor.
Tayland, Vietnam, Kamboçya ve Laos’un küresel salgınla mücadeledeki deneyimleri Türkiye’nin salgınla mücadelesindeki eksiklikleri giderme noktasında yol gösterici olabilir. Türkiye de bu salgından ancak kamucu sağlık politikaları ile kurtulabileceğinin farkında. O yüzden, Sağlık Bakanlığının bu ülkelerin sağlık politikalarını dikkatli bir şekilde tahlil etmesi ve bu ülkelerle iletişime geçerek bu ülkelerin COVID19 ile mücadele deneyimlerinden faydalanması ülkemiz için çok faydalı olacaktır.
Kaynaklar:
1) https://interactives.lowyinstitute.org/features/covid-performance/
2) https://www.who.int/thailand/news/detail/14-10-2020-Thailand-IAR-COVID19
4) https://www.csis.org/programs/southeast-asia-program/southeast-asia-covid-19-tracker-0