Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, katıldığı bir televizyon programında asgari ücretle insanların geçinmesinin mümkün olduğunu söyleyip, 800 TL’yi iyi para şeklinde tanımladı. Sonra da sözlerinin çarpıtıldığını açıkladı.
Şimdi insafınıza sığınıyorum şu sözlerin neresi çarpıtılmış olabilir? “Asgari ücretle geçinilmez diye bir şey yok. Geçinirsiniz. Ona mahkumsanız 800 TL de büyük bir paradır. Netice itibariyle peynirin kilosunun fiyatı bellidir, ekmeğin fiyatı bellidir. Bir geçimdir sürdürebilirsiniz. Bizim meselemiz bu değil.
Bunu istismar etmemek lazım. Asgari ücret bir taban fiyattır. Biz diyoruz ki işverene bundan aşağı ücret talep edemezsin. Asgari ücret, sosyal devletin koruma aracıdır. Bunu kaldırırsanız 400 TL ücret teklif eden de olabilir.”
Birincisi en az ödenmesi gereken rakam olarak bilinen asgari ücreti sanki AKP iktidarı icat etti. Bundan önce böyle bir şey yoktu da; Bakan Çelik’in icraatı olarak mı önümüzde duruyor? Yani bu millete asgari ücret mi bahşetmişler?
İkincisi Bakan Çelik daha asgari ücretin ne kadar olduğunu bilmiyor. Asgari ücret 800 TL değil, 774 TL. Hatta tam rakamıyla vermek gerekirse 773,01 TL. ‘Aradaki fark 26 TL, ne önemi var, rakamı yuvarlamış’ diye düşünebilirsiniz. Asgari ücrete yapılan zammın 33 TL olduğunu düşünürseniz, 26 TL’nin de ne demek olduğunu anlarsınız.
Elbette bu açıklamanın ardından ciddi bir tepki oluştu. Vatandaştan siyasilere kadar herkes Bakan Çelik’in bu açıklaması üzerine yorum yapmaya başladı. Şüphesiz gelen tepkiler yoğunlaştı ki, Faruk Çelik de açıklama yapmak zorunda kaldı.
Sözlerin çarpıtıldığını, aradan cımbızla çekildiğini belirtti. Klasik bir AKP tavrı… Onlar ermiş oldukları için hiçbir konuda yanlış yapma ya da hatalı konuşma olasılıkları yok. Oysa Bakan Çelik çıkıp diyecekti ki ‘amacını aşan bir ifade kullandım, gerçek niyetim şuydu.” Bu kadar kolaydı.
Siz insanları hem açlığa mahkum edip, hem de üzerine bir de dalga geçer gibi yorum yaparsanız, tepki çekmeniz de normal. Fakat görülüyor ki, son derece önemli bir erdem olan özür dilemeyi bile beceremiyorlar.
Ancak yanlış anlaşıldığını ifade etmekle yetindi ve ‘yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış’ diyerek Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı açıklamalarını haklılık noktasına taşımaya çalıştı. Ne dedi?
“Geçtiğimiz yıl enflasyon beklentileri 3 artı 3 iken, biz 6 artı 6, asgari ücrette yüzde 12’lik artış gerçekleştirdik. Bu yıl da yine enflasyon üzerinde artış gerçekleştirdik. Asgari ücrette 10 yıl içinde yüzde 322’lik artış söz konusu.”
O zaman konuya üçüncü bir başlık açmak gerekiyor. Senin yüzde 12 zam yaptığın yılda, ekmeğe gelen zam yüzde 60 idi. 10 yıla bakarsanız, 2002 senesinde ekmeğin kilosu 1 TL idi, şimdi 250 gramı 1 TL.
Yani artış 2002 senesinde vatandaş bugünkü gramaj üzerinden aynı parayla 4 ekmek alabiliyordu. Bu arada doğalgaza, elektriğe, ulaşıma ve nicelerine gelen zam karşısında alım gücünün eridiği de bir gerçek.
Hepsi bir yana çok övdükleri asgari ücretle bir ailede 4 kişi çalışıyor bile olsa, eve giren para yine de yoksulluk sınırının altında kalıyor. Hadi ekonomiyi yönetmeyi bilmiyorsunuz anladık da, ilkokul öğretmeniniz dört işlem de mi öğretmedi?
Çetin Ünsalan
ulusalkanal.com.tr