Bu seçim dönemleri şapkadan tavşan çıkaran siyasetçilerle dolduruyor ortalığı… Kime, neyi, ne kadar anlatabiliyorlar onların sorunu ama, iş ucuzlaşmaya başlayınca can sıkıcı oluyor. Maaş zamlarından müjdelere kadar ortalıkta gezen açıklamalar ve gerçek hayattaki uygulamalarla sağlaması yapılan ikiyüzlü tutum insanı üzüyor.
Son olarak yumurta kapıya dayanınca yeni bir teşvik sistemi, bizzat Ekonomi Bakanı’nın kelimeleriyle dillendirildi. Elbette uygulama 1 Kasım seçimlerinin ardından hayata geçecek. Havuç burada tavşan nerede? Peki ya havuç, gerçekten havuç mu?
Öngörülen yeni teşvik paketine göre küçük mükelleflerden yıllık geliri 8 bin TL’yi geçmeyenden vergi alınmayacak. Yani ayda 666 TL kazanmayı normal sayıyor. Ama prensipli 667 TL kazanırsa vergi alacak. Ne kadar 12 bin TL(ye yani ayda bin TL’ye kadar olandan yüzde 15… Açlık sınırının bin 400 TL olduğu ülkede. Bakış açısının sakatlığını ise kimse tartışmıyor. Teşvik lafı yetiyor…
İkinci müjde gelir testi borçlarını silmek… Eğer bunu yaparlarsa, doğru olur. Çünkü işsizden ya da fakirden sigorta primi istemek hangi kafanın ürünü bunu çözebilmiş değilim. Ufak bir ayrıntı yalnız…
Burada biriken miktar 9 milyar TL; yani eski parayla 9 katrilyon lira… Bu bütçede gelir olarak gözüküyor; diğer sahte tahakkuklarla beraber bunu da gelirden düşecek ve bütçe gerçekleşmelerine yansıtacak mısınız?
Bir diğer başlık makine yenileyen için uygulanacak faiz desteği… Bu yapılabilir bir uygulama… Sadece keşke muadili varsa yerli şartını koysaydınız. Ayrıca kapasite kullanım miktarlarına bakmak ve o makinenin gerçekten yenilenme ihtiyacı olup olmadığına da dikkat etmek gerekir.
Ve dördüncü teşviği sona sakladım. Az gelişmiş ilçeler için yeni teşvik sistemi uygulanacak. Örneğin il, ikinci teşvik bölgesinde olsa da, ilçesi gelişmemiş ise buraya 6. teşvik bölgesi fırsatları sunulacak.
Ne güzel değil mi? Sayılan iller Zeybekçi’nin bölgesi ve buram buram seçim havucu kokuyor; ama olsun. Buralarda yatırımcılara vergi ve sigorta prim indiriminin yanı sıra faiz ve bedelsiz arsa desteği gibi destekler sunulacak.
Yine aynı bakış açısı, yine boş vaatler… Parayı gösterip, onu da vermeyip, ama çocuğunu harçlıkla kandıran veli gibiler. Teşvik meselesini ben bu ülkede çözemedim. Zamanında bizzat bakanlara da sordum, onlar farkında bile değil.
Ülkenin nüfusunu tam bilmiyoruz. Gerçek anlamda bir sanayi, tarım ve işgücü envanterlerimiz yok. Hangi sektörler konusunda gelecekte var olmak istediğimizi planlamamışız. Üniversitelerin matematik, fizik ve kimya dalları, gençler iş bulamadığı için tercih edilmez olmuş. Neyin teşviğini veriyorsunuz? Bu belli değil.
Bakan Zeybekçi ceket diker gibi nokta atışı teşvik vereceklerini söylüyor. Ben de Bakan Zeybekçi’ye soruyorum; hangi noktaya ve hangi terziye? Elinizde bilimsel bir veri ve planlama yok ki, nokta atışı yapılsın ya da ceket diker gibi teşvik uygulansın. Sizinki berbere terzilik yaptırmak…
Söylenenler ne olursa olsun, bu iktidar hiçbir zaman üretime inanmadı ve halen de söylemlerine rağmen inanmıyor. Nereden mi anlıyoruz? Yıllarca üreteni ürettiğine pişman ederken, sıcak parayı ülkeye getirenleri sıfır vergiyle kazançlı kıldılar. Yanlış anlaşılmasın. Finansçı olup da yerli iseniz vergi ödersiniz; yabancı iseniz tam yol serbest.
Sonra çıkıp ne dediler? Faiz lobisi… Oysa niyetleri hiç değişmedi. Kanıtı mı? Direkt haberi paylaşayım; yorumu siz yapın:
“Başta repo gibi faiz gelirlerinden yüzde 15 stopaj alınmasını içeren düzenlemede, borsadan vergi alınmıyor. Düzenleme 10 yıllığına çıkarıldığı için bu yıl süresi bitiyordu. 2016 yılı bütçe tasarısına düzenlemenin bir yıl uzatılmasına ilişkin hüküm konuldu. 2016 yılı bütçe tasarısı görüşülemeyecek ancak aynı uzatmanın geçici bütçeye konulması büyük ihtimal.”
Özetle bakmayın söylemlere… Para bittiği için üreticinin peşinde geziyorlar, onu da plansız programsız yaparak kaş yapayım derken göz çıkarıyorlar. Dünyada biraz parasal genişleme ihtimali belirsin, onların yine en yakın dostları kumar ekonomisinin mensupları… Gerisine de seçim öncesi sunulan havucun hayaliyle avunmak kalır.
Çetin Ünsalan