Cumhurbaşkanı’nın bankaların sadece kâr amaçlı yaklaşımlarının hatalı olduğunu söylemesi üzerine, kamu bankaları harekete geçti; muslukları açmaya hazırlanıyor. Kredi eylem planı hazırladılar. Öncelikle Erdoğan’ın aklına 12 sene sonra reel sektörün gelmiş olması da ayrı bir tartışma konusu…
Yıllarca bu ülkeyi yönetip, yönetirken kumar ekonomisine teslim edip, üretenin kemiklerini kırıp, şimdi para da dünya pazarındaki iştah da kapandığında reel sektörün yatırım yapmasının teşvik edilmesi başka bir işbilmezlik göstergesi. Ama Erdoğan, ister Başbakan, ister Cumhurbaşkanı olsun bunu hep yapıyor. Zamanlamayı tutturamıyor.
Şu an dünyada pazarlar daralırken reel sektörün yatırım yapacağını beklemek hayal, gerçekleşirse de intihar olur. Bankaların para dolaşımının sıkılaştığı süreçte muslukları açmasını beklemek ise ancak kamu bankalarına baskıyla gerçekleşir.
Peki, kamu bankaları parayı nereden bulacak? Türkiye’nin kısa vadeli borç ve cari açık finansmanı için 220 milyar doları aşkın parayı bulması gerekirken, kamu bankalarına para basıp, para mı dağıttıracaklar? Ayrıca bunu neden Erdoğan yapıyor? Bu ülkenin hükümeti nerede?
Durum çok net… Para vermeye kalkarlarsa para yok. Tabii ki temiz paradan bahsediyorum. Kaynağı açıklanamayan ve girdiği söylenen 16 milyar doları neden kimse sorgulamaz? Ayrıca böyle bir para girdiyse, dolar neden gevşemiyor ve Merkez Bankası’nın sürekli rezervleri azalıyor? Yanıt yok; çünkü sadece vitrin yapıyorlar.
Peki, diyebilirsiniz ki; olsun… Bir şekilde kaynak bulunsun; kamu bankaları para dağıtsın ve Türkiye sanayi hamlesiyle birlikte istihdam sorununu da hafifletsin.
Üstelik Fitch bankacılık üzerinden kırılganlık uyarısı yapmışken… Ama olsun da o durum da öyle değil. Cumhurbaşkanı reel sektörden sadece inşaatı anlıyor.
Hatta son ifadesi olan ‘inşaat olmazsa, sanayi de olmaz’ vecizi bunu da kanıtlar nitelikte. Yani parayı nereden bulursanız bulun, olmadı hesapsızca basın, şu inşaatı ayaklandırın mı demek istiyor? Yıllardır yetmedi; yine borç alıp milyar dolarları toprağa gömmeye devam mı edelim istiyor?
Üretenler bu iktidarın umurunda bile değil. Takılmışlar inşaat sektörüne, artık nasıl bir getirisi varsa, tüm paralar oraya aksın istiyorlar. Peki, diyelim ki o da oldu. Son raporlara göre 30 milyon 500 bin fakirin yaşadığı, 3 milyon kişinin de bankalar nezdinde takibe düştüğü ortamda parayı kime satacaklar? Parayı sattılar; yaptıkları inşaatları kim alacak?
Dert yabancılara mal satmak mı? Sıfır sorun (!) politikasıyla mı? Uyandırın artık şu adamları; çünkü hem hayal kuruyorlar; hem saçma yöntemler uyguluyorlar; hem de ayakta geziyorlar. Silkeleyin de kendilerine gelsinler.
Çetin Ünsalan
ulusalkanal.com.tr