Türkiye ekonomisi çıkış için ihracatçı KOBİ sayısını arttırmak için çalışmalar yürütüyor. İş sadece bununla da sınırlı değil. Sürdürülebilir bir ihracatçı oranı yakalanması gerekiyor. Bu kapsamda TİM’in bölgesel bazda yaptığı toplantılarla bir bilinç yaratma projesi uygulanıyor.
Son derece doğru olsa da, bunun orta ve uzun vadede sonuç verecek bir özellik sergilediğini belirtmek gerekir. Tıpkı alternatif pazarlarda yayılmanın kısa vadede ihtiyacı karşılamaktan uzak olması gibi...
Bugünkü fotoğraf içerisinde gerçeğimizi iyi okumak zorundayız. Dış ticaretimizin önemli bir bölümünü, ama ihracatın yarısını Avrupa pazarına yapıyoruz. Bunun içinde de Almanya’nın lokomotif özellikte olduğunu bilmek şart.
Peki bu özellik bize hangi riskleri getiriyor? Öncelikle geçmişte kontrolsüz finans kullanarak borçlandığımız yapının, ihracat pazarlarımızla aynı olması dikkat edilmesi gereken bir faktör. Çünkü bu aynı zamanda, doğru yönetilemezse satış aşamasında pazarlık gücünü yitirmeye neden oluyor.
Nitekim bugün reel sektörün borç ödemesine paralel ödeme sıkıntısı ve finans ihtiyacının ihracat kilogram bedellerine yansıdığını biliyoruz. Tüm bu gelişmeler riskli yapısıyla ortada dururken, Almanya’dan gelen son veri Türk ihracatçısı için yeni bir riskin de kapımızda olduğunun haberini verdi.
Reel sektörün satınalmacılar eğilimine baktığınızda tehlikeyi de görebiliyorsunuz. Almanya Satınalma Yöneticiliği Endeksi 80 ayın en düşük seviyesini gördü. Yani Almanya’daki müşteri satınalma niyetinde olmadığını ortaya koydu.
Bu yapı devam ederse turizm alanında Alman turisti de riske eder, yeni siparişlerin gelme potansiyelini de zayıflatır. Böylesi bir gerçek ise en iyi ihtimalle önümüze yeni fiyat pazarlıklarını getirir.
Düşmenin gerekçesi ise ikinci bir problemi önümüze getiriyor. Gerekçe Brexit belirsizliği ve zayıflayan küresel ekonominin etkisi... Yani bu durum ekstradan bir de alternatif müşteri bulma zorluğunu önümüze koyuyor.
Peki sizce kim bu gelişmeyi gerçekten okuyor? Bizim gündemimiz seçim ya da reel sektörün ‘kızmasınlar’ duygusuyla yaptığı açıklamalardan ibaret. O zaman soru şu:
Ödeme zamanı geldiğinde ya da mal satmaya çıktığımızda ve istenen sonuç gelmediğinde parayı nereden bulacağız?
Bu nedir biliyor musunuz? İşsizliğin 2019 yılına damga vuracağı gerçeğinin daha da güçlenmesidir.