TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, Sözcü’den Özlem Gürses’e bir mülakat verdi. Aslında iyi de oldu. Eteğindeki taşları döktü. Kimin nerede durduğunu anlamış olduk! Kendi adına konuşsa, insanlar bu bilge (!) adama güler geçerdi. Ama temsil ettiği kurum Türkiye’deki büyük iş adamları ve sanayicileri temsil ediyor. Bu nedenle gülüp geçemiyoruz…
OLAN ŞEYİN OLMAMASI TEMENNİSİ
Başkan’a soruyorlar: “ABD ile ilişkiler her geçen gün biraz daha geriliyor. Aynı anda Rusya ve Çin ile yakınlaşıyoruz. Bu yeni dış politikayı nasıl karşılıyorsunuz?” Başkanımızın cevabı sular seller gibi! Düşman çatlatıyor: “Doğrusu böyle bir dış politika ekseninin oluşmamış olmasını temenni ediyoruz. Geçmiş yıllarda yaşadığımız eksen kayması tartışmalarının ülkemizi ne kadar zorda bıraktığı ortadadır. Türkiye, Osmanlı İmparatorluğu geçmişinden bu yana tercihini Batı’nın simgelediği siyasal değerler üzerinden yapmış ve Batı âleminin eşit bir üyesi olmak için yoğun çaba göstermiştir.”
TEHLİKE, RİSK, TEHDİT YOK, DUYGUSAL BAKIŞ VAR!
Sayın Başkan belli ki farkında değil ama dış politika ekseni tepeden tırnağa değişiyor. Hem de kader birliği içinde oldukları TBMM’deki Avrupa-Atlantikçi partilere rağmen! Sözlerine bakınca, Başkanın tehlike, risk, tehdit gibi kavramlardan fersah fersah uzakta olduğunu anlıyoruz. PKK, IŞİD, sözde Kürdistan, Kıbrıs, Doğu Akdeniz, Ege, Mavi Vatan, sınırlarımızın hemen ötesindeki PKK devletçikleri, PKK’ya transfer edilen 5 bin TIR dolusu silah, ABD bütçesinden PKK’ya kaynak transferi, FETÖ, ABD’nin ülkemize yönelik ekonomik savaşı, Filistin dramı ve benzer onlarca konu Başkan’ın ilgi alanına girmiyor. Sözüm meclisten dışarı ama bazı arkadaşlarımızın sloganı şu: “Cüzdanım şişsin de ne olursa olsun!” Başkan’ın şu konuda da kafası karışık: “Batı âleminin eşit bir üyesi olmak için yoğun çaba sarf etmiştir.” Peki, bu çabaların sonunda ne oldu? Başkan’ın bir cevabı var mı? Yoksa bu kirli oyunun bozulmasından endişe edenler mi var?
KANIMIZ AKSA DA ZAFER TRANSATLANTİK’İN!
Başkan, derin bilgi ve analizleri ile Türkiye’yi ve dünyayı aydınlatmaya (!) devam ediyor: “Bu tarihsel yönelimin bugünkü adresi de AB’ye üyelik süreci de dâhil olmak üzere Transatlantik dünyadır. Ancak, iktidar ekonomide de, dış politikada da Batı dünyasının kan kaybettiğini düşünüyor. Batı dünyası bugün küresel ekonomik kriz sonrasında ekonomik ve siyasal sorunlar yaşasa da, bu sorunları demokratik yöntemlerle, sosyal refah ve ekonomik dinamizm gibi olguların hiçbirini diğerine feda edemeyen bir birikimle aşma potansiyeline ve iradesine sahiptir. Rusya’da ve Çin’de böyle bir siyasal çıpayı henüz göremiyoruz. Türkiye’nin başta komşu ve bölge ülkeleriyle ilişkilerinin gelişmesi son derece doğaldır ancak bunun ait olduğumuz dünyaya bir alternatif olduğunu değil, bunun bir tamamlayıcısı olduğunu düşünmek istiyoruz!”
HAYRETİ UZMȂ
Bütün dünya, Almanya, Fansa ve hatta ABD’nin ruh ikizi İngiltere bile Transatlantik dünyayı sorgularken, bu nasıl bir aşk, nasıl bir ilahi sevgi, nasıl bir adanmışlık! Atatürk böyle şaşılacak işlere “Hayret! Hayreti uzmâ” dermiş! AB-D sevgisi bazılarının hücrelerine, iliklerine kadar işlemiş! Tedavisi, şifası olmayan hastalık gibi! Herhalde Başkan, 18 Ocak 2018 günkü TÜSİAD toplantısında, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan’ın yaptığı Avrasya vurgusuna cevap vermek istemiş!
Küçük dilinizi yutmayın! Başkan göz kamaştıran entelektüel bakış açısı ile diyor ki, “Batı bugün yerlerde sürünüyor olabilir. Ama biz de birlikte sürünelim. Çünkü Batı ayağa kalkar ve bizi de kaldırır. Çin ve Avrasya yükseliyor olabilir ama demokrasi, sosyal refah ve ekonomik dinamizm olmadığı için onlara uymayalım.” Başkan’a soralım: “Türkiye’de asgari ücretin dolar karşılığı nedir (sosyal refah)? Yılda 800-900 milyar dolar cari açık veren ABD ve ekonomik dinamizm! ‘Papazı vermezseniz, papazı bulursunuz!’ diyen bir demokrasi!”
AB-D ve Transatlantik yapıyı kutsayan ve ilahlaştıran bu mülakatı yayımlayan Sözcü gazetecilik görevini başarıyla yerine getirmiş! Türkiye’nin niçin her yıl ortalama 50-60 milyar dolar cari açık verdiğini şimdi daha iyi anlıyoruz. Çünkü muhtemelen köhnemiş düzenden bazıları nemalanıyor…
Amiral Soner Polat
ulusal.com.tr