Bir an için durup sakince düşünün ne olur? Neden bu adamlar sürekli bağırıyorlar? AKP tayfasındaki bu ruh hali, sizin de canınızı sıkmıyor mu? Başbakan meydanlara çıkıyor; devamlı bağırıyor.
Meclis konuşması yapıyor; sürekli bağırıyor. Bunların gazetecileri, milletvekilleri de böyle… Rasim Ozan’dan Mehmet Metiner’e kadar hiçbiri sakin sakin bir şey anlatamıyorlar.
Geçenlerde bir arkadaşım sosyal paylaşım sitesinde bir olay aktardı. Bir yerde yemek yiyormuş. Başbakan yine ekranda… Garson kumandayı alıp, televizyonu kapatmış ve şöyle demiş: Git başka yerde bağır.
Bir insan hem bu kadar güçlü olduğunu düşünüp, hem de niye sürekli bağırır? Bir parti ülkedeki oyların yarısını aldığını iddia edip, neden bağırıp, çağırmadan ya da şiddete başvurmadan bir şey anlatamaz? Sizce de burada bir gariplik yok mu?
Adamlar hakkında yolsuzluk ve rüşvet iddiaları ortaya atılıyor, bağırıyorlar. Her türlü kumpasın içinde yer aldıkları ortaya çıkıyor; bağırıyorlar. Ekonomiyi berbat ettikleri gün yüzüne çıkıyor; bağırıyorlar. Hadi şimdi sıkıştılar; ama dün de böyleydiler.
Oysa bağırıp, çağırmadan daha anlaşılabilir olacaklar. Mesela politik yaklaşımlarını benimsemesem de, Ali Babacan’ı dinleyebiliyorum. Ama Başbakan konuşmaya başladığı zaman tahammül edilmez bir hal alıyor.
Meclis’te milletvekilleri bir şeyler anlatıyor; belgeler sunuyor; AKP sıraları sürekli bağırıyor. Son zamanda muhalefet kanadına da bu hastalık musallat oldu. Çok temel bir soru soruyorum: Neden bağırıyorsunuz?
Bu ülkede vatandaş aybaşında kirasını ödeyemiyor. Kredi kartı borcu nedeniyle batmış vaziyette… Esnafın ömrü TESK belgelerine göre 1 ila 3 yıl arasına düşmüş. Memur, işçi, emekli, çalışan herkes geçim derdi içinde boğuşuyor.
İnsanlar kişisel özgürlüklerine müdahale edildiği için sokaklara çıkıp derdini anlatmaya çalışıyor. Basın açıklaması yapana terörist, direnene vandal, protesto edene provokatör, grev yapmaya kalkana düzen bozucu, ‘hırsız var’ diyene hain muamelesi yapılan bir ülkedeyiz.
Bu ülkenin sessiz çoğunluğu, hayat mücadelesi verirken, sessizce içinde bulunduğu açmazdan kurtulmaya çalışıyor; ama tüm sorunların mimarı, gazetecileri ve milletvekilleri sürekli bağırıyorlar.
Bağırmayın arkadaşım bağırmayın… Karşınızda sağır yok. Yüksek sesle konuşmadan da anlayabiliyoruz. Elbette eğer derdiniz zeytinyağı gibi üste çıkmak değilse…