İnşaat ile büyüme hastalığına kapılmış ve milyarca doları yer altına gömme başarısını (!) göstermiş bir zihniyetin adıdır TOKİ... Aslında kuruluş felsefesine baktığınızda son derece doğru bir yaklaşıma sahip…
Fakat uygulamaya geçildiğinde, arsa üretmek ve bu yolla düşük – orta gelir grubunu ev sahibi yapmak için kurgulanmış yapı, işveren müteahhitliğe soyunmuş, lüks villalar, binalar yaparken, asıl hedef kitlesine de kalitesiz, sorunlarla boğuşan binalar teslim etmiştir.
Her türlü denetimini kendi yapan, bu nedenle de Samsun’daki bodrum katı felaketi gibi olaylara imza atan kurum, bakanlıktan alınıp, Başbakanlık’a bağlanmasıyla iyice kapalı kutu haline dönüşmüştür.
Dünyanın belki de en büyük yetkilerine sahip kamu kurumu olma özelliğini taşıyan, mülkiyet hakkı tanımayan, belediyelerin imar haklarını yasayla gasp etmesinin önü açılan bir rant aracı haline gelmesi, üzüntüyle karşılanacak bir hale dönüştü.
Neyin, ne kadar ve nasıl döndüğünü bilmediğiniz, ama eski TOKİ Başkanı ve eski Bakan Bayraktar’ın istifası sırasında dile getirip, sonra da suskunluğa çekildiği kurumun en büyük icraatı, milyon dolarla oynadığıdır.
Ayrıca her seçim öncesinde dağıtılan anahtarlarla siyaset malzemesi yapıldığı da açıktır. Peki sonuç ne? En az bir milyon konut fazlası... Niteliklerini sorgulamak ayrı bir konu, borç alınan paraların toprağa gömülmesi ve karşılığını bulamaması ayrı...
Peki şimdi TOKİ ne yapıyor? Lüks konut işinden çıkıp, yeni bir iş sahasına yöneliyormuş. Açıklamayı yapan TOKİ Başkanı Mehmet Ergün Turan... Lüks konut yerine iş merkezi ve otel yapacakmış.
Elbette bu işin havucu da, oradan gelecek parayla düşük gelirlilere konut yapmak. Üstelik her yıl fazladan gerekli gereksiz konut yaptığı için, sürekli Türkiye’nin dört bir yanında ihaleye çıkan ve yok pahasına mal satan bir TOKİ ortadayken.
Önce bu işi bir geçeceksiniz. Herkes fakirler için çalışılmadığını biliyor. Öyle olsa insanların mülkiyet hakkını gasp edip, ellerindekini alıp, konut satıp, ödeyemeyeceği borçlar altına sokup, intiharlara sebep olunmaz. Çalışılanlar da Samsun’da su altında kaldı ve artık aramızda yoklar. TOKİ’nin derdi rant... Kimse aksini anlatmaya çalışmasın.
Fakat ortada daha büyük bir çelişki var. Hadi fakir fukara umurunuzda değil. Gözünüzü para bürüdü ve işadamı olmaya çalışıyorsunuz. Üzgünüm ama onu da beceremiyorsunuz. İki gün önce ev ihtiyacı olan adama, havuzlu site satmaya kalktığınız için insanları ya çaresizliğe, ya felakete sürüklediğiniz ve konut stoğuna neden olduğunuz evler bitti.
Şimdi de dünyada ve Türkiye’de kriz ortamı varken, firmalar yüksek aidatlar ve kiralar nedeniyle lüks iş merkezlerindeki yerlerini boşaltırken, iş yeri yapmaya soyunuyorsunuz. Gerçekten bu TOKİ’yi kim yönetiyor? Çünkü inşaattan, planlamadan anlamadığı gibi, ekonomiyi okumaktan da aciz. O işyerleri elinizde kalacak. Borcu da yine bizim üzerimizde... Üstelik faiziyle...
Çetin Ünsalan
ulusalkanal.com.tr