Deniz dibi araştırmaları dünyadaki jeopolitik kavganın vazgeçilmez bir türevidir. Çünkü dünya enerji ile nefes alır. Enerji kaynaklarına erişim ve bunları dünya pazarlarına nakleden hatların denetimi jeopolitik mücadelenin vazgeçilmez bir unsurudur. Türkiye şimdiye dek kendi hükümran deniz alanlarında yabancı ülke/şirketlerin araştırma yapmasına izin vererek çok büyük bir hata yaptı. Çünkü bilgi güçtür. Hiçbir devlet/şirket karşılığını almadan böyle kritik bir bilgiyi paylaşmaz! Geçen yıllar içinde bu alanda Batı’ya asla güvenilmeyeceğini Türkiye yaşayarak öğrendi. Bugünlerde Türkiye’nin büyük kaynaklarla bu alanda yatırım yaptığını görüyoruz. Gelişmeler ülkemizin geleceği için son kerte olumlu ve hayırlıdır.
MTA ORUÇ REİS (SİSMİK)
Boyu 86,6 metre, deplasmanı 4580 ton olan ve 18 mil hız yapabilen MTA Oruç Reis (Turkuaz) sismik araştırma gemisi Tuzla’da 2017 yılında inşa edildi. Oruç Reis açık denizlerde iki ve üç boyutlu sismik araştırma yapabiliyor. Deniz tabanından itibaren 15 bin derinlikteki jeolojik yapılardan görüntü alabiliyor. Yaklaşık 400 milyon TL’ye mal oldu. 1500 metre derinlikte deniz tabanını inceleme yeteneğindeki bu gemideki yerlilik oranı yüzde 90’ı geçiyor.Ekonomik ömrü 30 yıl olan gemide, 28'i araştırmacı, 27'si gemi adamı olmak üzere toplam 55 personel görev yapıyor. Gemide değişik açılarda aktif 35 kamera bulunuyor. Oruç Reis Karadeniz’de kömür, petrol, doğal gaz araştırma faaliyetlerini sürdürüyor.
BARBAROS HAYRETTİN PAŞA (SİSMİK)
Gemi 2011 yılında Dubai’de bir jeofizik şirketi için inşa edildi. TPAO, 2013 yılında 130 milyon dolara gemiyi satın aldı.Barbaros Türkiye’de kırmızı beyaza boyandı ve 23 Şubat 2013’te hizmete girdi. 84,2 metre boyunda ve deplasmanı 4711 ton olan gemide başlangıçta yeterli Türk araştırmacı bulunmadığından yabancı firmalar ile hizmet sözleşmeleri yapıldı. Bu firmalara ödenen yüksek ücretler ülkede siyasi tartışmalara neden oldu.Üç boyutlu sismik araştırma yapabilen gemi personelinin yüzde yüz oranında Türk olması için çalışmalara hız verildi. Gemi hâlihazırda Deniz Kuvvetlerinin sağladığı koruma ve destek ile Akdeniz’de sismik araştırma faaliyetlerine devam ediyor.
SİSTEM NASIL ÇALIŞIYOR…
Deniz tabanında petrol ve doğal gaz arama çalışmalarında önce sismik araştırmalar yapılır. Bu verilerin uzmanlar tarafından analiz edilmesinden sonra muhtemel alanlar tespit yapılır. Daha sonra bu alanlarda sondaj gemileri kuyular kazmaya başlar. Böylece sismik araştırma sonuçları fiilen test edilmiş olur. Türkiye bu maksatla altıncı nesil, son kerte modern Fatih gemisini 154 milyon dolar karşılığında envanterine dâhil etti. Kısa bir süre sonra, bedeli 262,5 milyon dolar olan Fatih benzeri bir gemi daha satın alınacak. Satın alınacak bu gemi 2011 yılında inşa edildi. Bir şirkete ait olan gemi alımı konusunda her türlü mutabakat sağlandı.
FATİH (SONDAJ)
Fatih 2011 yılında Güney Kore’de inşa edildi. 229 metre boyundaki geminin deplasmanı 51 bin ton! Gemi adamları da dâhil toplan 229 personel görev yapıyor. 2017 yılında satın alındı. Bu alanda dünyadaki en iyi gemilerden birisi! Denizde azami 12 bin fit (3657 metre), genel olarak 40 bin fit (12 bin metre) derinliğine kadar, çok yüksek basınç altında bile sondaj yapabiliyor. İki helikopterin konuşlanabileceği gemi, çift kuleli olması nedeniyle aynı anda iki sondaj yapabiliyor. İki uzaktan kumandalı denizaltı aracı taşıyor. Fatih, bugünlerde Akdeniz’de 2600 metre derinliğinde Türkiye’nin ilk derin sondajını, Deniz Kuvvetlerimizin gözetiminde gerçekleştiriyor.
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
Türkiye’nin sismik araştırma ve müteakiben deniz dibine kuyu kazma (sondaj) alanına büyük yatırımlarla girmesi son kerte önemlidir. Şu aşamada tam anlamıyla uzman bazında bir millileşme olmasa da devlet özel tedbir aldığı takdirde kısa sürede bu hedefe ulaşılır. Bu kritik alanda bir yabancı personel bile hassasiyet yaratır. Bu alana kirli siyasetin adam kayırmacılığını sokmamalıyız. Bu topraklara gönülden bağlı yetenekli vatan evlatlarını her türlü imkânı seferber ederek eğitmeli ve uygun koşullarda bu gemilerde istihdam etmeliyiz.
Türkiye bu alanda yetkinleştikçe, üç tarafı denizlerle kaplı ülkemizin petrol ve doğal gaza ulaşma olasılığı yükselecektir. Kaldı ki bu kritik sektördeki ihtisaslaşma, Türkiye’nin dost ve komşu ülkelere yardım elini uzatmasını sağlayacaktır. Eğer Türkiye bu alanda kendini ispat ederse, çok kârlı olan bu sektörde, sınırlarının ötesinde de büyük fırsatlarla karşı karşıya kalacaktır. Türkiye bu sektörü ehliyetle yönetebilirse, çok kısa sürede harcadığı kaynaklardan çok daha fazlasını kazanır. Ayrıca dünya çapında nüfuzu ve etkinliği artar. Deniz dibi çalışmaları Türkiye’ye büyük güç katacaktır. Hayırlı ve uğurlu olsun…
Amiral Soner Polat
ulusal.com.tr