Türkiye’nin cari açık sorunu BİTMEMİŞTİR

Çetin Ünsalan Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

Cari açık her yayınlandığında aynı yalan ısıtılıp ısıtılıp önümüze geliyor. Madem ki ısrarla bu çarpıtma dile getiriliyor; ben de ısrarla yazmaktan vazgeçmeyeceğim. Türkiye’nin cari açık sorunu BİTMEMİŞTİR.

Dış ticaret açığımızı yaratan etkenlerin hiçbiri ortadan KALDIRILMAMIŞTIR. Reel sektörün iç ve dış pazarlardaki daralmasına paralel ortaya çıkan tablodaki aşağı yönlü eğilim problemin bittiğini GÖSTERMEZ.

Hep bu örneği veriyorum. Bir bakkalın işleri düştüğü için daha az mal alıp, daha az zararla mal satması, toplamdaki açığın azalması onun batış riskinin ortadan kalktığını anlamına GELMEZ.

Bu ay olduğu gibi cari dengenin fazla vermiş olması, kısır döngüyü tersine çevirdiğimiz anlamını ÇIKARMAZ.

Dünyadaki yüksek pazar daralmasına karşın, halen seviyenin 30 - 35 milyar dolarlar yerine, yıllık 40 milyar dolar seviyesinde kalmış olması, sevinilecek bir durum DEĞİLDİR.

Türkiye’de bankacılık sektöründeki kırılganlık, ihracatın düşmesi, FED’in faiz arttırımı, dünyadan gelen nakdin kesilmesi cari açık finansmanı adına büyük bir tehlikeyi işaret ETMEKTEDİR.

Avroda parasal genişleme eğilimi, şayet gerçekleşirse, cari açık finansmanı adına bizim için ikinci bir KARABASANDIR. Kaynağı belirsiz paralarla ya da altın gibi zaten kıymetli olan ürünlerin satışını ihracat saymakla kendimizi ALDATIYORUZ.

Dünya ekonomisinde en ufak bir kıpırdanma olsa ve Türk ihracatçısı da bu pazardan pay alma yarışına girse, cari açık tüm çıplaklığıyla sorun olarak önümüze GELECEKTİR.

Türkiye’nin cari açık sorunu kalmadığını söyleyen Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi doğruyu SÖYLEMEMEKTEDİR. Bu yolla sadece sorunlar halının altına SÜPÜRÜLMEKTEDİR. Türkiye’de ekonomiyi yönetenlerin kendi insanını kandırmaya hakkı YOKTUR.

İki gün öncesine kadar cari açık yukarı yönlü seyrederken, bunun büyümenin doğal bir sonucu olduğunu ve problem olmadığını söyleyenlerin, bugün daralmayla birlikte rakamın düşmesini sorunun halledilmesi olarak açıklamasındaki çelişkiyi açıklaması GEREKİR.

Türkiye sorunlarını gerçekten masaya yatırmadıkça, üretim / ithalat zorunluluğu dengesini yeniden kurgulamadıkça ve göstermelik olmayan eylemlerle üretimi desteklemedikten sonra bu sorun ortadan KALKMAZ.

Üstelik bu yapı genel prensibi ortaya koyar. Yarını kurtarırsınız, ama bugün batma ihtimali olan fabrikaları, finansman sıkıntısının getireceği etkileri, potansiyel işsizlik artışını ve zarar ettiğiniz gerçeğini YOK ETMEZ.

Yeter artık sorunları halının altına süpürdüğünüz. Sorun olduğu kabul edin de, çözüme geçelim. Yoksa bu kafayla ülke yangın yerine dönecek.

Çetin Ünsalan

Tüm yazılarını göster