Rusya Devlet Başkanı Putin, ABD ve AB’nin ülkesine karşı aldığı caydırıcı nitelikteki askeri, ekonomik, mali ve diplomatik tedbirleri sineye çekmeyeceğini Rus kamuoyuna duyurdu. Putin, daha önce de bu tür önlemlerin yasal olmadığını ve geri tepeceğini vurgulamıştı. Bu kapsamda, uygulanacak karşı tedbirlerin belirlenmesi için bir başkanlık direktif yayımladı. Bu direktifte, alınacak önlemlerin bir yıl süreli olacağı, Rus üretici ve tüketicileri etkilememesi için çaba sarf edilmesi, özellikle vurgulanıyor.
Avrupa’nın Rus havacılık şirketlerine karşı aldığı kısıtlayıcı önlemler Rusya’da tepkilere neden oldu. Özellikle Kırım’a yönelik uçaklara yönelik bu yaptırımlar, Rusya’yı karşı önlemler için harekete geçirdi. Rusya, Avrupa kalkışlı uçuşlara kısmen ya da tamamen Sibirya hava sahasını kapamanın hesaplarını yapıyor. Bilindiği üzere, dünyanın yuvarlaklığı nedeniyle Sibirya üzeri uçuşlar Asya’ya yönelik hava seyahatlerinin süresini önemli ölçüde kısaltıyor.
Rusya, aynı zamanda Avrupa’dan ithal ettiği bazı meyve ve sebzelere sağlık koşullarını gerekçe göstererek yasak getirdi. McDonald’s ürünlerinin Rus sağlık standartlarına uygun olup olmadığı yönünde de bir inceleme başlatıldı. Masaya yatırılan diğer bir konu, Norveç’ten ithal edilen deniz ürünleri. Bu ürünler Norveç ekonomisine önemli bir katma değer sağlıyor. Rusya’nın gündemine giren birbaşka konu ise seçilecek ABD ve AB yetkililerine Rus hükümranlık sahasında seyahat yasaklamalarının getirilmesi. Putin’e yakın kişilere Batı’nın uyguladığı benzer yasaklamalara bir anlamda karşılık verilmesi hedefleniyor.
Rusya’da savunma ve uzay endüstrilerinden sorumlu olan Bakan yardımcısı Dmitry Rogazin, “Obama’nın Rusya’nın gemi inşa yeteneğine saldırarak(Batı’nın uyguladığı teknik malzeme ithalat kısıtlamalarını kastediyor. S.P.),bir anlamda yeni bir Soğuk Savaş başlatmak istediğini” vurguladı. Ancak bu tür önlemlerin,“aslında Rusya için orta ve uzun dönemde hayırlı olacağını, çünkü Rusya’nın teknoloji üretme çalışmalarına hız vererek bu alanda dışa bağımlılığını azaltabileceğini” savundu. Rogazin aynı zamanda,“bu yaptırımların Rusya’nın zayıf taraflarını görmesi için test niteliğinde olduğunu ve Rusya’ya kendi ayakları üzerinde durmayı öğreteceğini de” ilave etti.
Bu düşüncelere koşut olarak Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov, “Batı’nın uyguladığı yaptırımları, kendi kendimize yeterliliğimizi artıracak altın bir fırsat dönüştürmeliyiz!” dedi.
ABD ve AB’nin ekonomik ve mali savaş uygulamalarının Rusya’ya başta Ukrayna ve Kırım olmak üzere jeopolitik meselelerde geri adım attıracağını düşünmek fazla gerçekçi olmaz. Çünkü Rusya, Gorbaçov ve Yeltsin ile jeopolitik kırılmaların bir ülkenin geleceğini nasıl olumsuz etkileyeceğini yaşayarak öğrendi. Bu nedenle, bazı kayıpları da göze alarak bilinen temel politikalarını, pazarlık payı olan küçük ayarlamalarla devam ettirecektir.
Rusya, başarı ile uyguladığı bilgi harekâtı ile kendi vatandaşlarını Batı’nın uyguladığı diplomatik, ekonomik ve mali savaş konularında uyararak, Putin’in aslında emperyalist Batı’ya karşı koyan bir kahraman olduğu yönündeki algıyı güçlendiriyor.
Bu nedenle, Batı yaptırımlarının Rusya içinde Putin karşıtı bir atmosfer oluşturma şansı hemen hemen hiç yok! Bu önlemler, bazı alanlarda doğal olarak Rusya’nın canını yakacak! Ama ABD’nin asıl hedefi, öncelikle Batı içindeki dayanışmayı güçlendirmek. Son dönemlerde Almanya ve Fransa, Rusya ile giderek gelişen bir yakınlaşma sürecine girmişti. Almanya ile Rusya’nın enerji ortaklıkları, Fransa’nın Rusya’ya iki adet Mistral sınıfı gemi satmak için anlaşması ABD’yi tedirgin ediyordu.
ABD, ortaklarını Soğuk Savaş sürecine benzer bir tünelin içine sokarak, önce Rusya’dan koparmak, sonra da Rusya’nın üzerine sürmek istiyor. Bu yeni dönemin tetikçiliğini İngiltere ve yakışıklı Başbakanı David Cameron’a yaptırıyor. Kişisel düşünceme göre, engin bir deneyimi olan Rus diplomasisi, tespit edeceği önlemleri belirlerken, ABD’nin bu oyununu da göz önüne alacaktır.
ABD, AB ve NATO, Türkiye’yi Rusya ile karşı karşıya getirmek için, onlarca nedenden dolayı uzun süredir fırsat kovalıyordu. Rusya doğrudan ya da dolaylı olarak bizim Kuzey ve Kuzeydoğu komşumuzdur. Rusya gibi BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi olan nükleer bir devlete karşı dengeli, dikkatli, karşılıklı çıkarları gözeten bir ilişki sürdürülmelidir. Kimse Rusya’yı Suriye ile karıştırmasın… Aman dikkat!
Amiral Soner Polat
ulusalkanal.com.tr