Umre enflasyonu

Çetin Ünsalan Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

Türkiye İstatistik Kurumu verilerde sahtecilik yaptığı gerekçesiyle 17 elemanını işten uzaklaştırırken, enflasyon sepetinin içine de Umre ziyaretini sokmaya hazırlanıyor. Öncelikle elbette kutsal topraklar da dahil, herhangi bir yere gitmek herkesin en doğal hakkıdır.

Ama söz konusu ziyaretler enflasyon sepetindeki hesaplama oranlarına katılacaksa, işin rengi değişiyor. Son dönemde Milli Eğitim yoluyla öğrencilerin bile Umre ziyaretiyle ödüllendirilmesi gibi ilginç olaylar yaşadık.

Hatta birçok firmanın, ‘ben de sizdenim’ mesajı kaygısıyla bayileri için Umre ziyareti organize ettiklerini biliyoruz. Gariptir ki, aynı firmalar kısa süre öncesine kadar başarılı bayilerini Rio de Janerio’ya götürüyorlardı.

Hadi kalbimizi bozmayalım ve kabul edelim ki herkes birden bire erdi. Samimiyet konusunu ise herkesin vicdanına bırakıyorum. Ama dinen baktığınızda gücü yerinde olana farz kılınan hac’dır; umre değil.

Demek ki içeriğinden bağımsız düşünürsek bu sadece turistik bir ziyaret… Turizm sektöründe de bu, din turizmi başlığı altında tarif ediliyor. Mesela Bulgaristan seyahati niye burada yok? Niye Bulgaristan diyeceksiniz…

2013 yılına ilişkin net verilere ulaşamadım. Ama 2012 yılında Türkiye’den Umre’ye gidenlerin sayısı, Diyanet’in açıklamasına göre 380 bin kişi… Türkiye’den yurtdışına giden turist sayımız 6 milyon 326 bin… Burada seyahat edilen ilk sıradaki ülke ise 672 bin 874 kişi ile Bulgaristan… Sizce de bir gariplik yok mu?

Çok büyük talep patlaması olduğunu düşünelim ve 2013 senesinde de 500 bin kişi Umre’ye gitmiş olsun. Bu da mümkün değil ya neyse… Zira Suudi Arabistan’ın uyguladığı kısıtlamalar var. Mesela 2014 senesinde dünya genelinde 70 ülkeden sadece 6 milyon ziyaretçi bekleniyor.

Öte taraftan gerekli izin çıkmadığı için son 7 yılda Türkiye’de Hac görevini ifa etmek için bekleyen vatandaş sayımız da Diyanet İşleri Başkanlığı Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdür Vekili Ergün Yücel’in Anadolu Ajansı kaynaklı 8 Aralık 2013 tarihli ifadesine göre 1 milyon 372 bin kişi…

Peki Umre’ye gitmenin maliyeti ne? Diyanet, 7, 10 ve 14 günlük programlar düzenliyor. Resmi internet sitesindeki açıklamaya göre, tercihlere bağlı olarak en düşük fiyat kişi başına 930 Avro, en yüksek de bin 520 Avro olarak belirlendi.

Yani öyle asgari ücretlinin yapacağı bir iş değil. Ömründe bir kez Hac yerine Umre’ye gitme lüksüne sahip insanlardan bahsediyorsak, dar gelirli işine de benzemiyor. Giden gitsin de, fakir fukaranın günahı ne?

Dönersek başa… Elbette seyahat ve inanç özgürlüğü olan bir ülkede, kendi helal kazancıyla kim nereye gitmek istiyorsa gider. Bunda hiçbir sorun yok. Bunu eleştirenlerin de anlaşılır yanı yok. Ama taş çatlasın 400 bin kişiyi ilgilendiren bir harcamayı, enflasyon sepetine koyar; bunun üzerinden enflasyon belirler ve o rakam da asgari ücretin miktarında etken olursa sıkıntı başlar.

İtirazım kimin nereye gittiğiyle ilgili değil. İktidarın enflasyonu düşük tutma oyununa… Üstelik ilk 6 ay için yüzde 5 zam vermişken, pazar enflasyonu ortalama yüzde 20, resmi enflasyon bile Ocak itibariyle yıllık yüzde 7,5 civarında iken…

Bir de kuru kuruya iktidarı savunanlar var. Şimdi önünü, arkasını düşünmeden bu yazdığımın da karşısına çıkacaklar. Hiç içeriğini oraya buraya çekip, fikir üretmeyin. Ne demek istediğim gayet açık ve soru şu: Sizce arınırken kirlenmek, böyle bir şey mi?Umre enflasyonunuz hayırlı olsun efendim.

Çetin Ünsalan

Tüm yazılarını göster