Türkiye’de vatandaşın en büyük sorununu geçim derdi oluşturuyor. Başta gıda maddeleri olmak üzere arka arkaya yükselen fiyatlar, alım gücü günden güne düşen sokaktaki insanı canından bezdiriyor.
İşsizlik bir yandan enflasyon gerçeği öte taraftan, gerçek olmayan rakamlar üzerinden kurgulanan ekonomik fotoğraf içerisinde vatandaşı sıkıştırdıkça sıkıştırıyor. Hatırlayacaksınız kısa süre önce tanzim adı altında çadırlarla seçim öncesinde bu tansiyonun düşürülmesi çalışması yapılmıştı.
Elbette günü birlik çalışmaların kalıcı bir çözüm getirmeyeceği açıktı. Fakat neredeyse her konuyu algı yönetimi üzerinden yönetmeye alışmış bir yaklaşımın, iki gün sonra unutulacak aktivitelerinin de kaş yapayım derken göz çıkarttığını da bilmek gerekir.
Mesela tanzim adı altındaki çadır şovu, esnaftan üreticiye kadar herkesi neredeyse terör örgütü suçlamasıyla karşı karşıya bırakacak suçlamaları da beraberinde getirdi. Ucuza mal üretebilmek ile ucuza mal satmak arasındaki farkı bile anlamayanlar, o süreçte göstermelik bir şovla, zaten can çekişen esnafı vurdu.
Peki tüm bunların ardından işin yetkilisinden ya da muhatabından ne beklersiniz? Gerçekleri söyleyerek, kalıcı çözümün nereden geçeceğini önermesini... Elbette öyle olmadı... Bu aralar çok fazla yazıyorum kendisini ve bundan da rahatsızım ama her açıklaması olay niteliğinde olmaya başlayınca, başka çare de kalmıyor.
Esnafın en üst çatı kuruluşu, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Başkanı Bendevi Palandöken yine ‘ben sizi destekliyorum’ cinsinden bir açıklamaya imza attı. TESK Başkanı, Cumhurbaşkanı’nın ‘talimat verdim pahalı satışı önleyeceğiz’ açıklaması hakkında bir değerlendirme yaparak destek mesajı verdi.
Elbette bir ülkede fiyatların düşmesi önemli. Bununla ilgili mücadele gösterilmesi de en az bunun kadar kritik. Ama talimatla fiyatların düştüğü nerede görülmüş? O zaman adama sorarlar, fiyatları talimatla mı arttırdınız?
Şimdi bunu daha ilmi ve piyasa gerçekleri doğrultusunda değerlendirmesi beklenen esnafın temsilcisi, çıktı ve “Biz de taşın altına elimizi koyacağız. Sebze meyve fiyatları önümüzdeki dönemde düşecek” dedi.
Mevsimsel etki rüzgarını arkasına alarak destek verdikleri görüntüsünü sağlamaya çalışan TESK Başkanı, bunun da çok mümkün olmadığının hesabını yapmadan, kötü bir yöntem izliyor. Üstelik açıklamasında, fahiş fiyatların önlenmesi ve üretimin arttırılmasına atıfta bulunup şu ifadeyi de kullanıyor: “Bunu artık hayata geçirmenin zamanı geldi.”
Artık... Yani bugüne kadar zamanı gelmemiş miydi? Türkiye’nin üretimsizleşme gerçeğini, üretenin ürettiğini pişman olma realitesini konuşmadan bu tip ayağı yere basmayan çıkışlar yapmak, hem esnafı, hem üreticinin, hem de vatandaşın sorununu çözmez. Sadece şu işe yarar:
“Gördünüz mü size nasıl destek verdim?” O zaman sorarlar: E; sonra?
Çetin Ünsalan