Türkiye geçtiğimiz yıl AB ülkeleri arasında et üretiminde dördüncü oldu. Yani tek pazarımız kalan Avrupa’nın dördüncü büyük üreticisiyiz. En azından TÜİK öyle diyor. Bu güzel de ortaya garip bir durum çıkmıyor mu?
Madem son derece önemli bir üreticiyiz neden et ithal ediyoruz? Hayvancılıkla uğraşanlar neden yaşam mücadelesi veriyor? Rakamlara takıntılı iktidar neden ekmek ile birlikte et fiyatlarına taktı?
Birileri piyasayı speküle ediyormuş. Yetkililerin ağzından bu düşmüyor. Bunu anlamıyorum; kim bu birileri? Ciddi bir devlette sektör mensupları ya da vatandaş bunu söylese bile ihbar kabul edilir; bizde bizzat bakan söylüyor; ama kimse o birilerini yakalayıp ortaya çıkarmıyor.
Fransa, İngiltere ve Almanya bizi geçen ülkeler. Burada da bir çelişki ortaya çıkıyor. Bir tarım ülkesiyiz ve İngiltere bizden çok üretim yapıyor. Hatta Konya kadar yüzölçümü olan Hollanda, dünyanın ikinci büyük tarım üreticisiyken, nasıl bizim üzerimizde olamıyor?
Hollanda yıllık 185 milyar dolarlık ihracat yapıyor. Bizim tarım ihracatımız 12 milyar dolar civarında geziyor. Başarısının sırrına bakıyorsunuz çok ilginç değil. Doğru bir üretim modeli kurgulamışlar; araştırma – geliştirmeye önem veriyorlar. Kooperatifleşme yapılanmasında etkin rol oynuyor.
En önemlisi pazarlama ve piyasa denetimi ile ilgili ipin ucunu hiç bırakmıyorlar. Bizde nasıl bir denetim var? Aynı inekler köyde haneden haneye dolaşıp, envanter şişiriliyor. Yani yine gerçekle yüzleşmeme hastalığımız devreye giriyor.
Hollanda’dan çıkıp genele bakalım. Önemli bir üretici olarak dünyada ortalama 5 dolara kilosu satılan etler, bizde nasıl 12 dolar fiyat aralığına ulaşıyor? Bakın bunlar genel rakamlar… İşin içine bir de alım gücü ile oluşan farkı koyduğunuzda mesafenin uçurum düzeyine geldiğini görüyorsunuz.
Şimdi tekrar soruyorum. Reklamı yapıyorsunuz; advertorial (reklam amaçlı haber) haberi, normal haber haline getirmiş vatandaşa satıyorsunuz. AB’nin dördüncü büyük et üreticisi olduğumuzu söylüyorsunuz da; ortada ne et var; ne de bunu alabilen vatandaş. Geçtim ihracat geliri de yok. Üstüne ithalat yapıyor; onu da soframıza koyamıyoruz.
Tekrar soruyorum; madem hiçbir sorunumuz yok ve önemli bir et üreticisiyiz; yetinmiyoruz dışarıdan da et alıyoruz. Bu kadar et bolluğu içinde bu fiyatların nedeni de ve bizim sofraya gelmesi gereken eti kim yedi?
Spekülatörler mi? Kim bunlar? O da ortaya çıkarılamıyor. Çocuklara anlatılan umacı masalları gibi… Aslında öyle bir şey yok da, var. Her şeyin sebebi ve korkunun yaratıcısı o umacı. Nerede bu umacı; yanıtı yok.
Boş lafı bırakıp, ben size bir adreslendirme yapayım. Spekülatör mü arıyorsunuz; sağınıza solunuza bakın; göreceksiniz.
Çetin Ünsalan