Ekonomide yeni metot: Beddualı önlem

Çetin Ünsalan Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

Bu ülkede öyle insanlar yöneticilik yapıyor ki; insan gülse mi; ağlasa mı; acısa mı; şaşırsa mı; ne yapsa bilemiyor. Geçtim hem suçlu hem güçlü olmayı, sorun değerlendirmede yerlerde sürünen çıta, subjektif yaklaşımlar insanı şaşkına çeviriyor.

Bu kadarının ancak bir komedi filminde olabileceğini düşünüyorsanız; yanılıyorsunuz. Hatırlarsanız iş kazalarından sonra fıtrat, kader açıklamasını yapan da aynı kafaydı. Fakat her seferinde kendilerini aşıyorlar.

Her sözüyle ve tavrıyla olay olan, ama bugüne kadar tek bir gerçekçi çözüm konuşmayı başaramamış isim yine karşımızda… Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi… Önce her şeyin yolunda olduğunu söyledi; bir gün sonra beddualı çözüm buldu.

Doların artışıyla ilgili bir gerekçe yokmuş. Türkiye’de her vatandaşın, borç yerine yalı alabilecek kadar doları olsa gerekçeyi bir kenara koyun; sorunu olmaz. Ama Bakan Zeybekçi bunu haberleştiren muhabire kin kusarken, ülkeyi kendi gerçeğinden ibaret sanmayı sürdürüyor.

Birilerinin illa ‘kriz çıkacak’ dediğini hatırlatıyor ve önlem olarak da ‘krizlerde kalasın e mi’ diyor Bakan… Sayın Zeybekçi; belki farkında değilsiniz ama, siz ve çevrenizdeki küçük bir azınlık dışında herkes zaten krizde…

Kimi geçinemiyor; kimi işsiz; kimi imalathanesini ya da ticarethanesini ayakta tutmaya çalışıyor; kimi aybaşında parasını alabilmeye uğraşıyor. İş yapanlar alacağını tahsil edemezken, tüketime boğup, giderleri düşük gösterip gelirlerini kuşa çevirdiğiniz ve kredi batağına sapladığınız insanlar kredi borcunu ödeyemiyor.

Okul sezonu yaklaşırken, her ana baba, kara kara masrafları nasıl karşılayacağının düşüncesine dalmış; bir tarafta çocuğuna diğer tarafta yıllardır ihtiyacını finanse etmek zorunda kaldığı patlamış kredi kartına bakıyor.

İnsanlar Türkiye’nin IMF’ye muhtaç olmasını istiyormuş. Bu gidişle zaten ellerini ovuşturan IMF’ye koşuyoruz. Fakat bunun istemekle ya da istememekle ilgisi yok. Sizin ülkeyi ve ekonomiyi yönetememenizle alakası var. Anlamıyorum, bu ülkeyi yönettiğini iddia edenler hiç mi aynaya bakmıyorlar?

Doların artması için gerekçe yokmuş. Bir tane bile gerekçe gösteremezlermiş. Dünyadaki gelişmelerin gırtlağına kadar borca batırılmış memlekete etkisini, 380 milyar dolarlık pozisyon açığını attım bir kenara, üretmek, ihtiyaçlarımızı karşılamak için giderlerimiz dolar ve dolar basma şansımız yok. Sadece bu bile yeterli bir durum…

İnsanlara kızacağınıza, çok istiyorsanız bugüne kadar ülkeye parasını getirip, ceplerini doldurup giden ve siyasi ömrünüzün müsebbibi, bizi batırarak finanse eden fonlara kızın. Ama onların da suçu yok ki…

Siz bas bas bağırdınız: ‘Gelin burada söğüşleyecek adamlar var; yeter ki biz iktidarda olalım’ diye… Para gelmiyorsa, vatandaşa niye kızıyorsunuz; ortaklarınızla hesaplaşın.

Zeybekçi ekonominin kriz içinde olması, doların artması gibi açmazlarla ilgili tek bir gerekçe bulamıyormuş. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a sorsun. Yanıtını o versin kendisine… Ama söz verin Sayın Zeybekçi; gerçeğini duyunca özür dileyip, istifa edeceksiniz. Çünkü bu yaklaşımınızla bu memlekete yüksünüz. Hatırlatırım; krizin faturasını halk olarak biz ödeyeceğiz; niye durup dururken kriz istensin?

Ama vaka ortada; derin bir kriz yaşanıyor ve patlama noktasına gidiyor. Sizden önceki Bakan Zafer Çağlayan’ın bizzat yüzüne 2008 krizinin geldiğini söylediğimizde, o da sizin gibi ‘nereden çıkarıyorsunuz’ demiş, kriz patlayınca da ‘bu kriz öngörülemedi’ yorumunu yapmıştı. Bakın şimdi ortada yok; ama fatura halen bizim sırtımızda.

Emin olun bu milletin çıkarları, sizin koltuğunuzdan daha önemli… Siz, öncekiler, sonrakiler; kimsenin umurunda değilsiniz. Zaten bunun kanıtı da, koltuktan indiğiniz gün, yağcılarınız bile sizleri tanımıyor. Bugüne gelişte yüzde 100 suçlu bir iktidarın mensubusunuz; bari canımız burnumuzdayken beddualı komiklikler yapmayın. Bırakın da gerçeğimizle yüzleşelim.

Çetin Ünsalan

Tüm yazılarını göster