Bitcoin konusundaki olasılıkları geçen hafta içerisinde kaleme almıştım. Evet tekrarlıyorum, buradan dünya çapında çok büyük bir soygun ve vurgun bekliyorum. İşin acısı ekonomi yönetimimizin bu konulara yazılıp, çizilmeden kafa yormuyor olması.
Madem bitcoin üzerinden kripto paraları ve sanal ekonomiyi tartışmaya başladınız, o zaman en az bunun kadar tehlikeli ve direkt bizi vuracak bir şişikten daha bahsedeyim. Gayrimenkul fiyatları…
Ortadaki çarpıklığın en güzel göstergesi, hafta sonunda Üsküdar hattında açılan metro ile birlikte ortaya konulan beyanatla geldi. Bir gayrimenkul değerleme platformunun yetkilisi şu açıklamayı yaptı:
“Üsküdar, Ümraniye, Çekmeköy metro hattında, inşaatın başlamasından bu yana gayrimenkul değer artışı yüzde 144 oldu.” Bakın; böyle bir dünya yok. Dünyanın hiçbir yerinde gayrimenkul fiyatları böylesine çılgınca artamaz. Artsa da gerçekçi olmaz.
Böylesi projeler, değerleri mutlaka etkiler. Ama var olan değeri yüzde 20 – 30’dan fazla yükseltmez. Eğer orada bire bir buçuk artış varsa, bilin ki manipülasyon da vardır. Açıklamayı yapanın ismini vermiyorum, internette de beyanatın sahibini bulabilirsiniz.
Adını vermiyorum, çünkü bu tek kişinin üzerine yıkılamayacak kadar büyük bir sorun. Proje açıklamaları üzerinden, gayrimenkul rantı yaratmak Türkiye’nin konuşulmayan en büyük türev piyasasıdır.
Ne yazık ki, buralardan alım yapanlar, satış yapanların dolduruşuna gelerek fiyatların da gerçek olduğuna inanıyorlar. İnsan kafası şişince daha akıllı olduğunu düşünebilir mi? İşte Türkiye’nin gayrimenkul meselesine yaklaşımı tam da budur.
Eder ile değerin arasındaki fark, izanın ötesine geçmiş, büyük bir şişkinlik içerisinde emlak piyasasından finans sistemine kadar her alanı, toplam da Türkiye ekonomisini tehdit eder noktaya gelmiştir.
Gayrimenkul üzerinden öylesine büyük bir çılgınlık ve sanal değer artışı yaşanıyor ki, buradan ortaya çıkacak vurgun, Türkiye ölçeğinde bitcoin ile gelecek soygunu solda sıfır bırakacak oranda.
Ne yazık ki far görmüş tavşan gibi bu şişmeyi seyreden bir ekonomi yöntemi, başka para satacak yer kalmadığı için bu alanı kredilendiren bir bankacılık sistemi, reklama kanıp üç maymunu oynayan bir medya ve yüksek değerlerle aldığı konutla zengin olduğunu zanneden bir vatandaş tehlikesi ile karşı karşıyayız.
Bu balon patlarsa ne olur biliyor musunuz? Sadece fiyatlar dip seviyesine düşmez, vatandaş içinden çıkılamaz ölçüde batar. Hem evi gider, hem borcu üzerine kalır, bankalar konut zengini (!) olur, ama o gayrimenkuller para etmez. Bu bütün bankacılık bilançolarını vuracağından ekonomiye ağır bir darbe olarak döner.
Eğer ekonomi yönetimi balonların peşine düştüyse önce buraya nester vurmalıdır. Çünkü Türkiye’nin kısa vadeli bitcoini gayrimenkul fiyatlarıdır. Buradan kimin nasıl para akladığını bilmiyorum; ama bu kadar ‘nereden buldun’dan uzak bir alan tanımıyorum. Ekonomik darbeyi dışarıda arayacağınıza, içeride yarattığınıza bakın.
Ekonomi yönetimi bu alana geç olmadan mercek tutmalıdır. Aksi takdirde vatandaş da, Türkiye ekonomisi de borcunu ödemediği şeyin sahibi olduğunu zannetmenin ve bu sahte zenginlik oyununun bedelini ağır ödeyecek.
Çetin Ünsalan