Cevaba muhtaç cari açık bilmecesi

Çetin Ünsalan Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

Bir şamatanın ortasında, ülkenin iktisadi sorunlarının üzeri örtülürken, konuşmamanın çare olmadığını ne yazık ki öğrenemediğimizi kanıtlıyoruz. Olayları birbirine karıştırıp, devekuşu sendromu içerisinde problemleri yok saymaya o kadar alıştık ki, gözümüzün içine girenleri bile bahanelerle savuşturuyoruz.

Oysa hiçbir savuşturma, sorunu ortadan kaldırmaz. Yüzleşmediğiniz ve çare bulmadığınız gerçekler, daha büyük faturaları önünüze getirir. Misal cari açık… Yıllarca yüksek cari açık meselesinin ülkeye sıkıntı yaratacağını söylediğimizde, bunun büyümenin bir sonucu olduğunu söylediler.

Sonra cari açık düşmeye başladı; bu sefer de ne kadar başarılı olduklarını anlatmaya başladılar. Oysa yükselirkenki haliyle, düşerkenki hali arasında hiçbir fark yoktu. Biri sıcak para ve ithalat ile cari açığı patlatırken, diğeri de dünyadaki ekonominin daralmasına, paranın evine dönmeye başlamasıyla geriledi.

Yani cari açık sorununu çözmek için hiçbir şey yapmadılar. Dış ticaretin ve üretimin yapısını değiştirmeden bu sıkıntının aşılması mümkün değil. Görmemezlikten geldiler. Sadece iki durumda da övünülecek bir şeyler buldular.

Şimdi son cari açık beklentilerin çok üzerinde gerçekleşti ve yıllık 30 milyar dolara yaklaştı. Bunun 19 milyar dolarını da yılın ilk altı ayında verdik.

Ama bu durumu rakamlar olarak bakıp savuşturmak büyük bir hata olur. Zira eskiye oranla ne kadar düşüş gösterse de, kaybolan finans gerçeği içerisinde daha zor karşılanabilir bir özelliğe kavuştuğu görmediler.

Fakat haziran itibariyle bu yükselişi birinin açıklaması gerekiyor; laf olsun diye değil; gerçekten. Dünya pazarlarında çok büyük bir daralma var. İthalatımız çakılıyor; ihracatımız çakılıyor; dış ticaret hacmimiz daralıyor.

Artık avanta para gelmediği gibi, kaynağı belirsiz parada bile çıkışlar yaşanmaya başladı. Haziran itibariyle1,5 milyar dolar gitti. Zaten çok sağlıklı olmayan bu para girişi, ülkenin başka sıkıntılar yaşamaması adına iç ferahlatsa da, finansman problemi gerçeğini ortadan kaldırmıyor.

Şimdi soruyorum: Para gelmiyor, dış ticaret karşılıklı çöküyor; iç piyasada sorun büyüyor, peki bu cari açık nasıl artıyor? Nasıl azaldığını malûm... Ticaret yapamadığımız için geriliyor. Ama hem ticaret yapamayıp, hem de cari açık miktarını arttırmayı nasıl başarıyoruz?

Kâğıt üzerinde oynanan rakamlar birbirine girdi de, artık sağlama da mı yapmaz hale geldi? Ne zaman yüzleşeceğiz gerçeğimizle ve gerçekten sorunu çözmek için kolları sıvayacağız. Açıkçası Ekonomi Bakanı Zeybekçi’nin çözümünü duyunca halen akıllanmadığımızı görüyorum.

Cari açık sorununu, hizmet ihracatını arttırarak çözecekmişiz. Hangi hizmeti, nereye ihraç edeceğiz. Ayrıca hizmetle gittiğiniz noktada ne kadar kalıcı olursunuz ve gerçek bir istihdam, katma değer elde eder misiniz? Kurtulun artık şu egodan da, sıra çözümü konuşmaya gelsin.

Çetin Ünsalan

Tüm yazılarını göster