49. Dünya Ekonomik Forumu, Davos’ta gerçekleşti. Peki bu zirvenin ardından aklınızda ne kaldı? Bizzat orada olan heyetin içindeki en yetkin isim kimdi? Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak...
Zaten medyamız da kendisinin değerlendirmesine ve twitlerine geniş yer verdi. O zaman biz de Albayrak’ın açıklamalarından orada ne olduğuna bakalım. Bakan Albayrak, öncelikle Türkiye’nin 2019 yılını başarıyla tamamlayacağını anlattıklarını açıkladı.
Bazı ülkelerle ikili görüşmeler yapıldığını belirtti. Etkin Hazinecilik’ten, bütçe disiplininden söz etti. Çok uzatmayayım, zirve sonrasında yaptığı değerlendirmede Türkiye’nin güçlü bir döneme girdiğinin altını çizdikleri ve ülkenin ne kadar güvenilir olduğu konusunda açıklamalarda bulunduklarını söyledi.
Nitekim değerlendirmesine de baktığımızda başından sonuna kadar ‘ne kadar iyi durumda’ olduğumuzu anlattığı gözüküyor. Değerlendirme başta sona Türkiye’den ibaret. Yani gidip, orada Türkiye’yi anlatan heyetimizin, kendisini de başarılı bulup döndüğünü anlıyoruz.
Peki kritik soru şu: Türkiye, o toplantıdakilerin ne kadar umurundaydı? Yani Davos, Türkiye özel gündemiyle mi toplanmıştı? Hayır gündemi belliydi: ‘Dördüncü sanayi devrimi çağında küresel yapıyı şekillendirmek’; yani kısaca Küreselleşme 4...
Yine önemli bir konu iklim değişikliği... Peki Türkiye nerede? Öncelikle uluslararası bir toplantıya farklı bir gündemle gidip, kendinizi anlatmaya çalışıyorsanız, zaten durumunuz pek parlak değildir.
Burası, şurası çok önemli sözleri orada da havada uçuştu mu bilemiyorum ama, İran’daki yeni yaptırımlar Venezuela olayı, Trump’ın çıkışları, Avrupa Merkez Bankası’nın köşeye sıkıştığını gösteren açıklamaları, sanki daha önemli tartışmalar yarattı.
Hatta eş zamanlı Rogers’ın büyük kriz uyarı, Fitch’in ülkelerin kamu borçlarına dikkat çekmesi, gelişmekte olan ülkelerin yüzde 80 oranla alarm vermesi gibi uyarılar da ekonomik olarak daha çok dikkat çekti.
Peki biz fırsat bu fırsat gittik ve orada kendimizi anlattık. Bir iki ülkeyle ikili görüşmeler yaptık. Ya ana temaya dair sözümüz ne oldu? Mesela küresel yapının dördüncü sanayi devrimi çerçevesinde şekillendirilmesine dair bir tez ortaya koyduk mu?
İklim değişikliği çok tartışılan bir konuydu. Bunun önümüzdeki bin yılı etkileyeceği, ekonomiyi dalgalandıracağı ve rekabet nedeniyle siyasi tartışmaların da alevleneceği yine orada üzerinde durulan konulardı. Biz kendimizi anlatırken, bu konulardaki fikrimiz neydi?
Bakan Albayrak’ın açıklamalarından anlıyoruz ki, yine dünya bizim etrafımızda dönüyor zannedip, gidip kendimizi anlatıp dönüyoruz. Bundan bir kaç yıl önce de yine biz Göbeklitepe’yi anlatırken, Davos’un gündemi endüstri 4.0 ya da dördüncü sanayi devrimi idi.
Konunun önemli olduğunu döndükten 3 ay sonra anladık. Anlaşılan o ki, geleceğe yönelik tartışmaların yapıldığı bir toplantıda yine kendimizi anlatıp döndük. Dedim ya, böyle platformlarda kendini anlatma ihtiyacı duyuyorsan sorun var demektir.
Önemli olan dünya çapındaki tartışmaların odağında olup, söz sahibi olarak bu konuda tezler ortaya koymaktır. Ama giden heyetten bunu beklemek haksızlık olur; onun da farkındayım.
Şimdi döndük ve ne kadar başarılı bir zirve geçirdiğimiz anlatılıyor. Oysa dünya sonucu ne olur bilinmez, ama çok daha kritik tartışmalar yürütüyor. Bizim yaptığımız ise cenaze evinde fıkra anlatmak kadar absürt. Sonra da niye kimse bizi ciddiye almıyor diye hayıflanıp, daha olmadı dış güçler diyerek meseleyi kapatıyoruz. Ne diyordu o çocuk şarkısı? Dön de aynaya bak.
Çetin Ünsalan