En az Vietnamlılar kadar cesur olmak!

Soner Polat Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

Beyrut’ta ilk gözüme çarpan şey endişeli yüzler oldu…İsrail-Hizbullah Savaşı’nınkokusu şehrin her yerine sinmişti. Aracımız ağır ağır Lübnan dağlarının zirvesine tırmandı.Kuşbakışı tarihi kenti süzdüm. Bir zamanların büyüleyici şehrinden eser kalmamıştı! Sanki gizli bir el bölgedeki pırlantaları ucuz imitasyon mücevherata dönüştürüyordu…

BEYRUT’TAN ŞAM’A

Lübnan dağlarından doğuya doğru inişe geçtik! Beka vadisinde toprakların rengi kızarmaya başladı… Bir zamanlar PKK’ya ev sahipliği yapan bu mekân bizlerden utanır gibiydi! Kuzeybatıdan Şam’a girdik. Tarihe tanıklık eden, medeniyetleri yeşerten Şam gizli gizli ağlıyordu. Endişe ve hüzün dalgası şehri bütünüyle teslim almıştı…

CEHENNEM ZEBANİLERİ İLE DEMOKRASİ

Şam bayraklarla donatılmış, duvarlar kahramanlık sembolleri ile süslenmişti. Suriye halkı ölüm kalım mücadelesi içinde olduğunu biliyordu. Tek dişi kalmış canavar tarihin en kirli savaşını başlatmıştı. 100 farklı ülkeden 80 bin cehennem zebanisi ülkeye sokuldu. Bu vahşi katil sürüsü ile demokrasi kurulacağını ileri sürüyorlardı! Aslında Batı uygarlığının vahşet ve ihanetten başka pazarlayacak hiçbir değeri kalmamıştı!

ASIL HEDEF KİM?

Sokakta gördüğümüz Suriyelilere devamlı soru sorduk! Devlet Başkanı Esat’ı çok sevdikleri hemen anlaşılıyordu. Başkan Esat Suriye’yi birleştiren unsur! Diyorlar ki “Miloseviç gitti, Yugoslavya bitti; Saddam gitti, Irak dağıldı; Kaddafi gitti, Libya parçalandı!” Asıl hedef Esat değil, Suriye; Esat’ı devirerek Suriye’yi paramparça etmek! Eğer Esat etrafında kenetlenmezsek sonumuz hüsran olur!

EMEVİ CAMİİ VE SELİMİYE CAMİİ

Emevi Camii her açıdan bir sanat şaheseri… Hz. Hüseyin, Yahya Peygamber ve Selahattin-i Eyyübi’nin mezarları bu esere ayrı bir değer katıyor. Camii’nin avlusunda ilk hava şehitlerimizin anıt mezarı da yer alıyor. (Yzb. Fethi, Ütğm. Nuri, Ütğm. Sadık, 1914)Mısır yolculuğunda uçak düşmüş! Ruhlarına Fatiha okuduk. Selimiye Camii’ndeki son Sultan Vahdettin’in kabri sizi düşüncelere daldırıyor. Üç kıtaya hükmeden Cihan İmparatorluğu’nun hazin sonunu belki de en iyi bu mezar anlatıyor: Mütevazı ve sıradan!

EKONOMİK SAVAŞ

ABD ve Fransa, Suriye’nin ekonomik alt yapısını özellikle ve bilinçli olarak vurmuş! Amaç, Suriye’yi vatan savaşını sürdürecek kaynaklardan mahrum bırakmak! Suriye uzun bir dönem hiç ihracat yapamamış. 2013’te dibe vuran ekonomi, 2014’ten itibaren iyileşme sürecine girmiş. Küçük ve orta ölçekli işletmeci savaşla yaşamayı öğrenmiş. “Onlar destan yazdı!” dediler. Şimdi ülke çapında yaraları sarmanın çareleri aranıyor…Maalesef, Suriye Türkiye’den her türlü ithalatı yasaklamış! Stratejik kayıplarımızın yanına ekonomik kayıplar da ekleniyor…

BATI’NIN ESAS SAVUNMA KUVVETİ!

Kobani ve Cezire kantonlarında ABD örtülü askeri faaliyetlerini artırıyor… Kuzey Irak vurulduktan sonra bu iki kanton Türkiye’ye yönelik terör saldırıları için lojistik üs oldu! ABD buraya PYD’nin ihtiyacından daha fazla harp malzemesi yığıyor. Ve de özellikle kısa menzilli hava savunma füzeleri dikkat çekiyor! Asıl hedef Türkiye mi?

Batı’daki Afrin kantonunda ise Avrasya bloku ile Atlantik yapı arasındaki nüfuz mücadelesi devam ediyor. Suriye rejimi Kürtlerin tamamını PYD’nin kucağına itmek istemiyor…

Batı’nın ilk savunma hattı Halep ve İdlip bölgesinde! Buradaki esas kuvveti ise kabul etmek istemeseler de El Nusra! Diğerleri ancak çerez olur. Ancak El Nusra ile birlikte bir etki yaratabilirler! BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararına göre El Nusra terör örgütü!

Eğer Halep ve İdlip düşerse Batı PYD’nin daha büyük bir baskı altında kalacağını biliyor. Başından beri El Nusra ve IŞİD’i Suriye ordusunu birden fazla cepheye yönlendirmek ve böylece zayıflatmak için kullandılar. Ama Suriyeliler de tıpkı Türkiye gibi bir gün mutlaka PYD, yani ABD’nin kara gücü ile karşı karşıya kalacaklarının bilincinde!

Son sözleri Suriye’nin beyni kabul edilen Dışişleri Bakan Yardımcısı Faysal Mikdat’a bırakalım: “O günler geldiğinde, bütün dünya Suriyelilerin en az Vietnamlılar kadar cesur olduğunu görecektir!”

Amiral Soner Polat

ulusalkanal.com.tr

Tüm yazılarını göster