Türkiye ekonomisinin başarı (!) hikâyesinin altında kriz ortamında diğer ülkelerin tam tersini yapmak yattı. Açıklama bizzat Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a ait. Kamu yatırımlarını kıstıklarını ve mali disiplinden taviz vermediklerini açıkladı.
İşi basite indirgersek, sabah çıktığınız arabanıza bindiniz ve 1 TL’lik bile benzin harcamadınız. Çok önemli bir tasarruf sağladınız. Fakat ortada bir problem var. Yerinizde sabit duruyorsunuz ve işe gitmeniz gerekiyor. Vasıtaya verecek paranız da yok. Yukarı çıkıyorsunuz, evdeki televizyonu yoldan geçen eskiciye satıyorsunuz. Yetmiyor, evdeki çocuğun harçlığı ve eşinize bıraktığınız günlük nafakayı tırtıklıyorsunuz.
Sonra da cebinize bu yolla koyduğunuz parayla dolmuşa, minibüse, otobüse binmek varken, taksiye atlayıp işe gidiyorsunuz. Düz mantıkla baktığınızda benzin harcaması yapmadınız. Cebinizdeki paraya dokunmadınız ve ekstra kaynak yaratarak işyerinize ulaştınız. İşte Türkiye’nin de ‘başarılı ekonomi’ palavrasının bire bir karşılığı bu.
Madem bunun adı başarı oluyor; madem bunun adı ekonomi yönetmek oluyor, o zaman benim de Türkiye’de yaşayan 74 milyon vatandaşa önemli bir önerim var. Devlet büyüklerimizden daha iyi bilecek halimiz yok. Üstelik bu politikaları uluslararası uzmanlar tarafından da övüle övüle bitirilemiyor.
O halde kamu bütçesi için geçerli olan, aile bütçesi için de geçerlidir. İktidar nasıl mali disiplini sağladıysa, siz de öyle yapın. Bundan sonra mali disiplin çerçevesinde hiçbir ödeme ve harcama yapmamanızı öneriyorum.
Mesela vergi ödemeleri gereksiz... Zaten kazanamadığınız halde talep edilmiyor mu? Sigara ya da benzin alırken, dolaylı vergiyi kesip ödemeyin. Ekonomi yönetimi de sıkıştıkça sağlık harcamalarımızdan kısıntı yapmıyor mu? Aynı şey…
SGK prim borcunuz mu var? Bankada para bulundurmayın, çünkü el koyacaklar. Eskisi gibi belinize kuşak bağlayıp, kese içinde muhafaza edin. İşe gittiniz ve patronunuz ücretini ödemediği mesaiye kalmanızı istiyor. Kalmayın… Elektrik, su, doğalgaz gibi ödemelerinizin hiçbirini gerçekleştirmeyin. Kesmeye kalkan memur kapınıza dayanırsa ‘ananı da al git’ deyin.
Gıda için bir miktar harcama yapmanız gerekebilir. Bunun için de cebinizde gelirinize bakmadan limiti yükseltilen kredi kartlarını kullanın. Ödeme de yapmanız gerekmiyor. Neredeyse döve döve cebinize koymuyorlar mı?
Çok sıkışırsanız, evdeki eşyayı ufak ufak satışa çıkarabilirsiniz. Sakın maaşınızla harcama yapmayın. Mesela buzdolabını satın. Durumu soran eşinize de kaynak yarattığınızı, zaten durduğu yerde elektrik vs harcadığını, verimsiz olduğunu söyleyin.
Aslında hiç doğmamak da en iyisi… Çocukları da doğmadan aldırırsanız, ortalama 70 yıllık ömür dikkate alındığında büyük bir tasarruf yapmış olursunuz. Böylece sizin de mali disiplininiz sağlanır ve başarılı sayılırsınız. Deli saçması bir fikir gibi geldi değil mi? Neden aynı şeyleri yapan iktidara koşa koşa gidip oy vermiyor musunuz? Alın size başarı…
- - - - -