Türkiye ekonomisinin genel kırılganlığı ve dolar kuru karşısındaki açmazları malum. Önümüzdeki dönemde çıkış trendinde olacağı da çok net görülüyor. Fakat son yaşanan çıkış dikkatli okunmalı.
Çünkü ortada bir anormallik var. Bu süreçte ya fren tamamen boşaldı ve geri dönülmez bir biçimde tarihi zirvelere koşuyoruz ya da işin içinde bir iş var. Zira dolar üzerinde kumar oynayanların ağırlıklı karakteri, dalgalı seyirler üzerine oynamaktır.
Eğer külliyen gemileri yakıp çıkıyorlarsa, sorunlar yönetilmekten uzak bir noktaya düşüyor demektir. Bu süreçte aldığınız 50 – 60 dolar ile kendinizi korumanız zaten mümkün değil. Zira ortaya çıkan maliyet, kayıpları maksimum düzeye ulaştırır.
Şayet böyle değilse, ‘dikkat soyuluyor olabiliriz’ demek istiyorum. Bunların da siyasetle çok ilintili olduğu düşüncesinde değilim. Gelişmeleri birileri kullanıyor olabilir. Bu ayrı bir konu; soygun ayrı bir mesele...
Dediğim gibi gemileri yakıp çıkmıyorlarsa, önümüzdeki süreçte şok bir düşüş kimseyi şaşırtmasın. Şok dediysem 4,20 sınırlarının altını kast etmiyorum. Nitekim bir Merkez Bankası toplanma haberiyle 4,56 seviyesine kadar geriledi. Bir ihtimal borsadaki keriz silkeleme operasyonu gibi bir şey yaşanıyor olabilir. Kim bilir, kimler ne kazandı? Fakat bu oyun devam edecektir.
Panikle herkese bu fiyatlardan dolar aldırıp, yani satıp, sonra hatırı sayılır bir biçimde dolar / TL kurunu geriye çekerek alanların parasını hortumlama ihtimalleri de var. Düşen seviyelerden de çıkış trendi devam edeceğinden tekrar dolar alırlar. Ama arada çok büyük bir kazanç elde etmiş olabilirler.
Böyledir diyemiyorum. Çünkü belirsizlik öngörüleri zorlaştırıyor. Lakin bu da bir ihtimal olabilir diyorum. Meseleyi buradan da düşünmek zorundayız. Öyleyse oyunu bozmak gerekiyor.
Peki kayıtsız kalıp, zarar mı edelim? Kast ettiğim bu değil. Fakat yinelemekte fayda var. Bu bir zincirleri koparma ve kapıdan önce çıkma hamlesiyse, zaten bu süreçte topladığınız dolardan elde edeceğiniz kazanç, toplamda elde edeceğiniz zararı karşılamaz.
Öyleyse olası bir oyuna karşı herkesin birbirini gaza getirdiği bu süreçte sabit durmayı deneyelim. Yani ne alın; ne de satın. Koşulları sabitlerseniz, bunun üzerinden kazanç sağlamak isteyenleri engellersiniz.
Elbette siyasetçilerin de konuşup olayları tetikleyip, sonra da ateş bacayı sarınca araziye uymasını kast etmiyorum. Reel sektörün şu anda çok sıkıntıda olduğu görülüyor. Tahtakale’nin bile tabela kapattığı bir fotoğraf içerisinde maliyet yapamıyorlar.
Ama bireysel değil, genel düşünürsek, sabit durduğumuzda olası bir oyunu bugün için bozma ihtimalimiz mümkün. Şüphesiz bu vatandaşa düşen yan, iş dünyası temsilcileri gerçekleri korkuyla saklamaktan vazgeçmek, ekonomi yönetimi de şoktan çıkıp, saçmalamadan bir çare bulmak durumunda.
Dediğim gibi sorun derinleşerek büyüyor ve bu trend 16 yıl boyunca yaptıklarımız ve yapmadıklarımızın eseri. Başka suçlu aramayın. Ama bugün yapılan operasyona da alet olmayın. Bunun da bir ihtimal olduğunu düşünmenizi rica ediyorum.
Öte yandan gerçekten gemileri yakıp çıkıyorlarsa, o zaman hep durum fena, hem de dalga boğuşarak alt edemeyeceğiniz kadar büyük demektir. Bu durumda da yapmanız gereken dalgaya kapılmak değil, dalgadan çıktıktan sonra ne yapacağınızı düşünmektir.
[email protected]