Son aylarda Irak Kürt Bölgesel Yönetimine yönelik batılı devletlerden ziyaretlerin ardı arkası kesilmiyor. Papa'sından AB'lisine biri gidiyor peşi sıra diğeri takip ediyor. Batılı emperyalist devletlerin ziyaretinde dikkati çeken esas olgu ise; IKBY'yi "bağımsız devlet" statüsündeki bir ülkeymiş havasında gösterme eğilimleri olduğunu görebiliyoruz. Zaten IKBY uzun zamandır dışa karşı böyle bir mesaj vermektedir. Mesut Barzani ise "Kürdistan başkanı" olarak takdim ediliyor. Aslında Mesut Barzani sadece I-KDP'nin başkanı! Irak'ın kuzeyinde "bağımsız devlet" gibi davranmayı ve Merkezi Hükümeti boşta bırakan hamleleri yapmayı gelenek haline getiren IKBY'nin bu girişimlerinin önünün kesilmesi, ileriki dönemlerde yaşanacak olumsuzlukları frenlemek açısından önem taşıyor.
CHP Heyetinin Bağdat'ı hiçe sayan ziyaretini iyi okumak gerekiyor. Batılı emperyalist devletlerin Barzanistana yaklaşımı ile CHP'nin yaklaşımı örtüşüyor. Bazı yorumlarda Barzani hanedanlığına yönelik "olumlu hava" yaratılması gerçeği yansıtmıyor ve görünüşe bakarak tahlile girişiliyor. Kısa vadede olan bitene bakarak orta ve uzun vadeyi göz ardı eden yaklaşımlar aldatıcıdır.
I-KDP hiç bir zaman PKK'nın bitmesini istemez. Bu eşyanın tabiatına aykırıdır. Barzaniler PKK'nın Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) bölgesinde fazla inisiyatif kazanmasından ve keyfi davranışlarından dolayı rahatsızlık duyuyor. Eğer PKK Türkiye sınırlarına çekilerek her türlü provokasyona, sabotajlara, kitlesel başkaldırılara girişirse Barzaniler bundan memnuniyet duyar. Bu gerçeği bir kenara silinmemecesine not edelim.
CHP'NİN DÖNÜŞÜM HIZINA YETİŞİLEMİYOR
IKBY'yi gerçek ismiyle çağırmak daha doğru olur! "Irak'ın Kuzeyinde Barzani Yönetimi" kısacası Barzanistan! CHP heyetinin ziyareti Barzaniler tarafından memnuniyetle karşılandı. PKK'dan dolayı HDP'ye sıcak bakmayan IKBY bu gelişmeden vazife çıkaracağa benziyor. CHP heyetinin her ne kadar Amerikan ağzıyla konuşmuş olsada ziyaretin etkili olduğu görülüyor.
Kürtçü sitelerde farklı yorumlarla karşılaştık. Ancak hepside CHP'nin ziyaretini olumlu buluyor. Şu tespit pek çok şeye açıklık getiriyor: "CHP, AKP gibi yeni bir parti değil, sistem partisidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bugüne kadar devlet teşkilatlarında belirgin görevleri üstlenmiştir. Bundan dolayı sistem partisinin Kürt meselesine açılması hatta yerinde ziyaret etmesi önemli bir adımdır. (...) Diğer yandan Erbil yönetimi ile bir temas CHP açısından kaçınılmaz hale gelmişti."
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun "bir proje olarak" CHP'nin başına getirilmesinin ardından köklü değişimler adım adım sürece sokuldu ve uygulandı. HDP'nin hamisi olarak görev üstlenmesi ve önemli derecede çözülen "Kürt sorunu"nu PKK/HDP'ye havale etmesi CHP'yi tarihi köklerine yabancılaştırdığı gibi, Türkiye'nin elini emperyalizm karşısında zayıflatan rolde oynuyor.
Kürtçü çevrelere yakın Reha Ruhavioğlu ziyareti, “CHP, Kürt meselesi bağlamında yaklaşık 2018’den bu yana dönüşüm yaşıyor. Bu, 2019’da HDP’nin kurumsal olarak CHP'nin adaylarını desteklediği bir sürece dönüştü ve bu süreç bir yandan CHP’nin Kürt politikasını gözden geçirmesini, bir yandan Kürtlerle ilgili olumlu bir dil kullanmasını beraberinde getirdi. Hala CHP ile HDP arasında resmi bir ittifaktan bahsetmesek bile aynı ittifak bloğunda birçok meselede ortaklaştıklarını biliyoruz. Öbür taraftan CHP, -eğer Türkiye’de iktidar değişecekse-, bu değişimin omurgasını temsil eden ana muhalefet partisidir.” diyerek bir değerlendirmede bulundu.
SEÇİM İÇİN ÖDÜN VERMEK
CHP önderliği iktidar olmak için her şeyi deneyebilir noktasına geldi. Kötü ünlü "Adalet Yürüyüşü" ile beraber CHP artık tüm dikkatini Türkiye karşıtlarına doğru yönlendirdi. Özelliklede PKK/HDP'yi "Millet İttifakı"nda tutmak ve merkezkaç eğilimlere yönelmesini önlemek için manevralar yapıyor. Kürdümüzün oyunu alabilmek ve Cumhur İttifakına yönelmesini önlemek için Barzanistan ziyareti önem taşıyordu: "HDP seçmeni de bu noktada önemli. HDP’liler daha önce CHP’ye olan tutumunu belirlemişti. CHP’nin onları partiden uzaklaştıracak bir tutumu olmazsa, HDP seçmeninin CHP ile ortak müttefik olarak seçimlere girmesi zor olmayacak. CHP’de bunun farkında Erbil’de. Diğer yandan Türkiye'deki muhafazakar Kürtler de önemli bir oy potansiyeline sahip. Muhafazakar Kürtler açısından da Barzani ailesi olumlu bir anlam ve hafıza taşıyor. Dolayısıyla Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile temas, Türkiye’de AKP’ye oy veren muhafazakar Kürtlerin oyunu direkt getirmese de, onlara Kürt meselesinde CHP’nin bir aktöre dönüştüğü mesajını veriyor."
Türkiye Irak Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TISİAD) Bilim Kurulu Başkanı ve Toros Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Özer de CHP’nin iktidar hazırlığında olduğunu kaydederek, kendi Ortadoğu projesini yeniden gözden geçirdiğini söyledi.
ALTAN TAN DA KOROYA KATILDI
Çekmecesinde 25 Eylül 2017 referandum sonuçlarını saklayan ve her yıl aynı tarihte kutlama eylemleri düzenleyen Mesut Barzani IKBY nin esas yöneticisi ve yönlendiricisi. CHP Heyetinin Mesut Barzani'yi öne çıkarmasının anlamı ziyaretin içeriğinde saklı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı başkanlığındaki heyet, 5 Eylül’de Bölgesel Yönetimi ziyaret etmiş ve çeşitli temaslarda bulunmuştu. CHP Dış Politikadan Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı katı Amerikancı Ünal Çeviköz, Parti Meclisi Üyesi Nevaf Bilek, Prof. Dr. Mehmet Hasan Eken ile Enver Ömür Polat heyette yer aldılar.
Eski HDP'li ve Barzanici Altan Tan, CHP’nin gerçekleştirdiği ziyareti, “çok geç kalınmış olmasına rağmen, bu ziyaret olumlu bir gelişmedir” değerlendirmesinde bulundu. Altan Tan, “CHP’nin Kürdistan Bölgesi’ne ilk defa resmi bir heyetle gelmesi olumlu bir gelişmedir. Senelerdir CHP’yi eleştiriyordum. Türkiye'nin pek çok başbakanı, bakanı ve temsilcisi defalarca Kürdistan Bölgesi’ne resmi ziyarette bulundu. Fakat CHP bir kere bile ziyaret etmedi. Bu, çok çok geç kalmış olmalarına rağmen olumlu bir gelişme. Çünkü bugün Türkiye’de Kürt sorununun varlık sebebi, eski CHP'nin tek parti dönemidir. CHP, senelerce Kürt inkarı üzerine dayalı bir politika takip etti. Son 20 seneye kadar başta sayın Barzani olmak üzere Kürt siyasetçileri ve Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin siyasetçilerini ‘ayağı şalvarlı aşiret reisleri’ şeklinde aşağılayarak tepki gösteriyorlardı. Bizim gibi Kürdistan Bölgesi’yle dostça, kardeşçe ilişkileri destekleyen insanları da protesto ediyorlardı. Bu resmi ziyaretle bu dönemin bitmiş olması olumlu bir gelişme” dedi. Baştan sona Cumhuriyet karşıtlığıyla dolu konuşma CHP'nin son yıllarını iyi tarif ediyor.
Eski HDP'li Altan Tan, "Doğru bir ziyaret olmuştur, bundan sonra umarım CHP, Kürdistan Bölgesi’yle iyi ilişkiler geliştirir, başta referandum olmak üzere Kürdistan Bölgesi’nin aldığı kararlara saygı duyar, demokratik ve legal bir ilişki geliştirir” dedi.
CHP BÖLÜCÜLÜĞÜ GÜÇLENDİRİYOR
Ziyaret sonrası yayınlanan analizlerde uzmanlar CHP Heyetinin ziyaretini, "CHP’nin kendi Kürt politikasını değiştirmeye çalışıyor" olarak değerlendirdiler. CHP heyeti, Mesud Barzani, Başbakan Mesrur Barzani Bölgesel Yönetimin Başkanı Neçirvan Barzani ile bir araya geldi. Biz boşuna Barzanistan demiyoruz.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, “Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu bizim ilk ziyaretimiz ama emin olun son ziyaretimiz olmayacak. Bizim arkadaşlık bağımız var, dostluk bağımız var, kardeşlik bağımız var, akrabalık bağımız var. Bu bağlarımızın aramızdaki ilişkiyi daha iyi bir noktaya götürmesi için bir aşama olmasını istiyoruz” dedi.
Araştırmacı Reha Ruhavioğlu, “Ana muhalefet gibi büyük bir partinin, Kürdistan Bölgesi Yönetimi’yle ilişkisi, Kürt meselesinin daha geniş bir kesim tarafından konuşulmasını sağlıyor. Bunların tamamı önemli gelişmelerdir. Bir ziyaretle bütün dertlerimiz çözülecektir gibi beklentilere girmek yanlış, ancak stratejik bir okuma yapacak olursak bu ziyaret, CHP’nin Kürtlere verdiği mesaj açısından olumludur. CHP’nin hanesine artı yazacaktır.” tespitinde bulundu.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun “Kürt sorununu ben çözerim” sözlerini anımsatan Prof. Dr. Ahmet Özer, Kürt meselesinin Kürdistan Bölgesi ve Rojava’dan ayrı tutulamayacağını, bu yüzden de görüşmenin önemli olduğuna dikkat çekti. Görüşme talebinin CHP’den geldiğini ve Kürdistan Bölgesi yetkililerinin de talebe olumlu cevap verdiklerini söyleyen Özer, “Dış politika kimsenin tekelinde değildir. Bugün AK Parti iktidardadır yarın CHP. Bugüne kadar AK Parti’yle ilişkiler yürütüldü ama yarın CHP ya da bir koalisyon olursa onlarla ilişki yürütmek durumundadırlar” ifadelerini kullandı.
ÖZTRAK'IN AÇIKLAMASI
Öte yandan CHP Sözcüsü Faik Öztrak düzenlediği basın toplantısında CHP heyetinin Erbil ve Kerkük'e düzenlediği ziyaretle ilgili soruya verdiği yanıtta "Bu ziyaret, partimizin iktidara geldiğinde hayata geçireceği en önemli projelerden biri olan Orta Doğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı projesi için görüş alışverişi çerçevesinde yapılmıştır" dedi. Son günlerde "iktidara geliyoruz" yönlü açıklamalar çoğaldı. Erken seçim naralarının atılmasının nedeni de böylece anlaşılmış oldu. 24 Temmuz 2015 ve 15 Temmuz 2016 yenilgisini bir türlü içine sindiremeyen ABD emperyalizminin harekete geçtiği ve fırsatları kolladığı görülüyor.
SONUÇ YERİNE
CHP'nin Türkiye'de HDP, Irak'ta I-KDP ve Suriye'de PYD'yi olumlayan girişimleri boşuna değil. Bu tavır ABD/İsrail imalatı "Büyük Kürdistan" hayalinin kurnazca savunulmasından başka bir şey değildir; en azından onların değirmenine su taşıyor! Geçmişte ülkemizde "dört parçada Kürdistan"ı birleştireceğiz sözlerinin CHP tarafından benimsenmesi ilginçtir!
CHP Heyetinin Bölgesel Yönetimi ziyareti ve açıklamaları aklımıza bazı soruları getirdi; Türkiye'nin komşusu Irak mı yoksa IKBY, daha doğrusu Barzanistan mı? Mesut Barzani hangi devletin başkanı ki önce onun ayağına gidiliyor? IKBY'nin başındaki kişi belli! Neden ilk önce Barzanistan ziyaret ediliyor? Başkenti Bağdat olan Irak devleti yok mu oldu? Barzanistan'ın zenginleşmesi Türkiye'nin zenginleşmesi midir? Bu nasıl bir karşılaştırma? Kürtler ve Türkler arasında sorun mu var? Salıcı ne biçim yanıt veriyor? PKK noktasındaki kaçamak cevap ise dikkatlerden kaçmıyor.
CHP'nin Irak'ın Kuzeyine yaptıkları ziyaret, PKK/PYD ile ilgili açıklamaları, Sayın Kılıçdaroğlu'nun son çıkışı bir araya getirildiğinde taşlar yerli yerine oturuyor. ABD/İsrail "Millet İttifakı"nı iktidara taşımak için düğmeye bastı! Bunun başka bir açıklaması olamaz!