Bu ülkede son yıllarda en çok kaybettiğimiz kavram hukuk ve adalet duygusu… Yaşananlar ve yapılan hukuksuzluklar, hukuku kontrol altına alma çabası ve insanların hukuktan umudunu kesmesi, bence ekonomiden siyasete hepsinin üzerinde birinci problemdir.
Çünkü hukuk ve adalet duygusu yoksa ekonomi olmaz. Siyaset gerektiği gibi görevini yapamaz. İşte hukuka inancını kaybetmemiş, ama uygulamaya ve yaklaşıma yönelik ümidimi kesmişken, hafta sonunda bir yarışma bana yepyeni bir pencere açtı.
İstanbul Barosu Staj Eğitim Merkezi’nin Çağlayan İstanbul Adalet Sarayı’nda organize ettiği Farazi Dava Yarışması’nın finalini izledim. Öncelikle kurgulanmış mahkemede savunma, iddia makamı ve mahkeme heyetinin gösterdiği ciddiyet, hukuk, adalet kaygısı mutluluk vericiydi.
Biri ağır ceza olmak üzere iki hakim, bir üniversite hocası, bir avukat ve bir Cumhuriyet Savcısı’ndan oluşan mahkeme heyeti, yani jüri karşısında tezlerini savunan pırıl pırıl gençler gördüm.
En önemlisi jüri, karşısındaki yarışmacıların kim olduğunu bilmiyordu. Her takıma bir numara verilmişti ve yarışmacıların kimlikleri hakkında en ufak bir bilgileri yoktu. Bunu sonuçlar açıklanırken bizimle birlikte öğrendiler. Sadece performanslarına, bilgilerine bakıyorlar ve onun üzerinden puan veriyorlardı.
Sonuçlar açıklandığında kazananların İstanbul Üniversitesi, finalde kaybedenlerin de Marmara Üniversitesi son sınıf öğrencileri olduğunu öğrenince mutluluğum bir kez daha arttı. Kazanan ve kaybedenden çok gençlerin yaklaşımı, tecrübeli olanların da hukuk kaygısı çok önemliydi.
Öğrendik ki yarışanların içinde Denizli’den de gelen vardı Ankara’dan da, İzmir’den de… Kimin kazandığı ikinci plandaki konu. Kritik olan genç insanların gözlerindeki adalet aşkıydı.
Ülkede yaşanan tüm hukuksuzluğa rağmen, , yarın kürsülerde olacak gençlerin doğruyu bulma kaygısı, adalet arayışı umut saçıyor. Mevcut hakim, savcı, öğretim üyesi ve avukatların onlara sahip çıkan tavrı bir mesaj veriyor:
“Hukuka inancınızı kaybetmeyin. Bugün tüm sıkıntılara ve haksızlıklara karşın umutsuzluğa düşmeyin.”
Yarışmada son derece olumlu mesajlar verildi. Gençlere söyleyenenler de, gençlerin söyledikleri de, hukuksuzluğa batmış, adalet duygusunu yitirmek üzere olan bir memlekette yarına umut dolu bir yolculuk gibiydi.
Emeği geçen başta İstanbul Barosu Staj Eğitim Merkezi olmak üzere herkesi tebrik ediyorum. Sonuçta bir ekip birinci oldu; ama bence hukuk ve adalet kazandı. Kısacası hafta sonunda İstanbul Sarayı’nda adaleti ve yarına dair umudu buldum.
Çetin Ünsalan