Müze ve hamburger

Çetin Ünsalan Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

TÜİK, Kültürel Miras konusundaki 2018 yılı istatistiklerini açıkladı. Ören yerlerine de vurgu yapılan araştırmada en çok dikkatimi müze sayısı çekti. 2018 yılı verilerine göre ülkemizde toplam müze sayımız 451 adet.

Bu rakamı iki farklı noktadan mukayese etmemiz gerekir. Mesela Almanya’daki müze sayısı ne biliyor musunuz? Tam 6 bin 800 adet... Neden Almanya? Çünkü dünyada belki güç dengeleri açısından değil ama, üretim ve sanayi ülkesi olarak nereye bakacağımızı ararsak, kültürüyle, disipliniyle ve sürdürülebilirliğiyle bu ülke gelir.

Dördüncü sanayi devriminin fitilinin yakıldığı ve Endüstri 4.0 markasıyla da dünyaya bu konuyu lanse edip, gündemine oturtan Almanya’nın gelişmişliğini müze sayılarında da görüyor olmamız sizce tesadüf mü?

Gelelim İtalya’ya... Moda ve marka olmaktan bahsederken İtalya’yı göz ardı etmemiz ve tartışmamız mümkün mü? Türkiye’nin dünya ortalamasında en önemli sektörlerinin başında gelen tekstil, hazır giyim ve ayakkabıdan çantaya kadar bunu tamamlayan ürünlerde sektörler en çok İtalya’daki gelişmeleri takip etmiyor mu?

İşte bu imrendiğimiz İtalya’daki müze sayısı ise 4 bin 158 adet... Peki bizde ne kadar? Tekrar hatırlatalım 451 adet. Şimdi meseleye salt üretim, teknoloji penceresinden bakarsak çok yanılırız.

Gelişmişliğin ve günün sonunda ürettiğinizle katma değer elde etmenin sanatla olduğu gibi tarih ve kültürle de direkt ilişkisi var. Bu fotoğraf bize inovasyon, dijitalleşme, marka olma, katma değer elde etme gibi kavramları konuşurken, işin kültüre ve geçmişe değer verme özelliğini de ortaya koyuyor.

Ayrıca sektörlere ait müze sayısının azlığı da çok açık. Mesela Almanya’ya gidin dünyaca tanınmış otomotiv firmasının, kendi içinde dünden bugüne tüm üretim kültürünü gösteren bir müze vardır. Bu ne demek biliyor musunuz? Benim işim bu; isteğim fiyatı ödeyeceksin.

Bizde 1455 yılında mesleki örgüt haline gelen Saraçlar’ın bile bir müzesi yok. Moda ve Hazır Giyim Federasyonu Başkanı Hüseyin Öztürk, kendi faaliyet alanıyla ilgili firmasında bir çorap müzesi açtı. Çok merak ediyorum; acaba sektörden kaç kişi gidip gezdi?

Türkiye’de bir iki sektörde yapılan müzeleşmeyi ve bunu destekleyen kaynak yayını sağlayan isim Prof. Dr. Önder Küçükerman’dır. Bence katma değer peşinde koşan sektörler Küçükerman’ın niye bu konu üzerinde hassasiyetle durduğunu araştırsın.

Şimdi gelelim TÜİK’in açıkladığı müze sayısını bir başka noktadan daha değerlendirmeye... Ülkemizde sonradan kültürümüze giren ve bugün yaşam şekli olarak lanse edilen, ama tüketmekten özentiliye, özgün olma yoksunluğundan esnaf kesiminin yok oluşuna kadar birçok sıkıntıya neden olan tabeladaki isim ne? Alışveriş merkezleri...

Peki Türkiye’de kaç adet AVM olduğunu biliyor musunuz? Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcılar Derneği’nin verilerine göre 432 adet... Ayrıca 81 ilimizin 65’inde bir AVM bulunuyor. 2021 yılında bu sayının kaça çıkması planlanıyor? Yine derneğin öngörüsüne bakarsak ulaşılacak rakam 469 adet.

Geçen sene sadece 13 yeni müze açıldığını dikkate alırsak ve önümüzdeki iki yılda da en iyi ihtimalle bunun kadar açıldığını düşünürsek müze sayımızın iyimser bir tahminle geleceği nokta 477 adettir; ki bu oranı yakalamamız zor.

Peki insanlar AVM’lere gittiklerinde harıl harıl alışveriş mi yapıyorlar? Yapanların da ağırlıklı olarak kredi kartlarıyla işlem yaptıklarını, ülkede de 28 milyon icra dosyası olduğunu biliyoruz. Ağırlıklı tüketim gıda noktalarında yapılıyor.

Yani ülkede müze, hamburgere karşı bir rekabet halinde. Sizce bu yaklaşımdan marka, moda, katma değer, inovasyon ya da rekabetçi bir yapı çıkar mı? Çıkar diyorsanız o hamburgercilerde çalışan çocukları araştırın. Çoğu meslek lisesi mezunudur. Bu da zaten sözün bittiği yerdir.

[email protected]

Tüm yazılarını göster