Herkes sevdalı

Çetin Ünsalan Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

Hangi görüşten olursa olsun herkes memleketine sevdalı; herkes en çok kendisinin ülkeyi sevdiğine inanıyor. Kendi düşüncelerinin sorunları aşmaya yarayacağına, başka hiç kimsenin yolunun doğru olamayacağına vurgu yapıyor.

Oysa farklı fikirlerin oluşturduğu harmanlar ile güzellikler ortaya çıkar ve kalıcı bir sonuç da böyle alınabilir. Bu nedenle demokrasilerde farklı görüşlerin, siyasi partiler nezdinde ülke için kafa yorması sistemi vardır.

Elbette ne yazık ki, ülkemizde görüşü ne olursa olsun, ‘bu memleket için iyi olacak’ kaygısı yaşamayanlar da var. Eskiden böyle değildi. İnsanların fikirlerini doğru ya da yanlış bulabilirdiniz, ama memleket sevdaları ile ilgili şüpheniz olmazdı. Garip ve anlaşılmaz bir biçimde ‘kim daha çok seviyor’ tartışması yapılırdı.

İşin slogan boyutunu bir kenara atarsak, gerçekleşmeye bakalım. Bir ülkeyi sevmek tek başına yeterli mi? Mesela çocuğunuzu seviyorsunuz ama maddi ya da manevi hiçbir ihtiyacını karşılamıyorsunuz. Sorumluluğun olmadığı bir sevgi düşünülebilir mi?

Ama memleketimde herkes ülkesini çok seviyor; ama sıra vergi ödemeye gelince, gelir yerlerde sürünüyor. Bu nedenle de iktidarlar, dünyanın en ahlâksız tahsilâtı olan dolaylı vergilere yükleniyor.

Memleketimde herkes ülkesini çok seviyor; ama çalışma yaşamında hak paylaşımına geldiğinde, kimse diğerinin ne dediğine bakmıyor. Hatta işçi ve işveren sendikalarının büyük bir bölümü üyelerinden başlayarak memleketini kişisel çıkarlarına değişebiliyor.

Memleketimde herkes ülkesini seviyor; ama verdiği oyun takibini yapıp, siyasetçiden hesap sorulmuyor. Bu kulaklar ‘çaldıysa benim paramı çaldı’ gibi garip bir repliği bile duydu; ortadaki değerin herkese ait olduğunu unutarak.

Memleketimde herkes ülkesini çok seviyor; ama gerçekten proje üreten var mı diye baktığınızda, sonuç yerlerde sürünüyor.

Memleketimde herkes ülkesini çok seviyor; ama haksızlıklara, hukuksuzluklara, kendisine dokunulmadığında göz yumuyor.

Memleketimde herkes ülkesini çok seviyor; ama sorumluluğunu yerine getirmeyip, sadece karşısındakinden fedakârlık bekliyor.

Memleketimde herkes ülkesini çok seviyor; ama ne gerçekten çalışıyor; ne gerçekten hesap soruyor; ne gerçekten karşısındakini dinliyor. İş slogan atmaya gelince herkes atıyor; lakin üzerine düşen görevi kimse yapmıyor.

Biz koca bir memleket eşini çok seven ama her gün döven insanlara benziyoruz. Çünkü demokrasi anlayışımız da ‘benimle aynı şeyi düşünüyorsan haklısın’ noktasından ileri gitmiyor.

Bu fotoğraf içerisinde de insanın içinde şunu söylemek geliyor: Olmaz olsun böyle sevda…

Çetin Ünsalan

Tüm yazılarını göster