Ülke seçimleri geride bıraktı. Bundan sonrasında ekopolitik anlamda hükümet kurulana kadar farklı farklı tartışmalara; bir tarafta dolar üzerinden yaşananlara şahit olacağız, diğer tarafta yeni idare kadrosunun yapısına bakacağız.
Ama emin olun ki, bundan sonraki süreçte ekonomik anlamda yaşanacak olanların, ortaya çıkan bu fotoğrafla hiçbir ilgisi bulunmayacak. Bu konuda hiç kimse bahanelerin ardında sığınmasın ve yaşanması kaçınılmaz olan, 12 yıllık hatanın faturasına kulp takmaya kalkışmasın.
Ayrıca yine emin olun ki, sizin hayatınızda seçim öncesinde söylendiği gibi olumlu bir gidişat olmayacak.
Ağırlaşan sorunlarınıza rağmen, önce hükümetin nasıl kurulacağı tartışılacak; ardından Ramazan rehavetine gidilecek; siyasi tartışmalar tepe noktaya varacak; Meclis açılacak; dikiş tutmayan ve gerçekle bağdaşmayan bir bütçe gündeme gelecek ve sorunlarımız yine gündem dışında olacak.
Elbette arada yediğimiz zamları da bu tartışmaların arasında gölgelemek isteyecekler. Sürekli bir gündem fırtınası eşliğinde zor bir ekonomik sürece doğru koşacağız. Seçimler umuttur; rahatlamadır; kim kazanırsa kazansın. Fakat bu sefer üzülerek belirtmek isterim ki; öyle olmayacak.
Sizlere haftanın bu ilk gününde, bir seçimin akabinde çok güzel şeylerden bahsetmek isterdim. Ama her geçen gün daha çok iliklerimize kadar hissedeceğimiz bir krizin, kaotik bir ortamın kapısında gerçekleri söylemenin mesleğimin zorunluluğu olduğuna inanıyorum.
Bu süreçten sadece uyanık olarak, birbirimize daha çok sarılarak, siyasilerin bizi kavgaya tutuşturmasına olanak vermeden, aynı tarafta olduğumuzun, faturayı beraberce ödeyeceğimizin bilinci içinde hareket ederek en az hasarla çıkabiliriz. Bunun için de gerçekleri bilmeye ihtiyacımız var.
Çünkü 12 yıllık hovardalığın faturasını ödemeden bu süreçten çıkmak mümkün değil. Umarım önümüzdeki süreç Türkiye’ye ve Türk Milleti’ne Anadolu olduğunu hatırlatır; 100 yıl öncesindeki koşullara adım adım gelmişken, çıkışı da o günkü ruhta bulur.
Çetin Ünsalan
Not: Bu yazı özellikle seçim öncesi kaleme alınmıştır.