Türk milletini kimse korkutamaz!

Soner Polat Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

Bombalı araç ile askerlerimizi hedef alan saldırının yaraları sarılmadanTürkiye bir kez daha yasa boğuldu… Ankara’nın göbeğinde yeniden vurulduk! Milletimizin başı sağ olsun! Hayatını kaybeden yiğit yurttaşlarımıza Tanrı’dan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum… Ancak Türk milletini kimse korkutamaz! İmparatorluklar kurmuş bu büyük millet üç beş bomba ile teslim olmaz. Şu andan itibaren, göreceksiniz, milletimiz görüş ayrılıklarını bir kenara bırakarak terör ve arkasındaki devletlere karşı ortak bir milli cephe oluşturacaktır…

ÖNCE DÜŞMANINI TANI!

Öncelikleülkemize yönelik tehlike, risk ve tehditlerin nereden kaynaklandığınıdoğru olarak belirlemeliyiz.Burada tereddüt gösterirsek, adım atamayız! Sınırlı kaynaklarımızı ve istihbarat gayretimizi gerçek tehdit üzerinde yoğunlaştıramayız! Karıncalarla uğraşırken filler bizi ezer geçer! Çinli General Sun TzuMÖ 500 yılında her türlü stratejinin başlangıç noktasını belirlemişti: “Önce düşmanını tanı!” İsterseniz, kısa bir durum değerlendirmesi yapalım…

KISA BİR TAKTİK ANALİZ

Taktik düzeyde bu tür bir eylemi ya IŞİD ya da PKK gerçekleştirmiş olabilir… IŞİD, ABD Savunma İstihbarat (DIA) Başkanı’nın (Emekli Korg. Michael Flynn)da itiraf ettiği gibi Batı istihbarat örgütleri ve İsrail’in yarattığı bir sanal yapılanmadır!TSK da bunu böyle değerlendirmiştir. İsrail’i hedef alan tek bir eylemi bile yoktur. Bütün talimatlarını ABD ve İsrail’den almaktadır! Bu kanlı örgüt, Batı emperyalizmi ve suç ortaklarındandestek almadan Türkiye karşıharekete geçemez!

PKK ise Batı emperyalizmin ta kendisidir… Türkiye’yi bölmek isteyenler PKK kıyafeti giyerek karşımıza dikilmiştir. PKK ne Türkiye’ye ile savaşabilir ne de Türkiye’yi bölebilir! Bizi bölmek ve yutmak isteyen emperyalizmdir. PKK’yı besleyen, kollayan ve palazlandıran da Batı başkentleridir. Hangi başkent Türkiye’nin PKK ile pazarlık masasına oturmasını talep ediyorsa, o ülke PKK’nın yakın müttefikidir! PKK da tıpkı IŞİD gibi, efendisinin onayı ve yardımı olmadan bu tür işlere girişmez!

KISA BİR STRATEJİK ANALİZ?

Burada atılacak en yanlış adım, tetikçi ile uğraşıp ona silah ve parayı verenleri göz ardı etmektir. Böyle davranırsanız, olayı basit bir cinayet vakasına dönüştürürsünüz. Bu takdirde ise azmettiriciler ellerini kollarını sallaya sallaya müteakip tezgâhı planlarlar… Öncelikle bu saldırının kişileri değil, Türkiye’yi ve onun yüksek menfaatlerini hedef aldığı kabul edilmelidir.

Dünyanın her yerinde, Paris saldırısı da dâhil, bu tür büyük terör eylemlerinin ardında mutlaka bir devlet bulunur… İşini bilen bir istihbarat teşkilatı derhal devlet çapında tedbir almak için terör örgütünün arkasındaki devlet ya da devletleri arar… İstihbaratçı,gözü ile görmediğini aklı ile aklı ile göremediğini yüreği ve sezgileri ile görür.Biraz geriye baktığımızda şunları görürüz:

CFR (gizli Dışişleri) ve STRATFOR (gölge CIA) Türkiye’nin 2016 yılında terör eylemlerine sahne olacağını söylemiştir.

CIA eski istasyon şefi Henry Barkey 4,5 ay önce, “IŞİD İstiklal caddesinde bomba patlatırsa ne yapacaksınız?” sorusunu gündeme getirmiştir.

ABD, Türkiye’ye karşı PYD’yi tercih ettiğini bütün dünyaya duyurmuştur.

ABD’nin en az 10 resmi yetkilisi TSK’nın PYD’ye yönelik top atışlarını durdurmasını talep etmiştir.

ABD, FETÖ’ye karşı yapılan operasyonlardan duyduğu rahatsızlığı devlet düzeyinde dile getirmiştir.

ABD üç gün önce Türkiye’yi PKK ile pazarlık masasına oturmaya davet etmiştir.

İki eski ABD Ankara Büyükelçisi, diplomatik teamüllerin bütünüyle dışında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı istifaya davet etmiştir.

ABD saldırıdan kısa bir süre önce terörist bir eylem yapılacağı konusunda vatandaşlarını uyarmıştır.

KARARSIZ VE SALLANAN BİR ÜLKE

ABD, AB ve İsrail,hayati önem atfettikleri aşağıdaki konularda kararsız, dengesiz ve sallanan bir Türkiye tablosu görmektedir:

Bölücü ve gerici bir anayasa ve arkasındaki eşit vatandaşlık ve özerklik!

PKK ile mücadeleyi baltalayacak ikinci açılım süreci!

Bazı güvendiğimiz merkezlerin bu konularda Türkiye’yi kendince hizaya getirmek için terörü kullanması muhtemeldir! Harp düşmanın azim ve iradesi kırıldığında biter. Türkiye, yeni anayasa girişimine kesin olarak son verdiğinde ve PKK ile mücadelesinde, yasal mevzuatı da düzenleyerek bütün bir milletin desteğini arkasına aldığında her şey değişecektir. Komşularla işbirliği yapılırsa, bu değişim çok daha hızlı olacaktır…

Kötü niyetlilerin azim ve iradesini ancak bu koşullarda kırabiliriz! Türk milleti bütün bunları yapabilecek fikri ve fiziki kabiliyete sahiptir. Gün kavga günü değil, parti ayrımı gözetmeksizin birlik, bütünlük ve dayanışma günüdür… Ne mutlu Türk’üm diyene!

NOT: 17 Mart 2016 günü saat 14.30’da Marmara Üniversitesi Göztepe yerleşkesinde Atatürkçü Düşünce Kulübü’nün düzenlediği, “Türkiye Nereye Gidiyor?” adlı panele Avukat Sayın Nusret Sanem ile birlikte konuşmacı olarak katılacağım.

Amiral Soner Polat

ulusalkanal.com.tr

Tüm yazılarını göster