Talat Paşa Komitesi ülkemizin gurur kaynağıdır!

Soner Polat Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

Talat Paşa Komitesi’ne (TPK) teşekkür borçluyuz. Emperyalizm 2015 yılında Ermenileri öne iterek atağa kalktı. Ama TPK büyük bir maharetle planladığı eylemleri ile rakiplerimizi sürekli olarak savunma konumunda tutuyor. Soykırım sahtekârlarına, en zayıf noktalarından darbe üstüne darbe indiriyor. Stratejik taarruzla rakiplere nefes aldırmıyor…

TKP Atina çıkarması ile göz kamaştıran bir taktik, operatif ve stratejik başarı elde etti.

Taktik başarı elde etti; çünkü tüm engellemelere karşın yalanı Yunan kamuoyunun gündemine taşıdı. En azından bir kişi, engelleri aşarak basın açıklaması yapmayı başardı. Türk kamuoyunu sorunun içine çekti.

Operatif başarı elde etti; çünkü demokrasinin beşiği olduğunu iddia eden Yunanistan’ı, düşünceden korkan, zavallı, pısırık bir ülke konumuna düşürdü. Bu ülkeyi, yasal pasaport taşıyan kişilerin ülkesine girişine izni vermemesi nedeniyle, Burkina Faso, Uganda gibi ülkelerin seviyesine indirdi. Ayrıca pasaportlara vurulan “Bir daha Yunanistan’a giremez!” damgası nedeniyle Batı’nın demokrasi ile faşizmi kolaylıkla yan yana getirebileceğini gösterdi.

Stratejik başarı elde etti; çünkü Atina’nın kalbinde basın açıklaması yapabilecek bir öz güven, Batı dünyasında konuyu bilmeyen ön yargısız kişileri, “Acaba Türkler haklı olabilir mi, aksi halde bu kadar iddialı ve cüretkâr olamazlardı!” düşüncesine sevketti. İçte ve özellikle dışta, tam anlamıyla dört dörtlük bir algı operasyonu oldu.

Özeti mi? Yunanistan sahadan kaçtı. Tartışmasız bir hükmen galibiyet: YUNANİSTAN:0 TPK: 3

TPK’nin başarısı bununla da sınırlı kalmadı. Türk Milletinin aşağıdaki konular hakkında etraflıcadüşünmesini sağlayacak bir ortam oluşturdu:

Türk Dışişleri Bakanlığı yüzyılın sahtekârlığı olan Ermeni yalanlarının Batı’nın suratına çarpılması için ne kadar isteklidir?

Atina Büyükelçiliğimiz T.C. vatandaşlarının yasal bir pasaportla Yunanistan’a girişini niçin sağlayamamıştır?

Türk devleti sözde soykırım yalanı ile hangi vasıtalarla mücadele etmeyi tasarlamaktadır?

TBMM’deki dört parti de bu hayati konuda niçin çalışma yapmamaktadır?

Bu yalana karşı geçmişte büyük zaferler kazanmış baba-oğul Perinçek’ler niçin ısrarla bu işin dışında tutulmaktadır?

Türk basını, Cumhuriyetçi kanadı da dâhil, işin içine emperyalizmin girdiği Ermeni yalanı gibi konulara niçin gözlerini kapayarak “çiçek, böcek” gibi konularla uğraşmayı tercih etmektedir?

Batı, kendi kirli ve utanılacak geçmişine bakmadan, büyük Türk milletini haksız ve hukuksuz olarak soykırımcı olarak yaftalamak istiyor.Şimdi kendi kendimize şu soruyu soralım: “Türk milletinin bir ferdi olarak, bu sıfatı kabul ediyor muyuz, etmiyor muyuz?”

Eğer etmiyorsak, şu yalın gerçeği görmeliyiz. Geçmişte Doğu Perinçek ve arkadaşları, günümüzde de TPK, kendi davalarını değil, Türk milletinin davasını, senin, benim, onun, bizim adımıza büyük bir özveri, yüksek bir ahlak ve cesaretle savundular, savunuyorlar. Çoluk çocuklarından kestikleri kaynaklarını bu uğurda seve seve harcıyorlar… Gurbet ellerde hapis yapma dâhil, her türlü çile ve eziyeti göze aldılar. Batı’nın mahkemelerinde kahramanca dövüştüler. Hiçbir şey yapmıyorsak, yapamıyorsak bile, Millet olarak, en azından yanlarında olduğumuzu kendilerine hissettirelim.

Kendini medeni sanan ama uygarlığın kırıntısından bile nasibini almamış, fanatik, ön yargılı, düşünce yoksunu bir ülkenin başkentinde Türk milletinin haklarını savunmaya herkesin yüreği yetmez! Bu ancak, onurlu, ilkeli, erdemli, yiğit, inançlı ve yurtsever insanların cesaret edebileceği bir eylemdir. Kerameti kendinden menkul kurumlar yıllardır havanda su döverken, TPK hedeflerini on ikiden vuruyor.

Atina’ya çıkarak Yunanistan’ı sarsan, onların dengesini bozarak, bir devlete yakışmayan garip davranışlar içine iten, bu koşullar altında bile haklı davamızı en güçlü şekilde savunan TPK’nin onurlu, saygın ve vatanperver mensuplarına minnet, şükran ve vefa duygularımı iletiyor; huzurlarında saygı ile eğiliyorum. Yolunuz ve bahtınız açık, rüzgârlarınız insaflı olsun!

Milletçe onları izlemeye (hem haberdar olma hem de peşinde gitme anlamında!) devam edelim! Onların başarısı, senin, benim, bizim, Türk milletinin başarısıdır!

Amiral Soner Polat

ulusalkanal.com.tr

Tüm yazılarını göster